Tumgik
#kim yahu
mavininincisiiderya · 3 months
Text
Neden neden hep üzüyorlar beni? NEDEN HEP KÖTÜ OLDUM?Neden hep dağıldım?Ailem bile beni sevmedi.Hep iyilik yapmak istedim.Ama hep kötü ben oldum.Ailemde bile kötü benim.Bu uygulamyı gelecekde hoş bi hatiram olsun diye indirdim.Ama burdada yahu burdada acı çekdim.Mutlu olmak istedim 1 uygulamada.Ya 1 uygulamada mutlu olmak istedim.ne özenle indirdim bu uygulamayı ben.1 uygulamada mutluluk aradım.Ve sonda Yine acı çekdim yine paramparça oldum.Eğer bu yazdıklarımı gelecekde Dery okuycaksınsa sana Bİ ŞEYLER DEMEK İSTİYORUM"Derya beni çok üzdüler be.Çok inditdiler çok öldürdüler.Hep gülüyorum ama ne acılar çekdigimi anlamıyorlar yemin ederim anlamıyorlar.Bak şimdide gülüyorum😅😅😅😅.Güzelmiş dimi?evet.Ama ben paramparçayım.Kendimi toparlayamıyorum Başkalarını mutlu etmek istedim ama hep suclu ben oldum.Ne yapsam kötü oldum.kendimi toparlayamadım başkalarını iyileşdirmek istedim.YEMİN EDERİM KÖTÜLÜK YAPMAK HİÇ Bİ ZAMAN İSTEMEDİM.Sana bi şey diyeyim.Nolur sen kendini koru.Sen güçlü ol.Sen kendini sev.Sen seni üzmelerine izin verme.Ve yanında kim varsa bilki o seni çok seviyor seni senden çok seviyor sen bile belki kendini sevmiyorsun çünki sen Deryasın Kendini sevmeyen kendinden hep kaçan birisin ama o yanındaki seni çok fazla seviyor.Eger bu cümleleri okuyorsa seni çok seviyor.Yanındakı kim bilmiyorum ama onada bişeyler demek istiyorum.Hey sen evet sen.Deryanın yanındakı yakışıklı.Derya seni çok seviyor.Nolur onu üzme.Onu kırma onu çok kırdılar.Çok üzdüler.Şu cümleleri okuyorsunsa demekki derya seni seviyor güveniyor.Nolur onu koru onu kendisi bile koruyamadı.nolur sev onu.O LeÇEKLERİ KOPARILMIŞ Bİ ÇİÇEK.Belkide okadarda güzel diyil ama işte Kendini çiçeye benzetiyor.Nolur onu üzme.Belkide bu cümleleri gelecekde okumayacaksında Derya.Kim bilir belkide odünyaya gitdin.Yanı evet evet öldün.gerçi ben ölümden korkarım sendemi korkuyorsun? AY BU NE SORU sende bensin ya zaten tabiki sende korkucaksın.Ama kim bilir belkide o dünya güzeldir.belkide o dünyada seni üzmeyecekler.Gerçi o dünya güzelmi aceba.
49 notes · View notes
insanzee · 2 months
Text
@abrahammm aynı yayını sürekli rb yapmak yerine yanıtını kopyaladım altına bişeyler yazayım.
Elindeki telefonun kendiliğinden bir araya gelmez bunu biliyorsun burdan yola çıkarak bu telofunu birisi yapmış diyorsun. O tuşlara basan parmakları sen yapmadığına göre o zaman o parmakların bir mucidi var...
🙂 yahu @abrahammm kardeşim bu nasıl bir argümandır sıkılmadınız mı aynı saçmalıklardan?
Tanrının varlığını böylemi kanıtlayacaksın:) evet telefon kendiliğinden olmadı biri yaptı ve yapanı da biliyoruz nasıl yaptığını, ne zaman yaptığını da saatine kadar biliyoruz. Tuşa basan parmaklarımızın nasıl oluştuğunu da biliyoruz ama sen evrime inanmadığın için anlatmaya lüzum yok..Şimdii, madem hiçbir şey kendiliğinden olmaz, her şeyin bi mucidi varsa Allah'ın mucidi kim? Allah'ı kim yarattı? Ve İddianıza göre benim mucidim o ise beni, yani insanoğlunu, yani söz de ilk insan ademi ne zaman yarattı? Bana tarih verirmisin?
Saçma sapan argümanlarla bu muhabbete devam edip geçenler de olduğu gibi yayınlarıma yoruma gelip vaktimi çalarsan engellemem gerekecek bilesin. Hadi esen kal.
37 notes · View notes
kotukarma · 20 days
Text
Tumblr media
Evet, ilmektir boynumdaki ama, ben kimsenin kölesi değilim.
Tarantula yazdılar diye göğsümdeki yaftaya, tarantulaymış benim adım diyecek değilim.
Tam düşecekken tutunduğum tuğlayı kendime rabb bellemeyeceğim.
Razı değilim beni tanımayan tarihe, beni sinesine sarmayan tabiattan rıza dilenmeyeceğim.
İnsanlar hangi dünyaya kulak kesilmişse öbürüne sağır olmuş.
Gözlerim nemli değil, Gözlerim namlu.
Beynimde hep mânâlı bir uçurum.
Devir öyle bir devir ki insan kalkıp da "Şuyum," diyemiyor; iyi bir şey zannedip "Ben de," diyorlar. Şöyle gönül rahatlığıyla bir içimi döküp "Yahu ben şizofrenim galiba," desem "Aa devir şizofreni devri, kim değil ki, sen bizim Muhtar ile Başkanı bir tanısan," diyorlar. Onları duyunca birden benim şizofrenim ister istemez iyi bir şeye dönüşüyor.
Cehalet denizi engindir, ama cahil de bir türlü boğulmaz.
Merkezileşmiş tek bir dünya pazarı vardır: İnsanlar fanatizm kurbanı olmuş, ayrışmış ve bölünmüş. Yoksa bu bir Ortadoğu projesi mi ?
Efendim, ne diyelim, desek söz, demesek yüreğimize köz oluyor.
Ne kolay kendinle baş etmek yerine dünyayla ve ötekilerle baş etmeye çalışmak.
Ne tuhaf, çocukken görünmez olmak isterdim, meğer zaten görünmezmişim.
Zira yaşamaktan duyduğum ıstırap da sanki biraz yaşayamamaktan.
Anımsatmak isterim ki, “deli damgası” şizofrenler ve yakınlarının kişiliklerine yönelik bir şey değildir. Tamamen sosyolojik bir sorundur. Sorun; tarihsel, ekonomik, sosyal, politik ve başka bir çok belirleyenden etkilenmektedir. Bu nedenle topluma kırgınlık duymak yersizdir.
Yaşamak debelenir içimde kıvrak ve küheylân. Beni artık ne sıkıntı ne rahatlık haylamaz.
34 notes · View notes
sensedim1938 · 5 months
Text
Tumblr media
Bahçeli: "Anayasa Mahkemesi hukuk düzeninin safrasıdır. PKK ve FETÖ'cülerin can simididir," demiş.
Yahu bu AYM'nin 15 üyesinin 10'unu bizzat RTE kendisi atamadı mı? Diğer 5'ini de AKP ve MHP'nin çoğunluk oylarıyla siz TBMM'de seçmediniz mi?
O halde PKK'lı ve FETÖ'cü kim?
🧐
33 notes · View notes
nesrin-c · 1 year
Text
BİZ BÜTÜN BUNLARI, MAFYA ARTIKLARININ AÇIKLAMALARIYLA, SEKS KASETLERİYLE, ŞANTAJ VE MONTAJLA, MİLLETİN YATAK ODASINA GİRMEYLE VE FETULLAH GÜLEN CEMAATİ İLE DİRSEK TEMASI KURMAYLA SEÇİM KAZANILACAĞINA İNANAN SALAKLAR VE BU SALAKLARI ALKIŞLAYANLAR YÜZÜNDEN YAŞIYORUZ.
Hatırlar mısınız bilmem,
Bir zaman önce, sosyal medyada fenomen olan sıkıntılı bir çocukcağız vardı.
Bu kardeşimiz önceleri ekranın karşısına geçip travmalarını anlatıp ağlıyordu. Sonra beğeniler gelmeye başladıkça, canlı yayınlarda, bu anlatımların yanına, sağını solunu kesmeyi de ekledi. Öyle ki, kan döküldükçe ve çocuk gözyaşları döktükçe, takipçiler daha çoğalmaya başladı. Hatta yüzbinlere dayandı. Takipçilerin tek istekleri vardı. “Bu kadar saçmalama yetmez. Bize daha fazlasını göster.”
En sonunda “reyting” belasına, çıtayı yükseltmek adına ve büyük ihtimalle, sonuçlarını da düşünüp etmeden, parklarda erkek çocuklara “Birbirinizi dudaklarınızdan öperseniz, size para vereceğim.” gibi videolar çekmeye başladı.
Ve en sonunda da sanırım bu videolar başına bela oldu ve hapis cezası aldı.
Sonra ne oldu biliyor musunuz?
Bu çocukcağızı destekleyen, ona “Yürü koçum, kim tutar seni.” diye gaz verenler, bu kez de dönüp, “Yahu bu kadar da olmaz ki. Ne kadar rezilsin sen.” falan deyip, hakaret etmeye başladılar.
Sonuç olarak,
“Dün kendi elleriyle yarattıklarını, bugün yerin dibine soktular.”
***
Sabah sabah size bunu neden mi anlattım?
Anlatayım.
Seçim tarihi belli olduktan hemen sonra, halen namusunu, onurunu, kavgasını ve vicdanını kaybetmemiş olan muhalefet kanadını insanları, kolları sıvayıp, nihayet, yıllar sonra, bir seçimden iyi sonuçlar alıp, iktidarı alt etmek için çalışmalara başladı.
Sandıkların nasıl korunacağından tutun da, mahalle mahalle gezip, insanlara nasıl ulaşılması gerektiğine kadar, her şey en ince ayrıntısına kadar düşünüldü ve harekete geçildi.
Ülkenin hor görülenleri, eziyet çekenleri, itilip kakılanları ve ötekileştirilenleri…
Kim varsa, ayağa kalktı.
Bahar…
Umut…
Direniş…
Birlik…
Özgürlük…
Barış…
Eşit bir yaşam…
Çoluk çocuk, genç yaşlı, kadın erkek, köylü kentli, Kürt Türk, Alevi Sünni…
Artık aklınıza kim gelirse…
“Bu kez olacak!”
***
Ama olmadı.
Olamadı.
Çünkü, nasıl olduysa, bir anda, içimize çöreklenen ve kendilerini bizdenmiş gösteren yaratıklar birer ikişer ortaya çıkmaya başladı.
Kanal belliydi.
Suyun akacağı yol belliydi.
Döküleceği deniz belliydi.
İçimizdeki yaratıklar kanalın önünü kapattı, suyun akışını değiştirdi.
Berrak olan suyu bulandırmaya başladı.
İşte “Kaybetmeye mahkumuz” kısmı da tam burada başlıyor.
Çünkü “Devrim ahlaksızlık ve vicdansızlık” kabul etmez.”
Ahlaksızlığın ve vicdansızlığın olduğu yerde devrim olmaz.
Kazara olsa da, kimseye bir hayrı dokunmaz.
***
Biz işimizde gücümüzdeyken,
Biz tam seçime asılmışken,
Biz tam her şeyi yoluna sokmuşken,
İçimizdeki yaratıklar her zaman yaptıkları şeyi yapmaya başladılar.
“Goygoy”!
Önce ne idüğü belirsiz herifleri parlatıp parlatıp önümüze koydular.
“İşte” dediler “İşte biz bu seçimi bu aslan parçalarının açıklamalarıyla kazanacağız.”
Bir avuç insan hariç, kim çıkıp da sormadı.
Kim bunlar?
Nereden çıktılar?
Neden çıktılar?
Ne anlatıyorlar?
Neden susmuşlar susmuşlar da, şimdi anlatıyorlar?
“Direniş ve mücadeleyle elde edilen zafer.” zor iştir ya,
çoğu insan “Amann, şimdi kim uğraşacak mücadele, sokak, direniş falan. En iyisi biz buradan yürüyelim.” dedi ve yüzlerini bu karanlık heriflere döndü.
Herifler “Hükümetle beraber ihalelerden milyonlar yürüttük.” dedi.
Herifler “Bakanların, politikacıların arasında bir sürü ibne var. dedi.
Herifler “hep birlikte arsalara, evlere çöktük.” dedi.
Herifler “Bilmem hangi politikacı, hangi kadınla sevişmiş.” dedi.
Dediler de dediler…
Normal şartlarda, yolda denk gelsek, yüzlerine bile bakmayacağımız bu herifler, işte bu kendilerini Alevi, Yurtsever ve Sosyalist gösteren yaratıklar tarafından “kurtarıcı” diye sunuldu.
Su bulandı bir kere.
Uyanık davranıp da “Ulan biz halkız halk! Bizim böyle abudik gubidik işlere ihtiyacımız yok. Cukkanızı dolduramadınız diye, burada, gelip bizim sırtımızdan höt höt yapmayın. Kaybedersek de onurumuzla kaybederiz. Gidin ötede oynayın.” denilmediği için, çoğu insan ekranların karşısına geçip, günlerce, bu ağızlardan köpükler saça saça konuşan değişiklerden medet ummaya başladı.
***
Biz burada bir avuçtuk.
Kanallar bizi göstermez.
Gazeteler yüzümüze bakmaz.
Sosyal medya tınlamaz.
Biz burada bir avuçtuk.
“Yapmayın, etmeyin kardeşler, yoldaşlar, dostlar, canlar.” dedik. “Biz bu değiliz ve olmamalıyız. Ne işimiz var lan bizim milletin yatak odasında? Bize ne lan insanların cinsel tercihlerinden? Bizler ne zamandan beri insanların uçkurlarını bekler olduk? Bizler ne zamandan beri, kasetlerden, şantajlardan, montajlardan, linç kampanyalarından medet umar olduk? Bu herifler projeden başka bir şey değiller. Birileri sizi yiyor. Yapmayın, etmeyin. Mücadele bu değil. Devrim böyle gelmez. Biz bu değiliz ve olmamalıyız.” dedik.
Birkaç dost hariç, sesimizi duyan olmadı.
Hatta bunları yazıp çizdiğimiz için “Vayy ne iş olumm, yoksa siz de mi geysiniz, yumuşaklar…” diye ta.ak geçildik.
Sonuç olarak,
Bu karanlık tipler ve bu tipleri “mücadele ve devrim” diye sayfalarına taşıyan ne kadar gereksiz varsa, hepsi bizden çok kabul gördü.
***
Şimdi, yazının başında sizlere anlattığım o çocuğa dönebiliriz.
Yüzyılın en büyük hastalığı olan “Alçalarak Yükselmek” her zaman prim yapar.
Sağ sol, okumuş cahil, din, dil, ırk falan önemli değil.
Ezbere yaşayan ve yaşatan herkes bu hastalığın pençesine düşer ve kendini bir daha sittin sene kurtaramaz.
Üzgünüm dostlar ama çok fena kandırıldınız.
Bu herifler toplumu sizden daha iyi okudular ve göz göre göre sözüm ona “haksızlığa uğrayan” “mazlumlar” ve mağdurlar” yarattılar.
Olay öyle bir hal aldı ki,
sanki, çetesi, metesi, kumpasçısı, şantajcısı, teröristi, kim varsa, birlik olmuş da bunlara saldırıyormuş gibi bir algı yarattılar.
Bunu nasıl becerdiler?
İşte bu içimizdeki yaratıkların ve bu yaratıkların goygoylarına alkış tutanların/sesini çıkarmayanların sayesinde.
Dönün bir paylaşımlara bir bakın.
Bizim uyarılarımıza dönüp bakılmadı ama bu yaratıkların paylaşımları beğenilerden “patladı”.
Kim alkışladı bu rezilliği?
Sizler! (İstisnalar hariç)
Sizler bu herifleri alkışladıkça, bunlar daha da coştu.
Ve olay "Hilal'in kocaları varmış"tan “Muharrem sevişmiş” e kadar geldi.
Eee?
Bunlar kaç oy kazandırdı?
Hiç!
Neden?
Çünkü bu içimizdelki yaratıklar durup dururken başımıza "mağdurlar" yarattı.
Düşünün lütfen.
Bu kaset, şantaj, montaj işlerini kimler hayatımıza soktu?
Fetullah Gülen Cemaati.
Yıllarca milletin anasını ağlatan, çocuklarımızın hakkını yiyen, devletin en uç noktalarına yerleşip hepimizi fişleyen, paranın gücüyle devletin içinde devlet oluşturan Fethullah Gülen Cemaati!
Özellikle de “Kürt” ve “Sosyalist” olduğunu iddia eden ama zerre alakası bulunmayanların Fethullah Gülen Cemaati ile dirsek temasına ne demeli?!
“Kim ne desin? Ben bunlara FETÖ demem. Onlar bizim canımızdır.” diyerek kol kanat gerenleri hiç mi görmüyorsunuz?
Neden “Bizim ne işimiz olur kasetle masetle arkadaş? Devrimciyiz biz ulan.” Demiyorsunuz?
Deniz yaşasaydı,
Yaşasaydı İbo, Mahir, Ulaş.
Yaşasaydı Ape Musa,
Yılmaz, Mazlum, Hüseyin, Ahmet,
Hangisi bu yoldan giderdi?
Delirdiniz mi siz?
***
Sabah şöyle bir seçim yorumlarına bakayım dedim.
Bakmaz olaydım.
“Bu halk aptal.”
“Sürünsünler.”
“Ne halleri varsa görsünler.”
"Türk solu Allah belanı versin."
"HDP yönetimi istifa"
"CHP yanlış yaptı."
Daha neler neler…
Halk aptalmış.
Peh!
Halk aptal değil dostlar.
Halk hiç aptal değil.
Bu halk bizim halkımız.
Bu çocuklar bizim çocuklarımız.
Kendi hatalarımızı, kendi suçlarımızı halka yükleyip aradan sıyrılmaya kalkmak ayıptır, günahtır, zulümdür.
Birleşemeyen biz.
Ortaklaşa mücadele edemeyen biz.
"Türk solu" "Kürt milliyetçiliği" diye birbirimizi dövmeye başlamışız ama asıl ağzımıza sıçanlar içimizdeki yaratıklar oldu.
Bütün mesele bu.
***
Geçenlerde bir genç beni aradı ve “Tamer abi, ben de senin mesleğini yapmak istiyorum.” dedi.
Ben de gence, bunu duyduğuma sevindiğimi ve gerçekten bu alanda çok ihtiyaç olduğunu söyledim.
“Peki nasıl çalışabilirim?” diye sordu.
“Önce bir yıl eğitim. Ardından da üç yıl okul. Ondan sonra kendine çok rahat bir yer bulabilirsin.” dedim.
Telefonun diğer ucundaki genç bir süre sustu ve sonra şaşkın
“Haa, yani okula gitmeden olmuyor, öyle mi?” deyiverdi.
Şaşkındı.
Çünkü emek vermeden, okula gitmeden ve eziyet çekmeden benim işin yapılabileceğini düşünmüştü.
O işler öyle olmuyor!
Emek, mücadele, inanç ve direniş.
Sanırım bu “işin kolayını seçme” bizde huy olmuş!
***
Neyse,
siz yine de bizi yok sayın.
Nasıl olsa bu devran bizim değil, "Ayol, tabi ki, bize ahlak dersi verenlerin yatak odalarına girme hakkımız var. Onların özeli mözeli yok. Neleri varsa genel.." diye dudaklarını büze büze ayar veren "ağır" abi ve ablaların devranıdır!
t a m e r d u r s u n
#tamerdursun
67 notes · View notes
oluruvar · 21 days
Text
Tesettürlü bi kadın vardı pole dance yapan. Onu çok linç etmişlerdi. Evet, tesettürün amacı benim bildiğim kadınların ilgi çekmemesi, kuranda böyle emrediliyor denilmesi, erkeklerin nefsinin farklı olması vs kadınların "çok değerli" olduğu için kendilerini erkeklerden sakınmaları gerektiği vs. Kadın da tesettürle pole dance yaparak ilgi çekiyordu ve bu insanlara ikircikli geliyordu. Olabilir lakin kim kendi inançlarına sonuna kadar uyabiliyor ki? Bunu değerlendirmesi gereken biz miyiz? Belki kadın kendi isteğiyle bile kapanmamıştır, bunu her zaman göz önünde bulundurmak gerekiyor bence. Tesettürlü kadınların İslamı temsil ettiği düşüncesi de çok mantıksız ve çok ağır bir yük bence. İnsan yahu onlar. Herkes kendi düşüncesine ve hayallerine göre bişiler yaşıyor. Ne bu baskı??? Umarım o kadın da sevdiği dansı ya da ne istiyorsa keyifle yapmaya devam edebilmiştir
11 notes · View notes
huzunluyol · 6 months
Text
Kim parçalanmış minik bebek görüntüleri😭
katliam görüntüleri paylaşırsa, takipten çıkacağım haberiniz olsun..
Dayanamıyorum çaresizlik ve o görüntüler beni kahrediyor usanmadiniz günlerdir onları paylaşmaktan,
nasil yüreğiniz var nasil elleriniz variyor..
Yetti yahu yeter.......!
27 notes · View notes
beleskondu · 22 days
Text
Abi inanamıyorum yaf her gün aynı şey gir buraya beğeniye bak kim sapık engel at Ne iğrenç insanlar var aklım başımdan gidiyore kapısının çıplak resmini atıp beyler yorum istiyorum demiş biri başka bir sapık ta kırbaç filen eh bbey abi işkence yapacaksın dane işin var burada hangi kadın ağız burun dalacak adama selam verir peh ya birde kadınlara şiddete hayır derler masal adam ağız burun dalıyor üstelik birde tövbe tövbe bırakıp gidesim geliyor her sabah Allah'tan güzel insanlar da var parmak ile sayılacak kadar yoksa beni bağlasan durmam akıl sağlığından olur insan bunları gördükçe eskiden engel atıyordum şimdi tek tek rapor ediyorum iki sayfayı kapatırdım bakalım öbürleri ne olacak Tumblr bey bir zahmet doldurdun bukadar sapığı kontrol et yahu 😠😡
12 notes · View notes
tusilencio · 30 days
Text
kim oynadı benim ayarlarımla yahu reset lazım acil
8 notes · View notes
humahatun · 1 month
Note
Anla hem susturun beni üzülmem diyorsun
Hemde sus dediğimizde zoruna gidiyor Nefsine ağır geliyor. Daha aen kendinle tezat birisin, bural başkalarını da rahatsız etme abla
Yahu git kuran oku, tesbih çek, zikirlerini yap
Ne diye boş boş takılıyosun
Güzel bir üslupla özelden açık hesabinla yazdin da sana kötü bir şey mi söyledim ben? Rahatsız oluyorsan gidersin beni engellersin hiçbir şeyimi görmezsin ben sana hesap vermek zorunda değilim.Ayrica namazima kuranima karışma hakkını kim verdi sana.Benim ibadetlerimi düşüneceğine sen takılma buralarda git ibadetini yap.hasbinallah ya şu mubarek günlerde insanı ne hâle getiriyorsunuz.git engelle anonim olacağına zor bişey değil inanki
7 notes · View notes
bilinmezzlik · 3 months
Text
İnsanlar ne kadar garip yahu. Birine bir şey söylüyorum kendi penceresinden bakıyor, başka birine birşeyler söylüyorum o da öyle. Arada nadir bu çocuk bir şeyler söylüyor haklılık payı olabilir bakış açısıyla bakıyorlar, o an hayret ediyorum işte kaldı mı böyle insanlar diye. Mesele şu mesela bir olay oldu diyelim bende olan bir şeyi / sıkıntıyı söyledim , o sıkıntıyı örtmek için kendi siyasi düşüncesinden tutta etkilendiği akımlardan , düşüncelerden örnek veriyor. Ulan zaten ben sıkıntı yarıştırmıyorum ki ,e senin dediğinde sıkıntı olabilir yani konumuz bu mu şimdi oluyor. Başka birine birşey söylüyorum o anki ruh haliyle cevap veriyor. Aslında tek duymak istediğim şey evet böyle birşey de var ama ben şuan iyi bi modda değilim o yüzden bunu düşünemeyeceğim gibisinden cümleler yani. Birine bi derdimi anlatırım, kendi derdiyle yarıştırır alooo burdayım ben kendimi anlatıyorum şuan. Ya gerçekten o kadar çok örnek sayabilirim ki. Hangi partiyi tutuyorsan tut hepsi beşer sonuçta hepsi hata, kusur, yanlış içeriyor. Bi yanlış başka bi yanlışla mı örtüşecek illa. Tamam tuttuğum parti böyle yanlışlar içerisinde diyebilirsin mesela, babanızın oğlu sanki partiler. Oy zamanı gelir oyunu verirsin kim görüyor sanki seni , bak çözümü de basit. Yeterki yanlış giden bişey varsa savunma yani. Gerçekten düzgün bir iletişim kurulmuyor, ya da ben kuramıyorum. Nereye gidersem gideyim her yerde insanlar aynı. Sevilen biri mesela bi yanlış yapsın hemen savunma moduna geçiyor insanlar. Bu aileden biri de olsa yanlış yanlıştır sonuçta. O an yanlışını konuşmak istemeyebilirsin bu anlaşılır ama gelipte sırf senin sevgini kazanmış diye de savunma yani. Ya düzgünce konuyu kapat , yada yanlışı örtbas etme. Gerçekten o kadar sıkıldım ki insanlardan ve anlayışsızlıklardan. Biri mesela bana bi yanlışımı söylese kendime çeki düzen veririm. Bu uyarıcı bi mesajdır. Yine üslupla alakalı bir durum ama genelde insanlar ters anlayabiliyor bu durumu. Halbuki ben göz göre göre alenen yapılan yanlışı düzgün üslupla söylüyorum ki niyetim o kişinin doğruya ulaşması. Ama gel gör ki sende şöylesin, böyle yapıyorsun vs yanıtını alıyorum. Ben neyi düşünüyorum millet neyi düşünüyor. Gerçekten ne kadar az insanla muhatap olunursa o kadar iyi. Oh be dolmuşum.
12 notes · View notes
kedilisuvari · 3 months
Text
Hâlâ takıldığım bir konu olarak gelin çirkefliği... Şokunu atlatamıyorum gerçekten bu görgüsüzlük, sonradan görmüş hâller neyin nesidir, sen kendini ne ve kim sanırsın, üç yıldır sana laf sokma çabasına bile girmemiş olan senden yalnızca iki yaş küçük tabiri caizse eşek kadar olmuş görümcene ne diye tamamen akıl dışı bir sebeple evde misafir annen ve kardeşlerin varken kayınvalidenin önünde ve salonda oturan "kodu mu oturtan" kayınbabanın kulakları şahit ola ola yaşından başından ve yirmi dört günlük çocuğundan utanmadan çirkef çirkef bağırıp azarlayabilirsin? Bu lohusalık falan değil, bu bildiğin rengini belli etmek yahu o kadar da aptal sanma bizi safoş hjfjkdjsjfjs
#evet her şey doğru çatal yüzünden kavga çıkarmak#ve bunu bugüne kadar saygı çerçevesinde bir ilişki içerisinde olduğun görümcene çemkirerek yapmak#ve güya failimiz hâkime nsmxkshcks o kadar seviyesizlik ki bu insanlar kendilerini ne sanıyor#ey hukukçular ayağınızı denk alın#bu kadar önemli sanmayın kendinizi ya o adaletin gölgesi günlük hayatınıza düşmüyorsa bir hiçsiniz çünkü#söz meclisten dışarı -maalesef ailede hukukçu çok ve hepsi birbirinden beter#çatal - kedi korelasyonuyla ortada bir vıyıkdama çıkarıldı ve ben zabaa gadar uyumadım#yere düşen çatalı yıkamayacaksam ne yapacağım? lokantalarda kafelerde yere düşen ayakkabıya değen çatallara ağzını süre süre yiyorsun ama#onlar da yıkıyor hatta bazen Allah bilir çatal yere düşse de yıkamayıp bi şoolmaz diye müşteriye veren dangalaklar da vardır#göz görmeyince gönül katlanıyor da biz kedinin çatalı yalamadığından eminiz ama yıkamayalım mı yahu iğne batmaz paslanmaz çelik çatal bu#Allah'ın cahili#ben bundan titizim ama tanıştık tanışalı bir titizliktir gidiyor hasta mıdır nedir#ama odalarına girince foyalar ortaya çıkıyor hxkxckjakxjs bu nasıl bir utanmazlık ben anlamıyorum gerçek bi pick me görl ya#şu konu bir tekrar açılırsa ben de ağzımı açarım bu kez tek cümleyle geçiştirmem artık#ne söylenecekse söylenecek ama onun seviyesine de düşemem rezillik yav#aklı sıra bize baskın gelmeye çalışacak hamileliği lohusalığı kullanarak puhahah#lohusalık bu değil yalnız bu düpedüz sahtekârlık ve kendi kuyunu kazmak :D ve rengini belli etmek#ettiğimiz iltifatı bile laf sokmak olarak algılıyor tanıştığımzdan beri bu tek hücreli arkadaş. o yüzden daha fazla zorlamamak kanaatindeyi#siz siz olun size laf sokan geline görümceye sessiz kalmayın gülmeyin duymazlıktan gelmeyin yapıştırın cevabı mal gibi kalsın öyle#sonra tepenize çullanıyorlar işte. iyi niyeti suistimal etmek bir güven problemi ve bunu önemsemeyecek kadar kıt beyinli bu insanlar#yatsın kalksın anlayışlı insanların içine düştüm diye dua etsin. bugüne kadar kendi çevresi de dahil herkesten bu sözü duydu zaten#ama sabır zorlamak ayrı bir şey ki karşıdakileri hiç olmadığı kadar sinirlendirirsin dizini döversin sonra da#tüm saygıyı muhabbeti yok edersin. işte bu ahmaklıktır. biraz sinsi olmayıverin ya dümdüz insan olamıyo musunuz dümdüz şöyle#Allah da kahretmesin sizi ne diyim daha#işin kötüsü kaç gündür bizdeler ve elan odalarında yüzsüz yüzsüz konaklamaktalar hizmetçisi var çünkü hanımefendinin#Allah'ım yeğenimi anasına da babasına da benzetmesin dünya tatlısı dünya adili dünya ahlaklısı olsun dünya akıllısı olsun#çünkü halalık bir markadır yeğen jjhxjwhcksjw#de işte maalesef maça 1-0 geriden başlamaktır aynı zamanda :( malum çingen gelinlerden ötürü hsfkhdgf#çok doluyum çok... bir metre yukarı kaydırınca belli oluyordur diye düşünüyorum hxjhsjxh#bugün itibarıyla abime karşı ittifakımız da feshedilmiştir baksın çaresine hadi ablacım hadi ilerle
8 notes · View notes
muptedikul · 4 months
Text
Kimse ile yarış halinde olmadan, kim ne der kaygısı gütmeden helal dairede birşeyler yapmak o kadar olağanüstü bir hâl gibi geliyor ki. Algılarımız kapanmış. " Ben böyle olmasını istiyorum " sen istediğin gibi yap. Her şeye yorum yapma hakkını kendinde buluyor insanlar. Yahu ben '" böyle seviyorum " olay bitti. Öncelik sıram farklı benim. Sade birşeyler görmeyi unutmuş insanlar. Herşey de hep bir abartı bekleniyor. Dümdüz işte tam da böyle dümdüz bu kadar yani dahası yok.
Şeytan da boş durmuyor tabii. Zahmetsiz rahmet olmuyor iliklerime kadar hissediyorum. Yine de çok güzel o rahmet herşeye bedel ve değer.
11 notes · View notes
sadecedoruk · 6 months
Text
Günaydınlar. Akıl tutulması yaşıyorum. 🤔
*Hamas güneye doğru kaçan Filistinlilerin yolunu keserek 124 kişiyi kurşuna diziyor.
*Bundan 5 saat sonra Baptist hastanesi bombalanıyor. (İsrail biz yapmadık diyor. Hamas suçlu olarak İsrail'i işaret ediyor.)
*Görüntülere göre kısa mesafeden yerden ateşlenen bir füze hastaneyi vuruyor.. 🤔
*Tüm dünya İsrail'e karşı haklı olarak nefret kusuyor.
Objektif olarak düşünürsek bu hastane saldırısında stratejik olarak kim karlı çıktı?
Olan onca hayatını kaybeden canlara ve ailelere oldu...
Dün gece Türkiye'de onlarca protesto gösterisi oldu. Olaylara müdahele eden asker ve polise saldırdılar. İstanbul'da McDonalds'a saldırdılar. McDonalds kimin? Katarlıların. Çalışanlar kim? Türkler. Kim zarar gördü? Orada ekmek parası uğruna çalışan Türkler...
Biraz akıl yahu...
11 notes · View notes
otopsicireisso7 · 6 months
Text
İnsanlar beni deli ediyor! Yaşama amaçları: barınma, beslenme, üreme! Ulan o kadarını danalar da yapıyor. Etrafımdaki insanlara bakıyorum da: daha büyük bir ev, daha lüks bir araba, daha lezzetli yiyecekler falan fişman... Kapitalizm! Ey insanlar. Canlarım. Ciğerlerim. Kim uyuttu sizi yahu? Hangi kötü kalpli büyücü yedirdi size bu zehirli elmaları? Ulan hadi biriniz uyumuş olsanız, öpüp uyandıracağım ama; herkese de yetişemem ki! Kapitalizmin beşiğinde ölüm uykusu!
18 notes · View notes
keemlenyekun · 7 months
Text
Tumblr hikayem
Bakanlık parayı bir ay önceden yatırdı ve beni şok etti. Vakıfbanktan gelen bir para şıngırtısı ve şok.
İki günde robot süpürge, yazıcı ve telefonla paranın yarısını harcadık. O kadar zaman olmuş ki para sıkıntısı çekmeyeli. Para nasıl harcanır unutmuşum.
Dedim geleyim yazayım. Sonra düşündüm neden yazayım?
Şimdi sayın defterciğim, eski nüshaların yanmasaydı da şahit olarak gösterseydim keşke sana.
Yatılı lisede okuyunca bize burs da verirdi devlet. Çok cüzi tutarda para, bazı yıl kırtasiye, bazı yıl takım elbise, hatta bir yıl beyaz banyo sabunu. İşte 9. Sınıfta iken bize kırtasiye malzemesi verdiler. Ciltli harika defterler. Ama çok kaliteli. İnsan yazmaya kıyamıyor. Delgeç, zımba (ne alaka!), kalem silgi vesair eşya. Hala o zımbaları kullanırım. Ciltli defterlerden o kadar çok verdiler ki. Tüm lise hayatım boyunca başka defter almadım. İşte o defterlerin verildiği yıl Çalıkuşunu okumuştum. Jurnal. Ah feride vah feride. Ladikte allahın dağında ıssız bir yerde kalan serco günlük tutmayacak da kim tutacak. İnternet yok. Oyun alışkanlığım yok. Atari salonundan nefret ettim, çocukken bile. Tv izlemem. Ki izlemek istesem kantinde tv izlemek imkansız. 12 tane ergen liseliyle aynı koğuştayım. Canımız da sıkılmış demek ki.
Günlük tuttum. Okuduğum kitapları özet geçip önemli olay olursa onları yazıyordum. Aşık da değilim ki aşkımızı yazalım feride gibi. Okul turnuvasında kavga çıkmıştı misal her ayrıntısıyla anlattım. Edebiyat hocam deli bir polisiye hayranı. Kütüphane gibi kadındı. Piyasadaki bütün macera polisiye romanları hocamızda bulunurdu. Derya gibiydi maşallah. Elimden kitap düşmüyor o zamanlar. İşte o kitapların özetlerini falan yazıyordum. Wilbur smith alev kıyıları misal. Courtney serisi. (Cezaevinde bile kütüphanede o serinin son kitabı bana rasgelmişti.) Bunları yazardım. Allahın dağında öyle pek fazla olay olmazdı haliyle. Nasıl olsun. Sabah yedide kalktık, kahvaltı, sekizde ders, akşam iki buçuk saat zorunlu etüt. Ders kitap ders muhabbet. Mükemmel ortam. Mükemmel. Yatılı erkek lisesi. O zamanlar tabi. Şimdi olsa herkes telefonda instada kız peşinde koşardı. Bu zamanda lise öğrencisi ergen olmak çok zor.
Böyle başladı işte. Böyle. Sonra o defterler bitti. Çeşit çeşit kalemler ve defterler eklendi. Durmadan çoğaldı. Sonra hepsi yandı bitti kül oldu.
2011 yılında mezun olup, anayasa mahkemesi raportör yardımcılığı sınavına kimliğim olmaması sebebiyle alınmayınca sokarım böyle işe diyerek kendime bir yıl mola verdim. Hukuk yok, ders yok, iş yok. Eski evimizin çatı katında sobamla karadeniz karşısında harika bir nekahet dönemi. Film kitap dizi ve sobam.
O zamanlar blog falan okuyorum tabi. Ne bloglar vardı. O aramalarda tumblrda olan bir blog çıktı karşıma. Aktifliğini yıllar yıllar önce bıraksa da bloğu hala burada. Acı tatlı bir blog. Tumblra üye de değilim. Böyle tanıdım burayı.
İki üç yıl burası sadece blog okumak içindi. Ki o zamanlar ve sonrası iki üç yıl tumblr için altın yıllardı. Muhteşemdi. Kaliteydi her içerik.
Sonra üye oldum. Çok az yazdım. Defterde dolma kalemle yazılmış yazının yerini hiç bir şey tutamazdı zira.
Sonra tüm defterler kül olduğunda burası da benim defterim oldu.
Neden önemli peki? Sadece defter olması mı? Hayır. Ben ve sevgili eşim ailelerimizden utanıp saklasak da burada tanıştık. Ne yani ayıp mı? Ahahaha.
Sonuçta tanıştık sadece. Gerçi o beni tanırmış tanışmadan evvelden de ben başka dünyalarda olduğum için dikkat bile etmemişim. Kızdırmayalım hatunu, kafaya yeriz odunu. Ahahahah.
Velhasılı burası benim kapalı kutum, aklım, uzun bir süre kalbim, şu aralar pek arkadaşım olmadığını da göz önüne alırsak, dertleşeceğim tek mecra.
Yanisi şu ki tumblr önemli.
Beşik sallarken deftere de yazdık yine.
Yahu hanım benden erken kalkıyor diye ben geceler boyunca beşik başında oğlanı sallamak zorunda mıyım? Ahahah. Çocuk uyurken bile -baba - ninni diyor. Bir de yeni adetimiz çıktı. Beyimiz masaj yaptırıyor. Lan var ya yaşlanınca altımı almazsan bunları hep anlatacağım oğluuummm. Seviyoruz yaramazımızı.
Böyle işte.
Param yattı. Bir güzel yedik. Allah daha bereketlisini nasip etsin. He karşılığı da değil silivri soğuğunda uykusuz gecelerin bir anının bile. Ama napalım azıcık da mutlu olalım. Bi de biz mutlu olalım.
Değil mi sayın defter?
Vesselam.
8 notes · View notes