SABIRLA BEKLEDİM. SONUÇTA VİCDAN SAHİBİ BİR PROF. ÜNVANLI BİR AKADEMİSYEN DİYANETTEN BİR ADAM ÇIKTI.
YETKİLİ BİR PROF. TOPLUMDAKİ BU YANLIŞ DAVRANIŞLARI ELEŞTİREN BİR SES VERDİ.
BUYURUN, BİDAT VE HURAFELER HAKKINDA BU PROF. NE DİYOR OKUYUN.
Din işleri yüksek Kurulu üyesi;
Prof. Dr. Bünyamin ERUL' un çok önemli açıklamaları:
"Değerli kardeşlerim,
Son yıllarda sanal medyada Hz. Peygamber'e (asm) şu kadar salevat getirilmesi, şu kadar Yasin, Tebareke okunması hatta hatimler edilmesi şeklinde kampanyalar düzenlenmektedir.
İyi niyetle de olsa, bu tür gayretler, bizleri yanlış bir din anlayışına sürüklemektedir.
Allah'a ve Rasulüne olan sevgimiz, Islam davasına sahip çıkmamız, bu tür gayretlerle değil, Yüce Kitabımızın ahkamına ve Sevgili Peygamberinizin ahlakına sarılarak gerçekleşir.
Allah'ın emir ve yasaklarına, Rasülünün sünnetlerine uyarak gerçekleşir.
Dava, dilde kalan dua ile değil, eyleme ve davranışlara dönüşen çabalarla kazanılır.
Sahabe ve Selef alimlerimiz, fetihleri ve zaferleri oturdukları yerden yüzlerce binlerce dua ve salevat ile değil, bizzat mallarını ve canlarını ortaya koyarak kazandılar.
Sizi, bu hususta asılsız çağrılara değil, Allah ve Rasul'ünün hayat veren gerçek yoluna; Kitaba ve Sünnete davet ediyorum.
Bizler, Kur'an ve Sünnetleri yaşadık da bu yetersiz mi kaldı? Ortada 14 asırdır yaşanan bir İslam var iken, işimiz bu tür bid'at ve hurafelere mi kaldı?
(Rasûlullah sav ve Ashab hiç bir zaman oturdukları yerden tesbih çekerek veya sadece fetih sureleri okuyarak başarılı olmadı.
Bedir'de saha da, Hendek'te mücadele de, Mekke'de yollar da idi.
Tabii ki bununla birlikte duâ 'da ediyordu.
Yani önce fiiliyyat.
Ve yine Hz Musa Fravuna karşı durduğu için Kızıldeniz kıyısındaydı.
ABD, İSRAİL, RUSYA savaşsın.
Silah üretsin biz ise kılımızı kıpırtmadan sadece okuyalım.
Böyle zafer olmaz.
Allah'ın vaadi duâ'yı fiiliyata dökmeyenlere değildir.
Peki kim küfre karşı çıkacak?
Kim vatanını koruyacak?
Kim şehadete koşmadan bu vatanı savunacak?
Fatih, istanbulu fetih suresi okuyarak değil, fetih suresiyle amel ederek fethetti.
Bizim Oturduğumuz yerden okumamız ancak küfrün zaferi olur.
Lütfen bu tür asılsız kampanyalara iltifat etmeyin" diyor.
İŞTE BÖYLE DİYOR SAYIN HOCAM.
Benim kandiller hakkında bidatlar la ilgili yazılarımda bunları anlatıyordu.
Haksız değil degerli hocam ama anlayan kim?
Herkes yine bildiğini okuyor kandil kutlamalarında yarışıyor.
Yani bu davranışın bidat olduğunu bile bile yapanlara, ne demeli?
Bidatların büyük günah olduğunu bile bile bu günahı işleyenlere ne demeli?
Ben birşey demiyorum. Ancak Allaha havale etmeden de durmuyorum.
Peki, bidat olan yazılarımı sosyal medyada paylaşmak mı?
Bidatlarla ve hurafelerle mücadele etmek amacıyla yazılan bu tür makaleleri paylasmak mı daha doğru?
BENCE BU YAZILAR PAYLAŞILARAK YAYGINLAŞTIRILMALI DİYORUM...
Asıl bu yazıyı birbirinize gönderin ki; hurafelerden kurtulabilelim...
sevgili sanal günlük bugün güzle bir gündü ama ben yine çok takıntılı birine dönüştüm. yakın gelecekte olmasına niyet ettiğim şeyler için heyecanlıyım. güzel bir kitap okuyorum hava da serin bunlar bana iyi geliyor hamd olsun..
bugün seninle ikinci günümüz <3 biraz kendi kendime konuşayım diye varsın, eğer varlığını merak ediyorsan.. sanki normalde yazmasam da kendi kendime konuşmuyorum. neyse bugün yine neler olduğunu anlatacağım ama bu kısa sürecek çünkü dünden farksızdı. istediğim saatte uyandım. bu, bugünün en güzel şeyiydi. kahvaltı yapabildim bu sayede. ikinci en güzel şey ise kütüphanede hiç tanımadığım bir kızın 'kolay gelsin, başarılar' diyip gülümsemesi oldu. günüm bir kaç saniyeliğine değil birazdan uykuya dalana kadar güzelleşmeye devam edecek. eti çok sevdiğim için ve bunu neredeyse bütün arkadaşlarım bildiği için akşam yemeğinde fazladan yemek yemiş oldum. et.. gerçekten yaşam sebebimsin. bu sanırım babamın kasap olmasından kaynaklanıyor. yazı yazmaktan parmak boğumlarım ağrıyor. ben uyuşurlar sanırdım ama beni vizelerin bitimine kadar idare edecek, canım parmaklarım. Allah affetsin bugün okulda kıbleyi yanlış taraflandırmış olabilirim. sağımı solumu 20 yaşına geldim hâlâ ayırt edemiyorum. böyle giderse hiç öğrenmeyeceğim. geçen hafta iptal ettiğim göz randevuma gitmediğim için çok pişmanım. şimdi doktora gitmek için ara da bul o boş zamanı. bugün herkes gözlerin çok kızarmış diyip acıdılar. makyaj o diyemedim.. ama ağrıması gerçeği de var. gözlerimin hassas olduğunu bilip illa bir şeyler sürmem nedendir? okulda tek başıma yemek yerken bir şey açıp izlememek için çok zor tuttum kendimi. bir an önce bunu normalleştirmemiz lazım. bugün doğan cüceloğlu sayesinde neden sebepsiz yere mutlu olup iyi hissettiğimi öğrendim. meğer bunun sebebi kendin gibi olup, kendi özünde olmak ve kendinle yaşamayı bilmekmiş. bu hayatta yapabildiğim en iyi şey bu. o yüzden kalabalıkta, birden çok insanın yanında ve kendimi ifade edemediğim yerlerde bulunmuyorum. yalnızlık olarak tanımlamıyorum ben bunu. onu da çok severim orası ayrı konu. ama işte kendimle olmak daha iyi gelmiştir her zaman. cuma günü bir arkadaşıma ders çalışma sözü verdim. hiç gitmek istemiyorum. ben bir başkasıyla çalışamam ki. kötü düşünmek istemiyorum ama umarım gitmem :") bugün düne oranla çok uykum var. iki fincan yerine bir fincan içtiğim içindir. bir ara aklıma çok kahve içip kalp krizi geçiren aile tanıdığımız geldi o yüzden günde iki bardağa indirdim. bir de su içsem çok güzel olur. kaşlarımı da çatıp durmasam tamamdır. biri beni sustursun yoksa hayatımın tüm gereksiz ayrıntılarını buraya dökeceğim. ve sustum.
Elbette görmeden aşık olunur ama güvenilmez. Kitaplar, filmler ,şarkılar ve diğer gerçeklikten uzak şeylerde güzeldir 'mesafe aşkı'. Ama gerçekte 1-2 yıl, en fazla 3 yıl sürer. Kimse kitap karakterleri gibi değil olamazda. İlla ki bir gün aldatır, terk eder, soğur vs... Ve bir insan en fazla 2-3 kez aşık olur ama "Mesafe aşkı" yüzünden 1 yılda 4-5 sevgili değiştiriyorlar artık. Bende bu hatayı yaptım ama gerçekten, ilk kez aşık olmuştum ve sanırım hâlâ öyleyim. Bence iyiliğin için uzak dur bu saçmalıktan. Ama senin hayatın, sen bilirsin, ben sadece fikirimi söyledim.
Sosyal sitelerden gördüğünüz her güzel, yakışıklı insana aşık oluyorsunuz. Bir kere oturup çay içemediğiniz insanla aylarca konuşuyorsunuz ya da siteden tanışıp büyük beklentilere giriyorsunuz. Herşeyi tamamen sanal yürüterek bir yere varmaya çalışıyorsunuz. Mesafe ilişkisi yaşayarak onun en zor anında mesaj çekerek yanında olduğunuzu sanıyorsunuz ya da o öyle sanıyor. Reelde tanıdığınız insanı ki tam olarak en sevdiği yemeği bile merak etmeden hoop bam güm çata girişiyorsunuz. Her şeyi aşırı hızlı yaşayıp tüketiyorsunuz. Acınızı unutmadan başka ilişkilere girişiyorsunuz ordan oraya daldan dala kendinizi kaybettiğinizi fark etmeden yaşıyorsunuz. Belli değer yargılarınız olmadan hayatınıza aldığınız insanın özgürlüğünü kısıtlayarak onu çevreden izole ederek yaşıyorsunuz ilişkiyi. Bize zarar veren ilişkiyi seviyorumlar adı altında sürdürerek kendinizi tüketiyorsunuz. Gereksiz kıskançlıklar yaparak o insanı sarsıyorsunuz ve eninde sonunda gitmesine sebep olup acı çekiyorsunuz. En küçük kavgada küfürler yağdırarak hem ona hem kendinize hem de ilişkinize saygınızı kaybediyorsunuz. Size fiziksel ve sözlü şiddet uygulandığı halde abi aşığım ya kafasını yaşayarak salaklığınıza doymuyorsunuz. Sürekli mesajlaşmak araşmak çok sevmek demek değildir bilmiyorsunuz. Kırdığınızda empati kurmayı denemiyorsunuz. Hatayı kendinizde arayacak bakış açısına sahip değilsiniz. Biriyle konuşurken başkasıyla da konuşuyorsunuz, eski sevgililerinizle arkadaş kalıp hayatınızdaki insana yanlış yapıyorsunuz. Adam gibi tanımadan aa bu da gol değil diyorsunuz. Yahu sorun sende yani. Oturaydın tanıyaydın. Tanış, buluş, sevgili ol, seviş, ayrıl, ee nereye kadar? Kaç kişiyi böyle harcayacaksın kendinle birlikte. Tanışma süresini uzun tutmuyorsunuz. O insanı düzgünce tanımadan her hareketine kulp buluyorsunuz. Değer vermek ne demek, sevgi ne demek bilmiyorsunuz bari biraz aşk filmi seyredin kitaplar şiirler okuyun belki anlarsınız düşük ihtimal. Öyle kimsenin hayatına zart diye girip zart diye çıkamazsınız. Size içini açan birini keyfi bırakamazsınız. Sınırlarınızı, nerede durmanız gerektiğini nerde ne söylemeniz gerektiğini bilmeden kırıp döküyorsunuz.✍️ 🥀