Tumgik
#ben de hiç tahammül edemiyorum
bilgeyim · 4 months
Text
Kadın kadının yurdu mudur, kurdu mu?
"Kapalı kadınlara tahammül edemiyorum" diye bir cümle duyuyorum başka kadınların ağzından. Kadının kadına bunu yapması gerçekten çok üzücü. Peki kapalı olan da açık olan kadınlara tahammül edemiyorsa? Komşumun evinde kahve içtim birkaç hafta önce benden biraz büyük gelini vardı. Kapalı ve iki çocuk annesi. Önyargı yapıp "Buyur işte erkenden evlenmiş, çocuk yapmış, ev hanımı, dindar, dar görüşlü vs." diye düşünebilirdim. Komşuya ilk kez gitmiştim, zaten yabancı bir ortamdı yarım saat kahve içip çıkacaktım. Bana ne kadının gelininden... Ama iki saate yakın oturdum uzun zamandır kimseyle yapmadığım kadar derin bir sohbete girdim kadınla. O da beni başım açık diye yargılamadı belli ki. Hayat, evlilik, aile, annelik üzerine harika bir sohbetti ve nokta atışı tespitler yaparak zihnimde bir pencere açtı. Çünkü kitap okuyan biriydi. "Ben hamileyken çocuklarıma kitap okumaya başladım" diyen bir bilinçli anneydi. Çocuklarıyla iletişimine hayran kaldım. Çıkarken birbirimize telefon numaramızı verdik ve bana bir gün oturmaya gelmesi için sözleşmiştik.
Ben dindar değilim diye, alkol kullanıyorum diye açık görüşlü mü oluyorum. Başı kapalı olan direkt dar görüşlü, yaftası alıyor zaten. Orta yol bulmak mümkün değil mi? Bi arkadaşım evlendiği gün başörtüsünü çıkardı, babası "Başını açarsan seni öldürürüm" dediği için kapalı gelinlikle başını örterek evlendi. Ertesi gün hayatına evli ve başı açık bir kadın olarak başladı. Mesela ben de açık biri olmama rağmen sırt dekolteli gelinlik giyemedim çünkü annem istemezdi. Ama ben sırt dekoltesi aşığı bir insanım. Annem çocukluğumdan beri kıyafetlerime hep karıştı, düğünde bayramda azıcık kısa ya da kolsuz elbise giysem "YANACAKSIN" diye korkuttu. Ve ben evlenir evlenmez ilk alışverişte kendime kısacık kot şort aldım. Artık özgürdüm ve istediğim şekilde giyinebilirdim, bana karışan annem olmayacaktı. Şimdi çok aptalca geliyor o kot şortu 3 kez bile giymedim aslında. Açık büyüyen, kapanma baskısı görmeyen, akranlarına göre arkadaş çevresine karışılmayan, daha özgür büyüyen bir kız olduğum halde böyle bir kodlama varmış kafamda. O yüzden hele ki baskıyla kapanan bir kadını yargılamaktan sen koru yüce tanrım. Yetişkin ve kendi rızasıyla örtünen biriyse zaten kimsenin söz hakkı yok ki. Tıpkı benim ne giyeceğim konusunda kimsenin söz hakkı olmadığı gibi. Ben hiç rahatsız olmuyorum, farklıyız diye başka bir kadını damgalamıyorum. Oturup iki çift laf etmeden kimse kimseyi bilemez. Pek alâ açık olduğu halde düşünce tarzı bana uymadığı için tahammül edemediğim, arkadaşlığı bitirdiğim kadınlar da oldu. Bana da tahammül edemeyen vardır kedi sevgim çok yüksek diye ya da bakış açımız çok başka diye. Asıl mesele şu, saygı duymak zorundayız.
46 notes · View notes
seyyahe-iavare · 8 months
Text
Bazen bazı ilişkiler ne yaparsan yap kurulamıyor. Gelinle baştan yıldızlarımız barışmadı eskiden takip edenler bilir. Baştan sıkıntılı bir süreçti. 4 yılı devirdik gelin-görümce ilişkisinde. Başta hiç bir şekilde istemezken bu evliliği (perşembenin gelişi çarşambadan belli olduğu için) nikahları kıyıldığı andan itibaren Rabbim nasip ettiyse var bir hayır muhakkak deyip benimsemeye çalıştım. Önceki kırgınlıkları bir kenara bıraktım babama dönüp ben neysem artık o da bu evde o bu evin kızı oldu artık dedim. Zaman içinde ben her şeyi kenardan izlerken herkes itirazlarımda ne kadar haklı olduğumu iliklerine kadar hissetti. Ama artık her şey için çok geçti ve üstüne üstlük dünyalar tatlısı tırnağına dahi kıyılamayacak bir Ömer Hamza vardı ortada. Çocuktan sonra herkesi yumuşatma çabam beş katına çıktı. Anne hoş göreceğiz baba umursamayacağız diye diye geldim bu zamana kadar. Ama ben bu çabayı karşı taraftan hiç göremedim. Hep üst gördü kendini hep benim aramam beklendi. Benim geçmiş olsun demem. Benim adım atmam. Benim hediye almam... Ama insan bir yere kadar tahammül gösterip alttan alıyor. İnsan elbette karşılık bekleyerek yapmıyor yaptıklarını ama ilişki dediğimiz şey çift taraflı ilerler. Dün akşam kardeşim aradı. Ömer'i gösterdi oyun oynuyordu. Gülüyordu sıpa neşe saçıyordu. odaya geldi arkadan konuşuyor çocukla konuşuyor ediyor bizle konuşulduğunu da biliyor. Kameraya gözükmek zorunda değil ama bi Büşra nasılsın demek ölüm değil ya. Ya da bu zamana kadar her rahatsızlandığında hemen arayan bana karşı geçmiş olsun acil acil gezmişsin neyin var demek incilerini dökmüyor. Ben de bunlar karşısında onun gibi davranmaya karar aldım. Selam vermedim bilerek ama dünden beri suçluluk hissediyorum. Neden ya neden? Çünkü bilen bilir zamanında ne baskılara ne söylemlere maruz kaldım onu benim aramam lazımdı, onu arkadaşlarıma üst görmem lazımdı vb bir sürü zırvalık. İçimden neden atamıyorum bunları? Bu ezilmişliği neden atamıyorum üstümden neden umursamadan devam edemiyorum... Gelinlikse ben de gelin oldum bir görümcemle iletişimimiz yok onun attığı mesafeden sebep.(Kendi kardeşiyle bile görüşmezler doğru dürüst) Ama diğeri gerçek ablam olsa ancak bu kadar severim. Niye üst göreyim kendimi?... Aff içimi dökersem zihnim boşalır belki...
28 notes · View notes
uzaktansevdim · 2 years
Text
Ne desem nasıl başlasam bilmiyorum sevgilim. O kalbin beni hayata bağlamak için mi yoksa öldürmek için mi var bilmiyorum. Ben senin o kalbinde öyle bir kayboluyorum ki bulamıyorum bir daha kendimi çok zor toparlanıyorum. Bu, bu çok farklı bir şey ben bunun adını bilmiyorum koyamıyorum adını. Çok güzel bir şey bu ama ne bulamıyorum her duyguyu tattırıyor varlığın resmen. Elimde olsa sesine sarılırım göz bebeklerini öperim şuan . Gelip canımı istesen veririm.
Başkasının yanında nefes alsan yanındakini öldürmek istiyorum. Kimse görmesin seni istiyorum ama olmuyor işte. Ya ben seni bir başkasına gülerken görmeye tahammül edemiyorum bir başkasının sesini duymasını bile istemiyorum öyle seviyorum ki gülüşün güneşin doğuşu sanki sesin dünyanın en güzel sesi yüzün huzur. Baştan aşağı mutluluksun sen. Varlığın mutluluk senin. Ben çok aşığım sana çoookk. Her zerrrene muhtacım ben senin. Sen olmadan olmuyor ben, ben olamıyorum. Bir gülüşünü görsem ömrüm boyunca karşına oturur izlerim seni öylece.
Dedim ya bir elim sana deyse diğer elim kıskanır. Öyle seviyorum ki gözümden sakınıyorum seni. Gözlerimden sakınıyorum seni görüyorlar diye sana bakıyorlar diye. Ben seni aldığım nefese kattım öyle yaşıyorum. Elimde olsa saklarım seni kaburgalarımın içine öyle kal diye. Öyle birşey ki sanki hiç elimi bırakmamışsın gibi hep yanımdaymışsın gibi hiç gitmemiş gibi. Öyle birşey ki seni bıraksam kendimi de bırakırım.
Gözlerine bakarken yeniden doğduğumu hissediyorum. Sığınacağın insan ben olmak istiyorum. Evin olmak istiyorum mutluluğun üzüntün kızgınlığın. Herşeyin olayım istiyorum. Çok bencil davranıyorum belki ama başka türlü yapamam. Senin aşkından kafayı yerim yoksa. Güleceksen birlikte ağlayacaksanda birlikte ağlayalım istiyorum. Ellerine gelelim. Tutmak ve hiç bırakmak istemediğim ellerin. Çizgilerine kadar ezberlemek istediğim ellerin. Çok güzeller be. Gözlerine hiç gelmiyim bence. Gördüğüm en güzel yeşil gözlerden daha mükemmel kahverengi gözlerin. Birşey var bakıslarında beni dinlendiren. Sanki kıyısındaymış gibi en sakin denizlerin.. Kirpiklerinin gözlerinin üstündeki muhteşem sıralınışı. Anlatabiliyor muyum ? Ben sana mükemmelsin diyorum her hücrenle. Gülümseyince dünyanın en güzel adamı oluyorsun. Dayanamıyorum. Sen varya sanki kendini bir menekşenin rengine , bir gülüşe katıp ömrünü adamalık insansın. Benimsin. Benim ömrüm benim aşkım benim nefesim. Herşeyimsin. Sen muazzam bir hatasın ve ben bundan asla ders çıkaramayacağım.
Kalbimin her ritmi seninle atıyor benim. Gülüşünle bakışınla sevişinle. Sonsuza kadar benim ol istiyorum. Dünya üzerinde yaşanacak iyi kötü her ne varsa seninle yaşamak istiyorum. Ayrıca boynun sevgilim gezegenin en güzel kuytusu. Ben sensizliği yalnızlık sayıyorum sevgilim kim olursa olsun yanımda. Sen yoksan ben tamam değilim bütün değilim. İnsan düşe kalka güclenirmiş ben sen ellerimden tutunca güçleniyorum. Sen ellerimden tuttuğun kadar güçlüyüm. Yutkunamadığım tek cümlesin sen benim. Hani kaç kere dedim ya şu kız sana dokundu koluna girdi sana baktı diye. Kıskanıyorum sevgilim. Ben ilk defa birini kıskanıyorum yemin ederim. Bakmasınlar dokunmasınlar sana öylesine bile dokunmasınlar. Sana çok aşığım sevgilim. Seni son nefesimle seviyorum.
🌃 🍂
104 notes · View notes
Text
Tumblr media
"Duvarda duvar saati var, yerde yer halısı, masada masa lambası, elbise askısında elbiseler, kitaplıkta kitaplar, kültabağında sigara izmariti... Eşya bile nerede olmasını gerektiğini biliyor sanki. Hiçbirinin kafası karışık değil. Şu an oturduğum göt kadar odada etrafıma bakıyorum da aslında nerede olması gerektiğini bir türlü bilemeyen bir tek benim gibi geliyor. Annemin karnından hiç çıkmamalıymışım ben. Doğduğum günden beri gözüm hep karanlıkta. Gün işığına tahammül edemiyorum. İnsan sesine de. Kafka bir kitabında şöyle bir laf etmişti 'Ne şanslıdır şu sağırlar, duyamamak bir özür değil olsa olsa lütfudur Tanrı'nın. Öyle Kafkacım öyle, aynen öyle.."
46 notes · View notes
sevgilimee · 2 years
Text
Ne desem nasıl başlasam bilmiyorum sevgilim. Gözlerin beni hayata bağlamak için mi yoksa öldürmek için mi var bilmiyorum. Ben senin o gözlerinde öyle bir kayboluyorum ki bulamıyorum bir daha kendimi çok zor toparlanıyorum. Bu çok farklı bir şey, çok güzel bir şey ama ne bulamıyorum. Her duyguyu tattırıyor bana. Elimde olsa sesine sarılırım göz bebeklerini öperim şuan gelip canımı istesen veririm. Başkasının yanında nefes alsan yanındakini öldürmek istiyorum kimse görmesin seni istiyorum ama olmuyor işte. Ya ben seni bir başkasına gülerken görmeye tahammül edemiyorum bir başkasının sesini duymasını bile istemiyorum öyle seviyorum ki gülüşün güneşin doğuşu, sanki sesin dünyanın en güzel sesi, yüzün huzur. Baştan aşağı mutluluksun sen ya, varlığın mutluluk senin. Ben çokaşığımsanaço...ooookk. Her zerrene muhtacım ben. Sen olmadan olmuyor ben, ben olamıyorum. Bir gülüşünü görsem ömrüm boyunca karşına oturur izlerim seni öylece. Dedim ya bir elim sana deyse diğer elim kıskanır. Öyle seviyorum ki gözümden sakınıyorum seni. Gözlerimden sakınıyorum seni görüyorlar diye sana bakıyorlar diye. Ben seni aldığım nefese kattım öyle yaşıyorum. Elimde olsa saklarım seni kaburgalarımın içine öyle kal diye. Öyle birşey ki sanki hiç elimi bırakmamışsın gibi hep yanımdaymışsın gibi hiç gitmemiş gibi. Öyle birşey ki seni bıraksam kendimi de bırakırım. Gözlerine bakarken yeniden doğduğumu hissediyorum. Sığınacağın insan ben olmak istiyorum. Evin olmak istiyorum mutluluğun üzüntün kızgınlığın. Herşeyin olayım istiyorum. Çok bencil davranıyorum belki ama başka türlü yapamam. Senin aşkından kafayı yerim yoksa. Güleceksen birlikte ağlayacaksanda birlikte ağlayalım istiyorum. Ellerini tutmak ve hiç bırakmak istemiyorum. Çok güzelsin beee. Gülümsemen zaten, beni benden alıyor. Gördüğüm en güzel gülümseme. Birşey var bakışlarında beni dinlendiren. Sanki kıyısındaymış gibi en sakin denizlerin. Kirpiklerinin gözlerinin üstündeki muhteşem sıralınışı. Ben sana iyi ki benimsin diyorum her hücrenle. Gülümseyince dünyanın en güzel kadını oluyorsun. Dayanamıyorum. Bir gülüşe ömrünü atıp adamalık insansın. BENİMSİN. Benim ömrüm, benim aşkım, benim nefesim. HERŞEYİMSİN. Kalbimin her ritmi seninle atıyor benim. Gülüşünle bakışınla sevişinle. Sonsuza kadar benim ol istiyorum. Dünya üzerinde yaşanacak iyi kötü her ne varsa seninle yaşamak istiyorum. Ben sensizliği yalnızlık sayıyorum sevgilim kim olursa olsun yanımda. Sen yoksan ben tamam değilim bütün değilim. İnsan düşe kalka güçlenirmiş, ben sen ellerimden tutunca güçleniyorum. Sen ellerimden tuttuğun kadar güçlüyüm. Yutkunamadığım tek cümlesin sen benim. Kıskanıyorum sevgilim. Ben ilk defa birini bu kadar çok kıskanıyorum. Bakmasınlar dokunmasınlar sana öylesine bile dokunmasınlar. Seniçoo....oookkkkseviyorum, sanaçooo...oookkkaşığım sevgilim. Seni son nefesimle seviyorum.
64 notes · View notes
beyazmantoluu · 7 months
Text
Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media
uzun zamandır ne yazma ne de bir şeyleri okuma isteğim var. kendimi filmlerin o klasik sahnesindeymişim gibi hissediyorum, yolun kenarında donup kalmışım, arabalar geçiyormuş, insanlar yürüyormuş ama ben bunları hiç fark etmiyormuşum gibi. Bu hissizlik hali gibi olan ama aslında hem duyguların ağırlığından, hem de artık bir şeylerin tükenmiş gibi olmasından kaynaklanan karmaşayı anlamlandıramamak beni daha da yoruyor. dün ilk dersime girdim. deli gibi çırpınarak varmaya çalıştığım okyanusa sonunda vardım. sınıftaydım, hoca karşımda ders anlatıyor ve üstelik İngilizce konuşuyor. ve ben anlıyorum. bunun bana bunca çabadan sonra inanılmaz bir haz vermesi gerekmez miydi? ev arkadaşım benden daha heyecanlı bir şekilde neler hissettiğimi sorarken fark ettim. hiçbir şey hissetmiyorum. ve bu beni dehşet üzüyor. çırpınırken bir şeylerimi eksiltmişim. dersteyken kendimi o kadar zorladım ki heyecanlandırmak için. bak buradasın, diye. sonra bu halim acınası geldi gözüme. ankara'ya gelmeden önce ananemgil ve teyzemler bir araya gelmek istedi. Ben gitmeden benim için bir araya gelmek istemeleri beni aşırı mutlu ediyor. ne varsa bana her şeyi vermeye çalışıyorlar. en uçuk örneği de ilk fotoğraftaki ölçek. minicik oyuncak gibi olmasından ve renginin tatlılığından çok hoşuma gittiğini teyzeme söyledikten sonra al bunu da yanında götür ankara'ya dedi :d canım ailem. iyi ki varlar. ankara'ya geldiğimden beri sanırım bahsettiğim hissizlik gibi olan bu karmaşık duygu halim daha da arttı. sadece farklı farklı makarnalar yaparken biraz kıpırtı oluyor içimde. bugün ev arkadaşım mumları yaktı, bana lavanta buketi de almış. görünce aklına gelmişim *-* (lavantaların bu denizdenmiş gibi olan görüntüsüne bayılıyorum.) çok mutlu oluyorum, sevildiğimi iliklerime kadar hissediyorum. ama hep bir şeyler eksik gibi. 'mutsuzluk zamanlarında mutluluk' kitabını okuyorum bu aralar. daha önce iç dünyası bana bu kadar benzeyen bir karakterle karşılaşmamıştım. okurken yüzümdeki o şaşkın hafif gülümsemeyi görmelisiniz. fakat bu aralar kendimle o kadar meşgul ve bir o kadar da mesafeliyim ki karaktere pek tahammül edemiyorum, hemen sıkılıyorum. umarım yakın zamanda bitirebilirim. şimdi gidip kendimi biraz zorlayacağım.
15 notes · View notes
leylands · 8 months
Text
Bundan neredeyse bir ay önce bi veda mektubu yazmayı denemiştim. Ancak sonunu getirememiştim, sonra demek ki daha son mektubu yazmamalıyım diyip çıktım işin içinden. Bu bi son mu bilmiyorum ama artık içimi dökebileceğim kadar acı çektiğimi biliyorum. Gelmeni beklemeyi bırakalı, bi umut belki açarsın diye aramayı, en azından göreyim diye sokaklarda seni aramayı bırakalı tam tamına bir ay oldu. Tam bir ay önce kaçtım bu evden, şehirden, sana dair tüm umutlarımdan ve içimde ki büyük aşktan... daha çok özledim, daha çok yandı canım. Evde oturup gelmeni beklemekten ise çok daha iyiydi. Daha önce hiç sabah uyanıp ağlayacak kadar sevmemiştim birini. Ya da anneme saatlerce anlatacak kadar. Anneme anlatılacak bir adam bile değilsin oysa. Hayatımda ilk kez avuçlarımı açıp allahtan birini, bir şeyi değil bu acıya sabır diledim. Sen gittikten sonra tam altı tane barmene anlattım viskiyi nasıl içtiğimi. Bazen anlamadılar, bense sadece ağladım. O turuncu ışığın altında senin yüzünü görme umuduyla kaç kez girdim içeri bilmiyorum. Uykumdan uyandım bazı geceler, koridordan gelen ayak seslerini sen sanıp. Gelmedin. Bir yıl sonra ilk kez uyumadım seninle. Ve bir yıl sonra alıştım yeniden yalnız uyumaya. Saçmaladım kıskan diye, gelip bana ne yapıyorsun sen de diye ben olmaktan çıktım. Bambaşka bir kadın oldum. En son çareyi kaçmakta buldum. Eve gittim, anneme, babama, kardeşime, abime gittim. Aslında kaçtım. Yıllarca kaçtığım her şeye kaçtım hemde. Çok saçma değil mi? Bir adam geliyor ve bütün travmaların  gidene kadar kalıyor. İlk gece oturup sana ağlayarak anlattığım her şey dahil hemde. Koptu diye ağladığım ve yapıp boynuma taktın diye sana hayran olduğum o mavi kelebeği bile çıkarıp attım. Biliyor musun? Ben hayatımda ilk kez evime dönmek istemedim. İstemeye istemeye geldim bugün yeniden buraya. Bu koltuğa, bu yatağa, bu mutfağa. İçeri girdiğimdeyse, yeniden burada olduğum için çok mutluydum. Oysa taşınmaya geldim. Artık beni bulamayacağın, sana kanmayacağım yerlere. Bak kalbime dur demeyi öğrendim. Belki karşımda değilsin diye, belki kalbim paramparça oldu diye. Belkide öğrendim artık hayır demeyi göz göre göre beni kıran insanlara. Aylar önce bi mektubumda "Herkes gibi değilsin, herkes kadar olma" demiştim. Ama sen herkes gibi olmayı seçtin. Bende kararına saygı duydum. Sadece Kendimle, bu acıyla, anılarınla, hayallerimle, bu kocaman aşkla, içimde ki senle başa çıkmak o kadar kolay değil. Bende çareyi evimizi terk etmekte buldum. Belki bir gün; tıpkı seni sevmekten uzaklaştığım gibi, bu öfkeden de uzaklaşır ve seni affederim. Kim bilir? Hayatın önünde kimi diz çöktüreceği belli olmuyor. Herkes bir gün asla yapmam dediği her şeyi yapıyor. O güne kadar, yeni bi ben, yeni bi evde içinde bir tek anının bile olmadığı, bambaşka bir yerde sabırla oturacağım. Seni bi gün o kapıda görür müyüm, görsem içeri alır mıyım bilmiyorum ama her mektubumda dediğim gibi; ne olursa olsun sen hep benim en içten kahkahaları beraber attığım barmenim olarak kalacaksın. Seni çok sevdim, çok seviyorum ancak artık sevgilim seni sevmeye tahammül edemiyorum. Bu yüzden, hoşçakal.
10 notes · View notes
sakinbirbahce · 4 months
Note
daha önce nişan atmış birine ne tavsiye edersiniz
:) ben de daha önce öyle bi şey yaşamıştım ve sana tavsiye ederim ki geçmişi tamamen unut. emek gördüğün yerde dur. sevgi suretin değil, siretin beğenilmesi aslında. nişan attığın sürece ve sebebe bağlı olarak güvenmekte çok zorlanabilirsin ve sadece bu da olmayabilir. ben de farkında olmadan üzerimde geçmişin travmalarını taşımışım. bu süreçte çok zorlandım, istemeden çok yansıttım ama elhamdülillah ailem ve o beni teskin ettiler. bırak geçmişi, hak ettiğin yerde ve kıymet gördüğün yerde dur. erkeklerin üstlenmesi gereken sorumlulukları sen üstlenme, bırak fıtratına düşenleri yapsınlar. rolleri değiştirme. seviyorum diye canından can götürtme. kıymetli olduğun yerde kal. geçmişle kıyaslama diyeceğim kimseyi ama bu biraz zor. ister istemez insanın aklına geliyor ve diyorsun ki gerçekten ben ne sevilmişim, ne emek verilmiş ne de istenmişim. asıl istemek buymuş, seviyorum diye ölmem gerekmiyormuş diyorsun. böyle şeyler gelebiliyor aklına ve süreç boyu hep daha temkinli olan taraf oluyorsun sanırım, yani ben öyleyim. geçmişi üzerimden hiç atamayacağımı sandığım günlerden olmadığı için şükrettiğim günlere geldim. hayatım boyunca eşim için hep dualar ettim, detaylıca ve ısrarla ama sana vereceğim en büyük tavsiye ne biliyor musun kendine dua etmeyi de ihmal etme :) ben onu fark ettim kendimde. bazen karşındaki insan hakikaten çok anlayışlı olabiliyor ve zaman zaman sen toksik olabiliyorsun ben bu duruma birkaç kere düştüm ve çok kötü hissettim. ve eşim için dua etmekten kendime çok dua edememişim dedim, bunu fark ettiğimde başımdan aşağı kaynar sular döküldü açıkçası. sonra hep kendim içinde çok detaylı dua ettim, sanırdım ki ya ben zaten şöyleyim yaparım vs gibi. bir de geçmişten sebep tahammül seviyem düştü, bütün karakterim değişti benim. en sevdiğim de olsa hoşuma gitmeyen bi davranışta silip atabiliyorum ve zerre arkama bakmıyorum. o yüzden ufak ve tolere edilebilecek şeylerin üzerini örtmek çok zor geliyor. çünkü benim de tolere edilmesi gereken huylarım var muhakkak. ben bazen kendi düşüncelerime tahammül edemiyorum ama karşı taraf bunu şimdilik iyi idare ediyor hamd olsun:)) ben mantığıma yatmayan hiçbir şeyi sevemiyorum bu yüzden kendimi geri planda tutuyorum ister istemez, bunu mesela ona da söyledim. nikah olana kadar , ben göklerde o nikahın kıyıldığına şahit olana kadar kendimi tam anlamıyla sana açamam dedim. çünkü ne zaman şahit olurum ve o zaman anlarım ki evet o benim dua ettiğim eşim, o zaman benimseyebilirim ve bu kişisel değil. bu eski sürecimden sonra oldu maalesef, çünkü ben nişan attığımda düğünüme bir ay vardı ve o kişiyi eşim diye benimsemiştim, o yüzden düşüşüm çok sert oldu ve birini nikahtan önce o kadar benimsemek zulüm oluyor. sonrasında hep kimseyi gözüme perde incecek kadar sevmek istemiyorum diye dua ettim. şimdi o yüzden kimi ne kadar istersem isteyeyim elimdeki somut şeylere odaklanıp öncelik veriyorum. emek görüyorsam, ailem onun için kıymetliyse, sevgisini davranışlarıyla belli edebiliyorsa, dini hassasiyetlerini gözetme ve yaşamaya gayretliyse, fikrim, hissim, mutsuzluğum da onun için önemliyse kendimden bir parça açabiliyorum. zamanla oluyor.. ben dini hassasiyetlerime dikkat etmeye çalışıyorum ve kadınlar olarak zevklerimize kapılmak hep daha kolay. süsü püsü şıklığı severiz çünkü. aslında bunların hep ölçüsü var eşine özel olması gerektiği. kendimi bu açıdan frenlemeye çalışıyorum, karşımdaki kişinin de talebi bu yönde. biraz zor mu zor evet ama diyorum ki şuncacık ömrün var belki, Allahı razı etme gayretinde olacaksın dünya da ne için var olduğunu unutma zehra. benden böyle ufak şeyler talep edilirken emrivaki yapılmıyor, tatlı tatlı rica edilip neden böyle bir şeyi istediğinin açıklamasını yapıyor mesela. bunlar ufak ama önemli detaylar. böyle işte, hayırlısı olsun hakkımızda inşallah canım. ümidini kesme, Allah sana bir daha aynı üzüntüyü yaşatmayacak kadar merhametli. güven ona, dua ve tevekkül et. onu gözet. güzel günlerimiz olsun✨💗🎀
3 notes · View notes
haesuqll · 1 year
Text
Ne desem nasıl başlasam bilmiyorum sevgilim o gözlerin beni hayata bağlamak için mi yoksa öldürmek için mi var bilmiyorum. Ben senin o gözlerinde öyle bir kayboluyorum ki bulamıyorum bir daha kendimi çok zor toparlanıyorum. Bu, bu çok farklı bir şey ben bunun adını bilmiyorum koyamıyorum adını. Çok güzel bir şey bu ama ne bulamıyorum her duyguyu tattırıyor varlığın resmen. Elimde olsa sesine sarılırım göz bebeklerini öperim şuan gelip canımı istesen veririm. Başkasının yanında nefes alsan yanındakini öldürmek istiyorum kimse görmesin seni istiyorum ama olmuyor işte. Ya ben seni bir başkasına gülerken görmeye tahammül edemiyorum bir başkasının sesini duymasını bile istemiyorum öyle seviyorum ki gülüşün güneşin doğuşu sanki sesin dünyanın en güzel sesi yüzün huzur.Ben çok aşığım sana. Her zerrrene muhtacım ben senin. Sen olmadan olmuyor ben ben olamıyorum. Öyle çok seviyorum ki gözümden sakınıyorum. Gözlerimden sakınıyorum seni görüyorlar diye sana bakıyorlar diye. Ben seni aldığım nefese kattım öyle yaşıyorum. Elimde olsa saklarım seni kaburgalarımın içine öyle kal diye. Öyle bir şey ki seni bıraksam kendimi de bırakırım. Gözlerine bakarken yeniden doğduğumu hissediyorum. Sığınacağın insan ben olmak istiyorum. Evin olmak istiyorum mutluluğun üzüntün kızgınlığın. Herşeyin olayım istiyorum. Çok bencil davranıyorum belki ama başka türlü yapamam. Senin aşkından kafayı yerim yoksa. Güleceksen birlikte ağlayacaksan da birlikte ağlayalım istiyorum. Ellerine gelelim. Tutmak ve hiç bırakmak istemediğim ellerin. Çizgilerine kadar ezberlemek istediğim ellerin. Çok güzeller. Gözlerine hiç gelmeyeyim bence. Gördüğüm en güzel yeşil gözlerden daha mükemmel kahverengi gözlerin. Birşey var bakışlarında beni dinlendiren. Sanki kıyısındaymış gibi en sakin denizlerin.. Kirpiklerinin gözlerinin üstündeki muhteşem sıralınışı. Anlatabiliyor muyum ? Ben sana mükemmelsin diyorum her hücrenle. Gülümseyince dünyanın en güzel kadını oluyorsun. Dayanamıyorum. Sen varya sanki kendini bir papatyanın rengine , bir gülüşe katıp ömrünü adamalık insansın. Benimsin, herşeyimsin. Sen muazzam bir hatasın ve ben bundan asla ders çıkaramayacağım. Kalbimin her ritmi seninle atıyor benim. Gülüşünle bakışınla sevişinle. Sonsuza kadar benim ol istiyorum. Dünya üzerinde yaşanacak iyi kötü her ne varsa seninle yaşamak istiyorum. Ayrıca boynun sevgilim gezegenin en güzel kuytusu. Ben sensizliği yalnızlık sayıyorum sevgilim kim olursa olsun yanımda. Sen yoksan ben tamam değilim bütün değilim. İnsan düşe kalka güçlenirmiş ben sen ellerimden tutunca güçleniyorum. Sen ellerimden tuttuğun kadar güçlüyüm. Yutkunamadığım tek cümlesin sen benim. Hani kaç kere dedim ya sana dokundular, sarıldılar, baktılar diye.. Kıskanıyorum sevgilim, ben ilk defa birini bu denli kıskanıyorum yemin ederim. Bakmasınlar dokunmasınlar sana öylesine bile dokunmasınlar. Saatlerce bedenine ve ruhuna teslim olmak. Saatlerce senin olmak, saatlerce benim olmanı istiyorum. Seni buldum ve asla bırakmayacağım sevgili, yemin ederim. Sen böyle benim tüm algılarımı kapattın, böyle çevremde kime bakarsam bakayım seni görüyorum ben. Delirmek mi bu bilmiyorum ama delirttin beni kızım, ve lütfen beni delirtmeyi asla bırakma. Çünkü seninle delirmek çok güzel.. tüm aklım başımdan gidiyor, böyle senden başka bir şey düşünemiyorum. Lütfen hep benimle kal olur mu? Söz veriyorum üzülmene izin vermeyeceğim, her şeyi yapacağım ben. Her şeyimi veririm senin için. İyiki doğdun sevgilim, iyi ki varsın..
13 notes · View notes
simgearc · 1 year
Text
miniğim,yumusum,calim,sevgilim..
Ne desem nasıl başlasam bilmiyorum sevgilim o gözlerin beni hayata bağlamak için mi yoksa öldürmek için mi var bilmiyorum. Ben senin o gözlerinde öyle bir kayboluyorum ki bulamıyorum bir daha kendimi çok zor toparlanıyorum. Bu, bu çok farklı bir şey ben bunun adını bilmiyorum koyamıyorum adını. Çok güzel bir şey bu ama ne bulamıyorum her duyguyu tattırıyor varlığın resmen. Elimde olsa sesine sarılırım göz bebeklerini öperim şuan gelip canımı istesen veririm. Başkasının yanında nefes alsan yanındakini öldürmek istiyorum kimse görmesin seni istiyorum ama olmuyor işte. Ya ben seni bir başkasına gülerken görmeye tahammül edemiyorum bir başkasının sesini duymasını bile istemiyorum öyle seviyorum ki gülüşün güneşin doğuşu sanki sesin dünyanın en güzel sesi yüzün huzur. Baştan aşağı mutluluksun sen ya varlığın mutluluk senin. Ben çok aşığım sana çoookk. Her zerrrene muhtacım ben senin. Sen olmadan olmuyor ben ben olamıyorum. Bir gülüşünü görsem ömrüm boyunca karşına oturur izlerim seni öylece. Dedim ya bir elim sana deyse diğer elim kıskanır. Öyle seviyorum ki gözümden sakınıyorum seni. Gözlerimden sakınıyorum seni görüyorlar diye sana bakıyorlar diye. Ben seni aldığım nefese kattım öyle yaşıyorum. Elimde olsa saklarım seni kaburgalarımın içine öyle kal diye. Öyle birşey ki sanki hiç elimi bırakmamışsın gibi hep yanımdaymışsın gibi hiç gitmemiş gibi. Öyle birşey ki seni bıraksam kendimi de bırakırım. Gözlerine bakarken yeniden doğduğumu hissediyorum. Sığınacağın insan ben olmak istiyorum. Evin olmak istiyorum mutluluğun üzüntün kızgınlığın. Herşeyin olayım istiyorum. Çok bencil davranıyorum belki ama başka türlü yapamam. Senin aşkından kafayı yerim yoksa. Güleceksen birlikte ağlayacaksanda birlikte ağlayalım istiyorum. Ellerine gelelim. Tutmak ve hiç bırakmak istemediğim ellerin. Çizgilerine kadar ezberlemek istediğim ellerin. Çok güzeller be. Gözlerine hiç gelmiyim bence. Gördüğüm en güzel yeşil gözlerden daha mükemmel kahverengi gözlerin. Birşey var bakıslarında beni dinlendiren. Sanki kıyısındaymış gibi en sakin denizlerin.. Kirpiklerinin gözlerinin üstündeki muhteşem sıralınışı. Anlatabiliyor muyum ? Ben sana mükemmelsin diyorum her hücrenle. Gülümseyince dünyanın en güzel adamı oluyorsun. Dayanamıyorum. Sen varya sanki kendini bir menekşenin rengine , bir gülüşe katıp ömrünü adamalık insansın. Benimsin. Benim ömrüm benim aşkım benim nefesim. Herşeyimsin. Sen muazzam bir hatasın ve ben bundan asla ders çıkaramayacağım. Kalbimin her ritmi seninle atıyor benim. Gülüşünle bakışınla sevişinle. Sonsuza kadar benim ol istiyorum. Dünya üzerinde yaşanacak iyi kötü her ne varsa seninle yaşamak istiyorum. Ayrıca boynun sevgilim gezegenin en güzel kuytusu. Ben sensizliği yalnızlık sayıyorum sevgilim kim olursa olsun yanımda. Sen yoksan ben tamam değilim bütün değilim. İnsan düşe kalka güclenirmiş ben sen ellerimden tutunca güçleniyorum. Sen ellerimden tuttuğun kadar güçlüyüm. Yutkunamadığım tek cümlesin sen benim. Hani kaç kere dedim ya şu kız sana dokundu koluna girdi sana baktı diye. Kıskanıyorum sevgilim. Ben ilk defa birini kıskanıyorum yemin ederim. Bakmasınlar dokunmasınlar sana öylesine bile dokunmasınlar. Sana çok aşığım sevgilim. Seni son nefesimle seviyorum.
sen geldin..
Mevsimlerin dörtten fazla olduğunu öğrendim.
Saatleri saymayı öğrendim, sana sarılmak için.
Şarkılara takılı kalmayı, insanlara dikkat etmeyip, ilk önce seni, sonra seni,
en son olarakta yine seni düşünmeyi öğrendim.
Bakışlarının fotoğrafını çekmeyi,
sonra o fotoğrafı içime asmayı öğrendim.
Sonra sen geldin.
Gelmenin bir insan için ne demek olduğunu da ögrendim.
Bir şehrin bir insan tarafından ne kadar güzelleşebileceğini senin yanında öğrendim.
ondan sonra dünyanın yarısının, yanaklarına sığdığını gördüm sen gülünce.
Dünya ele avuca sığıyormuş sevgilim, elini tutunca anladım.
Sonra sen geldin işte.
Geçmişte yaşadığım herşeyi unutmak istediğimi fark ettim. Sırf kalbim gibi aklım da sadece sen ol diye.
Hatta ve hatta baktığın bir insanı özlemenin ne demek olduğunu seninle ögrendim.
Yaşanılası en güzel duyguların seninle var olduğunu öğrendim..
“Ve benim gittiğim yollar,
Hep senin gözlerinin içine doğru.”
"çünkü sen geldin ve canladım yeniden :))"
7 notes · View notes
keemlenyekun · 11 months
Text
Yatılı okulun karne haftası gibi
Gamarjoba sayın defter,
Gürcülerle çalıştığım esnaf günlerini bazen özlüyorum. Üç ay içerisinde 500 tane nevresim sattık. Lamazi home. İyi fikirdi. Lari 1.80 (bazen 2) tl idi. Şimdi 10 tl. Yanlış değil. Cidden 10 tl. 35 lariye toptan nevresim satıyordum. 70 tl. Kalan kar 15 tl. Denizliden bir çuval havlu 80 tlye geliyordu. Ah ticaret. Hiç anlamıyordum. Rahmetli Osman amca elimden tutmasa mal gibi bakıyordum. Ahahahah.
Kemalpaşada yılbaşı haftasında kimse kalmazdı. Gürcüler noel sofrasını kurar bir hafta sürerdi. Kimse gelmezdi. İki yılbaşı geçirdim ilçede. Sokaklar bomboş. Soğuk dükkanlar içerisinde köpek gibi titrerdik. Yaz aylarının kalabalığı olmazdı. Elinde siyah poşetler olmayan küçük boylu gürcü kadınlarını görmeyince moralim bozulurdu.
Aynı okulun karne haftası gibi. Ne kadar değişim düşmanı azılı bir muhafazakarım değil mi sayın defter? Düzenimin bozulması beni deli ediyor.
Lisede dört sene boyunca benim hiç devamsızlığım olmadı biliyor musun? İzin alıp samsuna bile gitmedim. Sınavlar bittiğinde karneyi beklemeden herkes izin alıp memleketlerine giderdi. Yatakhane boşalırdı. Moralim bozulurdu. Okula başladığımda ağlamaktan heder olan ben okul bittiğinde yine ağlardım. Çocukluk. Yatakhanenin o boş hali. Nevresimsiz ranzalar. Üzerine MEB yazan keçe battaniyelerin dağınık olması. Zorunlu etütlerin artık olmayışı, kalabalık yemekhanenin sessizliğe bürünmesi. Ah ulan yabancı sessizlik. Psikolojik şiddetti benim için. Okulda son kalan erzaklar bitsin diye kalanlara bol bol dağıtılırdı. Salamlar, morarmış haşlanmış yumurtalar, çokça peynirler ve çikolatalar, tereyağlar. Sınıfta ders işlenmezdi. Can sıkıntısından ölürdüm. O son haftada ben hep hasta olurdum. Aaaaa. Bak cidden şimdi fark ediyorum. Okulun son haftalarında hep hasta oldum ben. aaaaa. Bu farkındalık karşısında ben şok ben vefat. ahahahahah.
Şimdi yine okulun lanet son haftası gibi bir kaç gün geçiriyorum. Hanımla oğlanı İstanbula olaylı bir uçak yolculuğu eşliğinde yolladım. Ev o kadar sessiz ki. Sessizliğe tahammül edemiyorum. Yalnızlık neyse de sessizlik. Ben liseden itibaren müziksiz (kulaklıksız) uyuyamıyorum. Uykuda bile tahammülüm yok sessizliğe.
Dedim bir kaç CMK yapayım. Samsun uyuşturucu yuvası durumunda. Her suç illa ki uyuşturucu eşliğinde geliyor. Artık esrar da değil mevzu, met o kadar kolay bulunuyor ki artık. Adam ifadesini veremeyecek seviyedeydi bir gece saat ikide. Ertesi gün bile uyanamamıştı. Üzülüyor muyum? Evet. Üzülmek değil sanırım. Acımak bu. Adam tutuklanmadan önce bana uykulu uykulu "Herşeyin hayırlısı be abi, Allah bunu da yazdıysa napalım, kabul edeceğiz, elhamdülillah" dedi. Garip bir sahneydi. Ülkenin özeti gibi. Abicim senin evde 750 gr. met, poşet poşet likra falan çıktı. Sen ne anlatıyorsun be abim? Eğlenceli yani biraz da. Ama Allaha olan imanını takdir de etmedim değil.
Yarın yapılacak tonla iş var. Ev süpürülecek, kanaatimce en nefretlik ev işi olan ütü yapılacak. Kurban öncesi buzluk şöyle bir düzenlenecek. Gardaş bu hayat mı be!?? ahahahahah.
Garanti bankası şubesinden aradılar bizi şikayet etmişsiniz BDDK'ya dediler. Yok ben sizi henüz şikayet etmedim Vakıfbankı ettim, ama sizi de edeceğim dedim. Size kredi kartı çıkmış gelin alın dedi. Gittim. Sonuç ne peki? Sistem vermiyormuş. Mahkeme kısıtı varmış. Bayram sonrası beraat kararlarını tekrar hukuk birimine atacaklarmış. Lan yok yok. Hakkımda verilen bir mahkeme kararı yok. Hangi karar bu? Vakıfbanka soruyorum sistemlerinden verdikleri cevap efsane, "Yeni kamu görevinizi şubeye gelip bildirin" Çıldırmalık ülke. Telefon almaya gideceğim yakında Batum'a. Sınırda kesin sorun çıkacak. Kesin. Mahkeme yurt dışı yasağımı kaldırma kararını defalarca göndermesine rağmen kesin sorun çıkacak. Peki neden? Burası türkiye, kel bir bakanın saçları kadar hayali bir ülke. Ahahahah. O sebeple önce samsunda emniyete gidip hakkımdaki tahdit kalkmış mı kalkmamış mı diye kontrol ettirmem gerekiyor. Saçmalık. Dediğim gibi bu ülkenin kolu bantlısı bizleriz. Yaşıyoruz.
Bir de güzel haber. Aihm maille bildirdi. 11 temmuzda ilk tutukluluk kararı çıkacak. daha öncekilere yaptığı gibi 5 bin euro paracık verecek yüzde 99. Bu da güzel haber olsun defterciğim.
Biz de durumlar böyle.
Vesselam.
5 notes · View notes
siyahlimann · 1 year
Text
İnsanlar..
çoğu zaman birbirimizin hayatlarına teğet geçeriz. Hatta tam ağırlık merkezinden geçip orada durduğumuzu sandığımızda bile. Hayat, uzunca bir patika yol ve biz bu yolda karşılaştığımız herkesi yolun sonuna kadar bizimle sanırız. Kimsenin başka yollara sapacağı gelmez aklımıza ya da arkasını dönüp geri döneceği ve hiç düşünmeyiz belki bizimle yürümek istemediğini. Yürürüz öyle sona doğru Öylece, onunla ya da onlarla. Muhteşem karşılaşmalara inanmıyorum. İnanmak istemiyorum. Belki de muhteşem karşılaşmalarımın bu kadar içler acısı olma fikrine tahammül edemiyorum. Binlerce insan tanıdım uzaktan ya da yakından. Yüzlercesiyle saatlerce konuşup, onlarcasıyla yıllarımı geçirdim. Şimdi yüzlerini değil gölgelerini dahi hatırlamıyorum. Hayatımın merkezine koyduğumu sandığım herkesin birer teğet noktası olduğunu aklımın sınırları genişledikçe anlıyorum. Aklımın sınırlarını genişletmek için kendim de o teğet noktalarından biri haline geliyorum. Ben de, sadece kendime şöyle ufaktan dokunup, kendimin başka zamanlarına doğru yoluma devam ediyorum. Sonsuzluğa. Varlığımın sonsuz değişimine ve binbir türlü halime. Ağladığım şeylere ağlayamaz oluyorum. Dün her şeyiyle tanıdığımın, bugün adını bilmiyorum. Hatıralarım, puslu geçmişten belli belirsiz görünüp kaybolurken netliğe asla ulaşamıyorum. Ne onlar çıkmak istiyor ortaya, ne de ben artık onları oradan çıkarmak istiyorum. Hiç arkama bakmadan deli gibi koşuyorum. Başka bir teğet noktasına. Benim ya da senin. Belki de bizim kesiştiğimiz o noktaya. Duruyorum. birbirine geçmiş onca hayatın sadece ufacık bir nokta olduğunu anlıyorum. Çokluktan yok olduğumuzu. Yokluktan varolduğumuzu. Birbirimize değerken aslında bir olduğumuzu. Ben olduğumu. Bana değip geçen, benim dokunup geçtiğim her şeyin tek bir yerde, simsiyah ve keskin, net ve bitirici olduğunu. Cümlemin bittiğini. Aslında çok yol aldım sanırken hiç yol almadığımı anlıyorum.
2 notes · View notes
kaanozer · 2 years
Text
[İstanbul] 2 Temmuz 1947
Nahitçiğim,
Mektubunu sabırsızlıkla beklediğim halde iktisadi imkânsızlıklar yüzünden günlerce İstanbul'a inemedim. Nihayet bugün gelebildim ve iki gün evvel gelmiş olan mektubunu aldım. Bu arada aklım hep sendeydi. Hatta bir iki defa niyetlendim, oturduğum yerden, senin mektubunu beklemeden bazı şeyler yazayım dedim. Bunlar iyi şeyler olacaktı. Sana dair olan düşüncelerimden, hislerimden bahsedecek, hasretimi anlatacaktım. Bunlara kısaca evvelki mektuplanmda da temas etmiştim. Ama öyle sanıyorum ki bunun nasıl bir şey olduğunu, seninle ne kadar dolu olduğumu sen kafi derecede anlamazsın. Hasretim olsun, arzularım olsun hem günden güne artıyor hem de günden güne bedbinleşiyorum. Yaz geçiyor sen gelmiyorsun. Belki bir gün geleceksin ama o kadar geç gelmiş olacaksın ki seni gördüm mü görmedim mi, doğru dürüst anlayamadan kalkıp geri gideceksin. Benim için tahammül edilmez bir devir daha başlayacak. Üstelik o devir kim bilir ne kadar uzun sürecek. Hayatımızın hiç düşünmeden feda edebileceğimiz seneleri o kadar çok mu? Omrümüzü hep böyle birbirimizden uzak mı geçireceğiz? Sen belki yine bu kadere boyun eğmenin de güzel bir şey olduğunu söyleyeceksin. Ne lüzum var bu türlü avunmalara. Bir arada olsak daha iyi değil mi? Bu ay gelemeyeceğini söylüyorsun. Ne kadar üzüldüğümü bilemezsin. Ankara'da hiç sıkılmıyor musun? Düşündüğünden bahsettiğin ikinci bir mesele de buraya geldiğin takdirde birbirimizi görüp görememek meselesi. Onu ben de düşünmüyor değilim. Ama hiç olmazsa yan yana yürüyebileceğiz. Sesini duyacağım. Ara sıra elini tutacağım. Sen bunların nasıl bir saadet olacağına akıl erdiremezsin. Çünkü her zaman kendinin yanındasın. Fakat inan ki benim için büyük şeyler. Seninle Bursa'da bir hafta kalmıştım. O bir hafta azaplı bir haftaydı. Ama her şeye rağmen kendimi mesut hissediyordum. Her zaman bahsettiğim bir Tental azabı vardır. O azabı bugünkü halime tercih ederim; tek senin yanında olayım.
Resmine çok sevindim. Öyle bir resmi seçmiş olman biraz zalimce bir hareket. Ama ben de öyle olmasını istiyordum. Hissimi anlamışsın demek. Daha zalimce şeyler de gönderebilirsin. Daha çok memnun olurum. O resmin bensiz devirlerine ait olması beni rahatsız edebilirdi. Bereket versin benimle geçirdiğin yılları hatırlatan şeyler de var. Senden bugünkü Nahit'e, bugünkü sevgilime ait şeyler de bekliyorum. Seni hep olduğun halinle seviyorum. Bilmem anlatabiliyor muyum? Benim nazarımda en çok şimdi güzelsin. Burada sadece hasretimi kastetmiyorum. Asıl söylemek istediğim şey başka. Çocuk Nahit'i değil, olgun Nahit'i seviyorum. Ve en çok benim olan Nahit'i. Yukarda da söylediğim gibi daha zalimce şeyler bekliyorum. Beni, istediğin kadar ifsat edebilirsin. Ama her şeyden çok seni, kendini bekliyorum. Mektuplarında havalardan, at yarışlarından filan bahsediyorsun. Aynı şeylere ben de temas etmek istiyorum. Gelgelelim bir türlü olmuyor. Herhalde İstanbul'da da bahsedecek birçok şey vardır.
Ama dediğim gibi, hiçbir şeyin lafını edemiyorum. Böyle olması belki de seni sıkıyor. Belki de haklısın. Öyle ya "Muhabbetten başka konuşacak şey bulamıyor musun?" diyebilirsin. Bu tek taraflı halime bir müddet için daha tahammül et. Ben mektubumu niçin geciktirdiğimi söyledim. Senin için böyle bir sebep olmayacağına göre, herhalde çabuk cevap verebilirsin. Sabırsızlıkla bekliyorum. Bu mektubumu taahhütlü gönderemeyeceğim. inşallah alırsın. Cevabını, İstanbul'a sık sık inemediğimi düşünerek, ev adresime göndermeni isteyeceğim. Fakat oraya da posta geç getiriyor. Artık sen bilirsin. Hararetle gözlerinden öperim. Annenden yazdığın selama çok memnun oldum. Anneni de çok göreceğim geldi. Onun da hürmetle ellerinden öperim.
Orhan Veli
4 notes · View notes
ilahimami · 2 years
Text
Ne desem nasıl başlasam bilmiyorum sevgilim o gözlerin beni hayata bağlamak için mi yoksa öldürmek için mi var bilmiyorum. Ben senin o gözlerinde öyle bir kayboluyorum ki bulamıyorum bir daha kendimi çok zor toparlanıyorum. Bu, bu çok farklı bir şey ben bunun adını bilmiyorum koyamıyorum adını. Çok güzel bir şey bu ama ne bulamıyorum her duyguyu tattırıyor varlığın resmen. Elimde olsa sesine sarılırım göz bebeklerini öperim şu an gelip canımı istesen veririm. Başkasının yanında nefes alsan yanındakini öldürmek istiyorum kimse görmesin seni istiyorum ama olmuyor işte. Ya ben seni bir başkasına gülerken görmeye tahammül edemiyorum bir başkasının sesini duymasını bile istemiyorum öyle seviyorum ki gülüşün güneşin doğuşu sanki sesin dünyanın en güzel sesi yüzün huzur. Baştan aşağı mutluluksun sen ya varlığın mutluluk senin. Ben çok aşığım sana çoookk. Her zerrene muhtacım ben senin. Sen olmadan olmuyor ben ben olamıyorum. Bir gülüşünü görsem ömrüm boyunca karşına oturur izlerim seni öylece. Dedim ya bir elim sana deyse diğer elim kıskanır. Öyle seviyorum ki gözümden sakınıyorum seni. Gözlerimden sakınıyorum seni görüyorlar diye sana bakıyorlar diye. Ben seni aldığım nefese kattım öyle yaşıyorum. Elimde olsa saklarım seni kaburgalarımın içine öyle kal diye. Öyle bişey ki sanki hiç elimi bırakmamışsın gibi hep yanımdaymışsın gibi hiç gitmemiş gibi. Öyle bişey ki seni bıraksam kendimi de bırakırım. Gözlerine bakarken yeniden doğduğumu hissediyorum. Sığınacağın insan ben olmak istiyorum. Evin olmak istiyorum mutluluğun üzüntün kızgınlığın. Herşeyin olayım istiyorum. Çok bencil davranıyorum belki ama başka türlü yapamam. Senin aşkından kafayı yerim yoksa. Güleceksen birlikte ağlayacaksanda birlikte ağlayalım istiyorum. Ellerine gelelim. Tutmak ve hiç bırakmak istemediğim ellerin. Çizgilerine kadar ezberlemek istediğim ellerin. Çok güzeller be. Gözlerine hiç gelmiyim bence. Gördüğüm en güzel gözlerden daha mükemmel yeşil gözlerin. Bir şey var bakıslarında beni dinlendiren. Sanki kıyısındaymış gibi en sakin denizlerin.. Kirpiklerinin gözlerinin üstündeki muhteşem sıralınışı. Anlatabiliyor muyum ? Ben sana mükemmelsin diyorum her hücrenle. Gülümseyince dünyanın en güzel adamı oluyorsun. Dayanamıyorum. Sen varya sanki kendini bir menekşenin rengine , bir gülüşe katıp ömrünü adamalık insansın. Benimsin. Benim ömrüm benim aşkım benim nefesim. Herşeyimsin. Sen muazzam bir hatasın ve ben bundan asla ders çıkaramayacağım. Kalbimin her ritmi seninle atıyor benim. Gülüşünle bakışınla sevişinle. Sonsuza kadar benim ol istiyorum. Dünya üzerinde yaşanacak iyi kötü her ne varsa seninle yaşamak istiyorum. Ayrıca boynun sevgilim gezegenin en güzel kuytusu. Ben sensizliği yalnızlık sayıyorum sevgilim kim olursa olsun yanımda. Sen yoksan ben tamam değilim bütün değilim. İnsan düşe kalka güçlenirmiş ben sen ellerimden tutunca güçleniyorum. Sen ellerimden tuttuğun kadar güçlüyüm. Yutkunamadığım tek cümlesin sen benim. Hani kaç kere dedim ya şu kız sana dokundu koluna girdi sana baktı diye. Kıskanıyorum sevgilim. Ben ilk defa birini kıskanıyorum yemin ederim. Bakmasınlar dokunmasınlar sana öylesine bile dokunmasınlar. Sana çok aşığım sevgilim. Seni son nefesimle seviyorum
4 notes · View notes
blogakil · 2 years
Text
Ne desem nasıl başlasam bilmiyorum sevgilim o gözlerin beni hayata bağlamak için mi yoksa öldürmek için mi var bilmiyorum. Ben senin o gözlerinde öyle bir kayboluyorum ki bulamıyorum bir daha kendimi çok zor toparlanıyorum. Bu, bu çok farklı bir şey ben bunun adını bilmiyorum koyamıyorum adını. Çok güzel bir şey bu ama ne bulamıyorum her duyguyu tattırıyor varlığın resmen. Elimde olsa sesine sarılırım göz bebeklerini öperim şuan gelip canımı istesen veririm. Başkasının yanında nefes alsan yanındakini öldürmek istiyorum kimse görmesin seni istiyorum ama olmuyor işte. Ya ben seni bir başkasına gülerken görmeye tahammül edemiyorum bir başkasının sesini duymasını bile istemiyorum öyle seviyorum ki gülüşün güneşin doğuşu sanki sesin dünyanın en güzel sesi yüzün huzur. Baştan aşağı mutluluksun sen ya varlığın mutluluk senin. Ben çok aşığım sana çoookk. Her zerrrene muhtacım ben senin. Sen olmadan olmuyor ben ben olamıyorum. Bir gülüşünü görsem ömrüm boyunca karşına oturur izlerim seni öylece. Dedim ya bir elim sana deyse diğer elim kıskanır. Öyle seviyorum ki gözümden sakınıyorum seni. Gözlerimden sakınıyorum seni görüyorlar diye sana bakıyorlar diye. Ben seni aldığım nefese kattım öyle yaşıyorum. Elimde olsa saklarım seni kaburgalarımın içine öyle kal diye. Öyle birşey ki sanki hiç elimi bırakmamışsın gibi hep yanımdaymışsın gibi hiç gitmemiş gibi. Öyle birşey ki seni bıraksam kendimi de bırakırım. Gözlerine bakarken yeniden doğduğumu hissediyorum. Sığınacağın insan ben olmak istiyorum. . Evin olmak istiyorum mutluluğun üzüntün kızgınlığın. Herşeyin olayım istiyorum. Çok bencil davranıyorum belki ama başka türlü yapamam. Senin aşkından kafayı yerim yoksa. Güleceksen birlikte ağlayacaksanda birlikte ağlayalım istiyorum. Ellerine gelelim. Tutmak ve hiç bırakmak istemediğim ellerin. Çizgilerine kadar ezberlemek istediğim ellerin. Çok güzeller be. Gözlerine hiç gelmiyim bence. Gördüğüm en güzel yeşil gözlerden daha mükemmel kahverengi gözlerin. Birşey var bakıslarında beni dinlendiren. Sanki kıyısındaymış gibi en sakin denizlerin.. Kirpiklerinin gözlerinin üstündeki muhteşem sıralınışı. Anlatabiliyor muyum ? Ben sana mükemmelsin diyorum her hücrenle. Gülümseyince dünyanın en güzel kadını oluyorsun. Dayanamıyorum. Sen varya sanki kendini bir menekşenin rengine , bir gülüşe katıp ömrünü adamalık insansın. Benimsin. Benim ömrüm benim aşkım benim nefesim. Herşeyimsin. Sen muazzam bir hatasın ve ben bundan asla ders çıkaramayacağım. Kalbimin her ritmi seninle atıyor benim. Gülüşünle bakışınla sevişinle. Sonsuza kadar benim ol istiyorum. Dünya üzerinde yaşanacak iyi kötü her ne varsa seninle yaşamak istiyorum. . Ben sensizliği yalnızlık sayıyorum sevgilim kim olursa olsun yanımda. Sen yoksan ben tamam değilim bütün değilim. İnsan düşe kalka güclenirmiş ben sen ellerimden tutunca güçleniyorum. Sen ellerimden tuttuğun kadar güçlüyüm. Yutkunamadığım tek cümlesin sen benim. Ben ilk defa birini kıskanıyorum yemin ederim. Bakmasınlar dokunmasınlar sana öylesine bile dokunmasınlar. Sana çok aşığım sevgilim. Seni son nefesimle seviyorum.
1 note · View note
kahvemsogumadan · 28 days
Text
Çok yorgunum, uykusuzum. Hüma'nın ateşini ilaçla düşürüyorum bi kaç saat sonra çıkıyor. Sabaha kadar ayağımda sallıyorum. Sürekli ağlıyor, evden çıkarmadığım için de çok sıkılıyor.
Ve çok ciddi bir sinir krizi geçiriyorum. Mutlu değilim. Tükenmişlik yaşıyorum. Tam olarak tükendim aslında. Param olsa alıp başımı gidicem. Hiç bir açıklama yapmadan çocuğu eşime bırakıp tatile kaçmayı düşünüyorum ama sonra paramızın olmadığı aklıma geliyor. Çok düşünüyorum, eşimle tartışıyoruz, bazen hiç konuşmuyoruz. Evde iki yabancı olsak daha iyi, biz birbirinden bıkmış iki insanız artık. Ben ondan, onun yapamadıklarından, o benim laflarımdan bıktı. Bazen onu görmeye bile tahammül edemiyorum. Hüma'nın odasına saklanıyorum sabah olmasını beklerken. Aslında bana yaptığı belirgin bişey yok ama küçük şeyler o kadar birikti ki bende daha fazlasını taşıyamıyorum.
1 note · View note