Duanın en güzel, en lâtîf, en leziz, en hazır meyvesi, neticesi şudur ki:
Dua eden adam bilir ki, birisi var ki onun sesini dinler, derdine derman yetiştirir, ona merhamet eder. Onun kudret eli herşeye yetişir. Bu büyük dünya hanında o yalnız değil; bir Kerîm Zât var, ona bakar, ünsiyet verir. Hem onun hadsiz ihtiyâcâtını yerine getirebilir ve onun hadsiz düşmanlarını def edebilir bir Zâtın huzurunda kendini tasavvur ederek bir ferah, bir inşirah duyup, dünya kadar ağır bir yükü üzerinden atıp اَلْحَمْدُ ِللهِ رَبِّ الْعَالَمِينَ1 der.
“Bir kimse güzelce abdest alarak CUMA Namazına gelir, hutbeyi ses çıkarmadan dinlerse, iki cuma arasındaki ve fazla olarak üç günlük daha günahları bağışlanır. Kim hutbe okunurken çakıl taşlarıyla oynarsa, (günümüzde telefonla) boş ve mânasız bir iş yapmış olur. ” (Müslim, Cuma 27)
Enes’in (r.a.) naklettiğine göre, Resûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu:
“Zalim de olsa mazlum da olsa kardeşine yardım et.” Bunun üzerine birisi, “Ey ALLÂH’ın Resûlü! Eğer mazlum ise yardım ederim, ancak zalimse ona nasıl yardım edeceğim?” dedi. Resûlullah buyurdu ki, “Onu zulümden uzaklaştırırsın veya onun zulmüne engel olursun. İşte bu ona yapacağın yardımdır.” (Buhârî, İkrâh, 7)
Esselamü Aleyküm Ve Rahmetullahi ve Berekâtühü kardeşler. Kısa zaman sonra Umre yolcusuyuz inşaAllah. Dua isteyen ve ya hatmi olup orada bağışlansın duası yapılsın isteyen var ise, bunlara vesile olabilirim.