Tumgik
#Bilmez ki
crescentmp3 · 1 year
Text
thinking about my favorite little poem again ....
6 notes · View notes
bozusuruz · 1 year
Text
9 yaşındaki kuzenim Afrika'nın topraklarında altınlar olduğunu biliyor, Venediği çok seviyor, 1000 yıl sonra zaman makinesi icat edilir mi ya da 100 yıl sonra insanlar nasıl kıyafetler giyer diyor ve ilk insanın nasıl meydana geldiğini merak ediyor mükemmel bi zekası hayal gücü var ya
2 notes · View notes
sumeyyeberraa · 2 months
Text
Tumblr media Tumblr media
"Olmuş olan, olacak olanlar arasında en hayırlı olandır" der Muhyiddin İbn-i Arabi. Ahmet Âmiş Efendi ise; "Olan olmuştur, olacak olan da olmuştur" der. O halde bizde ki bitmek bilmez bu endişe ve telaş da neyin nesi?"
187 notes · View notes
iyigecelerdeniz · 4 months
Text
Sevda Mumu.
Sevda nedir? Nasıl ilerler? Neye göre benimsenir? Neyi sever? Hep bilmiyorum derler? Sen gibi yapar, ederler. Kaç mum kadar sevdan diye sorar ederler, kaç eder? Sevda mumun kaç odaya ışık saçar diye merak ederler, kaç yüreğe dokunur bilmek isterler, oysa ki her insan hayatında bir kez sevda mumu yakar, ya bir kez söner ya da ömür boyu diğerinin sevda mumu ile hep yanar döner. Sevda mumlarınızı hak etmeyen kimseye harcamayın, çünkü değer bilmeyen Deniz’e atar geçer. Sorun denize atması değildir, deniz de ne yapmasını bilmez öylece o mumu karanlığa gömer.
İyi geceler Deniz’im.
160 notes · View notes
ruhunuterkedenadam · 5 months
Text
Sormaz ki bilsin, sorsa bilirdi
Bilmez ki sorsun, bilse sorardı.
156 notes · View notes
yusuf-krk · 2 months
Text
Gönül Hanem 🌹
Tumblr media
Kalbime helal
Aklıma haramsın
Kaderime yazılan en güzel yazgısın
Ne çare ki
Yasaklımsın
Ne sen gidebiliyorsun benden
Ne de ben vazgeçebiliyorum senden
Yasaklı sevdaların
Suskun mahkumlarıyız
Tıpkı
Yasaklı sözlerin
Kaçak aşıkları gibi
Tutuklu kaldık birbirimizde
Bir adım ötesi uçurum
Bir nefes ötesi ölüm
Benden yana değmesin yüzüne hüzün
Gözün yaşına keder
Benim gözüm de,kalbim de kör
Senden bir başkasına
Bu da Hakkın yazdığı bir kader
Deyip avutuyorum kendimi
Aşkın hamuru hasret mayası caresizlik,
Gurbetmiş sevgili
Sil göz yaşını ben ağlıyorum ikimizin yerine
Bilmez misin büyük hatrın bende
Hatrında, Sevgin de Sonsuz bu Kalpte
Seni Seviyorum ❤️
Sağlıklı yaşam dileği ile 🖋️🇹🇷🇦🇿🇹🇷🇦🇿
124 notes · View notes
mesut-sems · 5 months
Text
Tumblr media Tumblr media
Duydum ki; kapıma gelmiş, tokmak olmadığı için kapıya vurmadan geri dönmüşsün. Bilmez misin, kalp kapısının tokmağa ihtiyacı yoktur; o ancak içeriden açılır.
Hz. Mevlânâ
110 notes · View notes
istekligurbetci · 9 months
Text
Önce baldızı sonra Kayınçonun karısını 1 ! (Selahattin 47 Y., İstanbul)
Kayınpederlere yatılı gittiğimizde, baldızım Nilay'ın o beni azdıran götünü gördükten sonra birdaha unutamaz olmuştum. Ne zaman aklıma gelse sikim kalkıyor ve baldızımın götünü sikme fantazileri kuruyordum. Evet, ne yapıp edip baldızın götünü mutlaka sikmem lazımdı. Fakat aradığım fırsat birtürlü elime geçmiyordu. Baldızıma Üniversitede derslerinde çok başarılı olduğu için Fransa'dan özel bir kuruluşun bursunu teklif etmişler. Baldız da kayınpederlerle konuştuktan sonra kabul etmiş. Akademik kariyerini yükseltmek için okuluna Fransa'da devam edecekti. Bize geldiğinde karımla bu konu hakkında konuşuyorlardı, pasaport işlemleri için Ankara'ya gitmesi lazımdı. Karımla öyle konuşurlarken, Nilay'ı belki Ankara'da sikerim düşüncesiyle, karıma, "Ben götürürüm Nilay'ı Ankara'ya, zaten Ankara'da görüşeceğim bir firma var, epeydir erteliyordum!" dedim. Karar almıştık, Ankara'ya Nilay'la birlikte gidecektik.
Gideceğmiz gün arbamla erkenden yola koyulduk. Nilay sıkı kumaş bir pantolon giymiş, üstünde beyaz bir bluz, bir de siyah yelek vardı ve göğüsleri yine fora olmuştu. Bir süre yol katettikten sonra Nilay'ın da bana karşı bir zaafı olduğunu anladım, hep derin derin gözlerime bakıyor, arada bir bakışları sikime kayıyordu. Baldızım Nilay çok muzur, neşeli ve espirili bir kızdı, durmadan açık saçık fıkralar anlatıyor ve bana da anlattırıyordu. Ben anlatınca, "Çok komiksin be enişte!" :) deyip, bacağıma elini koyuyor, kasıklarıma dokunuyordu. Benim sik kalkmaya başladı tabii. Nilay kalkan sikime bakarak, "Enişte tuvaletin geldiyse bir yerde durda git istersen!" :) dedi. Ben utandım o an, "Yok Nilaycığım..." dedim. Sonradan düşündüm de, Üniversiteye giden bir kız sikin kalkmasıyla tuvalete gitmenin bir alakasının olmadığını bilmez mi? Bilir tabii, baldız bunu muzurluk olsun diye söylediğini adım gibi biliyorum. Bence sikimin kalktığının farkında olduğunu hissettirmek için söyledi bunu...
Neyse bu şekil espirilerle Ankara'ya vardık, Nilay'ın pasaport işlerini hallettik, ben de iş yaptığımız bir firmayla kısa bir görüşmede bulundum ve Ankara'da yapılacak işler bitmiş oldu. Normalde hemen İstanbul'a dönmemiz gerekiyordu, fakat Nilay, "Enişte yol çok yorucu, bu gece otelde kalalım, yarın döneriz!" dedi. Benim de canıma minnet tabii, belki otelde bir fırsat bulur sikerim düşüncesiyle hemen, "Tamam kalalım!" dedim. Bakanlıklarda biraz gezdikten sonra bildiğim güzel bir otele gittik. Resepsiyona vardık, 2 tane oda isteyecektim, Nilay beni kenara çekti ve "İki odaya gerek yok enişte, aynı odada kalırız, yabancı mıyız?" dedi. "Kızım ablan duyarsa ikimizi de öldürür valla!" dedim. "Yok yaa, aynı odada kaldığımızı söylemeyiz ki enişte!" :) diye ısrar edince, ben de tek oda tuttum ve çıktık odamıza...
Odaya ve banyoya falan şöyle bir baktık, eşyalarımızı koyduk. Önce ben bir duş aldım ve külodumla bornozu giyip çıktım banyodan, tabii aynı gün döneceğimiz için ikimiz de pijama falan almamıştık yanımıza. Benden sonra da baldızım duş aldı ve o da bornozla çıktı. Ben yatakta uzanmış TV seyrediyordum, baldız geldi yanıma uzandı. İkimiz de bornozlayız. Baldız pis pis sırıtarak, bornozumun üst kısmından elini soktu ve göğüslerimin kıllarıyla oynamaya başladı. Ben birşey olmamış gibi TV seyrediyorum, Nilay uyuz oldu ve "Enişte bana baksana bir!" dedi. Yüzümü baldıza çevirince dudaklarıma yapıştı ve uzunca öptü, "Nasıl, hoşuna gitti mi enişte? Seni arzuluyorum!" dedi. "Valla Nilay ne diyeyim, sizde kaldığımız o gün, o tangalı götünü gördükten sonra benim de sana karşı zaafım başladı!" diyerek ben de baldızı öptüm ve ateşli bir şekilde öpüşmeye başladık...
Baldız, "Ablamın sana artık yetmediğini biliyorum enişte!" dedi. Ben de, "Ablanın laçkalaşmış amını sikmekten sıkıldım, zevk vermiyor artık ve ablana sikim kalkmıyor! Ama o gece sizdeyken seni o halde görünce kalktı ve seni düşünerek siktim ablanı!" dedim. Baldız sırıtarak, "O gece ablamı çığlık çığlığa nasıl inlettiğini duydum enişte!" :) dedi ve bornozumun önünü iyice açarak elini külodumdan içeri soktu, kalkmış sikimi okşamaya başladı. Ben de onun bornozunu açtım ve pembe sütyeninden taşan göğüslerini kurtarıp yalamaya başladım. Taş gibi sert göğüsleri vardı, uçları fındık gibi sertleşmişti. Nilay göğüs uçlarını ağzıma bastırıyor, "Em enişte, ohhh! Ye onları!" diyordu. Nilay'ın bir göğüslerine bir dudaklarına yapışıyordum. Nilay da, "Evet enişte, ohhh!" diyerek sikimi külodumdan çıkarmış 31 çeker gibi asılıyordu...
Bir süre sonra doğrulduk, ikimiz de bornozları tamamen çıkarıp kenara attık. Baldızı boynundan öpmeye başladım, bir yandan da tangasının ipi arasına girmiş götünü elliyordum. Nilay beni sırtüstü yatırıp külodumu tamamen çıkardı, üzerime eğilerek sikmi eline aldı ve yavaşca yalamaya başaldı. İyice zevke gelmiştim, baldız yaladıkça sikim gittikçe sertleşiyor ve büyüyordu. "Woowww enişte, sikin de süpermiş!" diyerek yalamaya devam etti. Pembe rujlu dudaklarıyla sikmi emerken bir yandan da taşaklarımı avuçladıkça ben kendimden geçiyordum resmen. Memnuniyetimi, "Sen de az değilmişsin baldız, ne hünerlerin varmış öyle!" dedim. Nilay sikimi yalamayı bırakıp tangasını çıkardı, yatağa sırtüstü uzanarak bacaklarını ayırdı ve "Hadi enişte, biraz da sen yala!" dedi. Gözümü baldızın yeni traşlı kaymak gibi amından alamıyordum. Tabii ablasının laçkalaşmış amı nerde, tazecik genç kız amı nerde! Üstelik bildiğim kadarıyla da bakireydi henüz...
"Sana şimdi ince ayar çekeceğim baldız!" :) diyerek hemen yumuldum baldızın amına ve yalamaya başaldım. Klitorisini emiyor, amının dudaklarını yiyordum resmen. Am dudaklarını parmaklarımla aralayıp dilimi soktuğumda, baldız kıvranmaya başladı. O kadar küçük ve dar am deliği vardı ki, dilimi bile tümden sokamıyordum, kesin bakire olmalıydı. "Kız bu ne böyle, amın hiç açılmamış, kimseyle sikişmedin mi daha?" :) dedim. "Yok enişte, bakireyim daha, ama götümü çok deldiler!" :) dedi. Amını yalarken götünü de parmaklamaya başlayınca, Nilay titremeye ve o ince sesiyle inlemeye, küçük küçük çığlıklar atmaya başladı ve sonunda orgazm olarak ağzıma akıttı sularını. Amının sularını da yalayıp yuttuktan sonra Nilay'ı yüzükoyun çevirip göt deliğini yalamaya koyuldum. İki elimle götünün yanaklarını ayırıp, gömlek düğmesi gibi küçük büzüğünü dilliyordum. Bir yandan da, bunu götten nasıl siktiler acaba, götü sanki hiç sikilmemiş gibi duruyor diye düşünüyordum...
Parmaklayarak göt deliğini biraz alıştırdıktan sonra baldızı dörtayak üstüne getirip iyice domalttım ve arkasında yerimi aldım. Sikimi tükürükle ıslatıp, göt deliğine de bolca tükürdükten sonra, sikimin başını sokmaya çalıştım. Fakat bir türlü sokamadım, sikim zırt pırt aşağıya kayarak amını yokluyordu. Nilay korkuyla titrer vaziyette, "Enişte sakın önden girme, arkadan istediğin kadar yap!" diyordu. "Tamam hayatım, önden yapmayacam, fakat arkana da girmiyor!" dedim. "Dur enişte çekil, bana bırak!" dedi. Beni yatağa sırt üstü yatırdı ve kendisi bacaklarını ayırarak, yüzü bana dönük halde, ata binermiş gibi üstüme çıktı. Sikimi eliyle kavrayıp götünün deliğine denk getirip yavaşça sikime oturmaya başladı. Dudaklarını ısıra ısıra ve yüzünde buruk bir ifadeyle sikimin başını almıştı. Hafif hafif oturup kalka kalka sonunda hepsini aldığında gözlerini yumarak bir 'Ohhh' çekti...
Üstümde bir süre hareketsiz kaldıktan sonra inleyerek yavaş yavaş inip kalkmalara başladı. 3-5 dakika sonra artık resmen çığlıklar atarak zıplıyordu. Artık ben de alttan götüne hızlı hızlı pompalıyordum. Ben alttan bastıkça Nilay'ın çığlıkları bağırmalara dönüştü. Nilay artık kumandayı bana bırakmış, kendisi saçlarıyla oynuyordu. Arada bir, "Ohhh harikaaa! Bitirdin beni enişte!" diye inliyordu. Nilay'ın havada uçuşan göğüslerini sıkarak götünü bir süre bu pozisyonda siktikten sonra, bu sefer sırtını bana dönerek oturdu sikimin üstüne ve öne eğilerek ayak bileklerimden tutundu. Artık sikimin götüne giriş çıkışlarını daha net görebiliyordum. Bir süre sonra sikimi götünden çıkarmadan Nilay'ı dörtayak domalttım ve götünü sikmeye devam ettim. Hızlı hızlı götüne girip çıktıkça taşaklarım da amına çarpıyor ve makineli tüfek gibi 'şap şap şap' sesleri çıkıyor, Nilay'ın, "Of of enişte!" seslerine karışıyordu...
Yorulmuştum fakat boşalmama daha çok vardı, sikim götündeyken Nilay'la birlikte yan yattık, 66 olduk, biraz soluklandık. Nilay, "Off enişte, götümü patlattın, okuldan kaç tane erkek arkadaşım sikti bu götü, seninki gibi siklerini içimde dolu dolu hissetmedim!" dedi. Biraz dinlendikten sonra tekrar yavaş yavaş götüne girip çıkmalara devam ettim. Bu arada göğüslerini de yoğurmayı ihmal etmiyordum. Yeniden hızlanmaya başladığımda Nilay'ın çığlıkları da artmaya başlamıştı. "Nasıl baldız, o götünü sallayıp beni azdırmaya benziyor mu?" dedim. Baldız da, "Yok enişte, senin sikine helal olsun bu götüm!" diyordu. 66 pozisyonunda biraz daha siktikten sonra sırt üstü yatırdım ve am siker gibi götünü sikmeye devam ettim. Nilay'ın altımda gözleri kaymış, inleyerek dudaklarını ısırıyordu...
Götünü sikerken klitorisiyle de oynamaya başladım. Baldızın amından yine sular akarak orgazm olunca, "Baldız önden gireyim mi? Patlatayım mı?" dedim. Baldızın gözler birden kocaman açıldı ve "Yok enişte sakın ha! Annemler patlak olduğumu öğrenince biterim ben! Hem sonra evde kalırım, patlak bir kızla kim evlenir ki?" dedi. "Seni patlak halde almayacak adamın taa amına koyayım ben!" diyerek götünü hızlı hızlı sikmeye devam ettim. Artık ben de boşalmaya yaklaşmıştım sikimi götünden çıkarıp yukarı kaydım ve sikimi Nila'ya uzattım. Nilay sikimi ağzına aldığı gibi saksoya başladı. "Nilay geliyorum!" deyince ağzından çıkardı ve eliyle 31 çektirmeye başladı. "Hadi hadi!" diyerek hem asılıyor, hemde sikimin başına öpücükler konduruyordu. Sonunda boşaldım. Döllerim yüzüne fışkırmış, ağzı yüzü döl içinde kalmıştı. Nilay gülerek, "Enişte yüzüme süt sağmış gibi oldum!" :) dedi. Sonra sikimi tekrar ağzına aldı yalayarak temizledi. Nilay'ın yüzünü çarşafla sildim ve birbirimize sarıldık ve uyuduk...
Sabah kalktık birlikte banyoya duş almaya girdik. Baldıza bir kez de banyoda sabunlu sabunlu götten kaydıktan sonra İstanbul'a hareket ettik :)
[Selahattin]
188 notes · View notes
efulim-men · 22 days
Text
Tumblr media
Hüzün teselli bulmanın, sabretmenin ve olgunlaşmanın kaynağıdır. Bir an gelir seni teselli eden bir hüzünle karşılaşır kalbin. Ve onla huzur bulursun. Yağmurlar durur, rüzgarlar kesilir, fırtınalar diner. Ama bir an gelir hüzün de seni bırakıp gitmek ister. Ya Hazanın hüzün mevsimi olduğunu bilmez ya da hazanın hüzünden bir şeyler bilmediğini sanır. Bilmez ki hazan hüzün ile vardır..
67 notes · View notes
ysfogzdgrz51 · 3 months
Text
İyi akşamlar
Tumblr media
Gariptir İnsanoğlu .
Ne istediğini bilmez,
Ne hâyırdan şerri , ne de şer'den gelen hâyrı anlamaz .
Kimsenin vakti yoktur oturup da ince düşünmeye ,
Kimsenin vakti yoktur kalkıp da âlemi seyretmeye . . .
Hayatta geçmeyen hiç bir şey yoktur ,
Sevdiklerin dışında . . .
Hayatta kalıcı olmayan hiç bir şey yoktur
Aşk dışında, edep dışında . . .
Zirâ dermân, derdi verendedir . . .
Her şey geçer ...
Leyla bulunur ,
Leyla sevilir ,
Leyla sever de !
Ama Leyla kalmaz ...
Mevla'dır yürekte kalan ,
Mevla'dır ilk ve tek çare . . .
Okunur bir seher vakti minareden bağrı yanık müezzinle senin selâ'n ,
Yatırılır musallaya hiç yıpranmayacağını zannettiğin körpe bedeni ,
Anlarsın ki ;
Hiç bir şey kalmaz ortada ,
Anlarsın ki ;
Senin olan tek şey gûnâhlarındır!
Var'mak istersen hâkka vesile çoktur ,
Kalmak istersen Leyla'da , Cennet makamında sana yer yoktur!
"İnsanı gördüklerinden ibaret sayma, göremediklerinde ara..
İçidir hakikatin resmi, dışı sadece bir manzara.....!"
62 notes · View notes
derdiderun · 6 months
Text
Tumblr media
Tüm halkımızı ve Ümmeti Mücahidler için duaya çağırıyoruz. Onlar bu düşmanı yenmeye susamış bir milletin ve iğrençliği bu topraklarımızdan ve kutsallığımızdan silip süpürmenin öncüleridir. "Allah neyi diler ve neye hükmederse onu mutlaka yerine getirir. Ne var ki insanların çoğu bunu bilmez." (Yusuf - 21). Bu bir zafer veya şehadet cihadıdır. Allahın selamı rahmeti ve bereketi üzerinize olsun.
Ebu Ubeyde
90 notes · View notes
yurekferahligi · 4 months
Text
sizin günlük bir davranışınızın başkası tarafından fark edilip önemsenmesi beğenilmesi güzel bahsedilmesi ne kadar hoş. geçen misafirler vardı ben de çaya şeker atmadığım için eşimin şeker konusunu unutabiliyorum şeker getirirken sana şeker getirmeyi unuttum kusura bakma dedim eşime. o da önemli değil minvalinde bir şey söyledi şu an çok hatırlamıyorum ama güzel bir andı. bu misafirimizin çok hoşuna gitmiş onun yaşadığı kötü tecrübelerden sonra bizim böyle davranmamıza şaşırmış. çok güzel bahsetmiş. biz dört dörtlük bir çift değiliz tartışıyoruz bazen ağlıyorum mesela bazen ikimiz ayrı odalara çekiliyoruz eşim zor biri ben de kolay bir insan olduğumu söyleyemem ama kimse bizim tartıştığımızı bilmez özellikle ailelerin asla haberi olmaz hatta kendi aileme karşı eşimin hep saygı duyulacak kıymetli bir insan olduğunu hissettiririm ki öyledir de. bazen tartışmış bir şekilde eşimin ailesine gidiyoruz oturuyoruz sohbet edip gülüyoruz surat yapalım tavır koyalım veya bir başkasının anlayabileceği negatif bir şey hiç olmuyor. bunu aramızda konuşup anlaşmadık olması gereken hep budur çünkü veya konuşup anlaşılabilir bu çok güzel bir şey biz bir gülümsemeye iki cümleye barışabiliyoruz ama aileler bunu asla unutmuyor. tartışmasız müthiş bir şey hayal etmeyin çünkü bu imkansız evlenince rahatlarım diye aile evinizden de asla kopmayın çünkü evlilik ciddi bir sorumluluk iki taraf için de yani bunlar elbet oluyor olacak da.
68 notes · View notes
pembebirkrizantem · 7 months
Text
Sorma Beni
Sorma beni onlara,
Ki düşmesin adım
İnsaf bilmez dudaklara,
Pespaye yüreklere,
Ve dar sokaklara...
Sakın sorma beni onlara
Dikiş tutmaz kadınlara,
Kendini bilmez adamlara,
Ki düşmesin adım
Sadakatsiz soluklara
Bilmesinler beni
Senin bildiğin gibi
Tanıyamasınlar ilk bakışta
Sadece sen gör beni
Sadece sen tanı,
Sen anla,
Bu yüzden sakın sorma beni onlara!
Çünkü ben yüreğimde hep,
Senin bildiğin kadarım yalnızca.
-PembeBirKrizantem
102 notes · View notes
katre-i-vefa · 3 months
Text
Tumblr media
"Rahman'ın (has) kulları onlardır ki, yeryüzünde tevazu ile yürürler ve kendini bilmez kimseler onlara laf attığında (incitmeksizin) selam derler.(geçerler.)" (FURKAN SURESİ – 63. AYET)
67 notes · View notes
huzurkosems-blog · 4 months
Text
Bismillahirrahmanirrahim
Ey yüreğimdeki fısıltıyı duyan Rabbim, biliyorsun yüreğimden geçenleri!.."
Tek dua'm, beni kimsenin eline bırakma!...
Kimsenin kapısına muhtaç etme!..
Bir yudum su verecekler mi diye kapıya baktırma!...
Belki üzerime düşen vazifelerimi yerine getiremiyor olabilirim ama günahkar kullarından eyleme!....
Yolunu şaşırmış, bilincini kaybetmiş, kendini üstün gören, saygı ve sevgiyi yitirmiş kullarından etme, öyle kişilerden uzak tut!..
Küçücük yüreğimde büyük sevgi beslediğim, sevdiğim kişilerin acısıyla sınama!...
Sınama ki ayakta kalabileyim....
Yalan söyleyen, ihanet eden, kendini bilmez iki yüzlü kişilerden uzak tut..
Uzak tut ki doğru yoldan şaşmayayım...
Küçüğünü büyüğünü bilmeyen, her telden oynayan, sabrımı sınayan bencil insanlardan uzaklaştır ki, herkese sevgiyle yaklaşabileyim....
Amin...
Kalbinizden gönlünüzden geçen tüm güzel ve hayırlı dualar kabul olsun....🤲🌼🌼🫶
Amin Ecmain.
Tumblr media
101 notes · View notes
yukozumeki · 6 months
Text
"Özler insan. Elinde olanı kaybettiğinde özler ama. Çünkü eline geçmeyen bir şeyi ya da kişiyi bilmez ki, nasıl hissettirdiğini bilemez. Bilmediği şeyi de özleyemez.
Sevdiği şeyler elinden gidince özler insan. Bir insan olabilir, bir eşya hatta bir an bile olabilir.
Onu bekler, gelmeyeceğini bile bile... Onu ister, olmayacağını bilse de...
Ona olan özleminden zaman zaman dizleri titrerken kimi zaman da özlem yaşama sebebi, ayakta kalmak için tutunduğu dal olur. Kalbi titrer, gözleri dolar eskiyi düşündükçe. Kaybetmeseydi yapılabilecek güzel şeyleri düşündükçe bir yumru oturur boğazına ve ne yaparsa yapsın o yumru gitmez oradan. Özlem öyle bir raddeye dayanır ki bir süre sonra yaşanan kötü şeylerin bile özlemini duymaya başlar. Çünkü kötü de olsa "O" nunla yaşanmıştır, olayın öznesi "O" dur. Bu duygu bir süre sonra o kadar özdeşleşir ki "O" nunla. O, özlemin kendisi olur.
Çok sevmektendir bu özlem. Kıymetini yeterince bilememektendir belki de. Keşke yatar altında hep. Keşke bunu da yapsaydım onunla, keşke böyle olmasaydı, keşke, keşke... Ama keşkeler koskoca okyanusta yüzmeye çalışırken ayağınıza zincirle bağlı güllelerden farksızlar benim gözümde. O saf ve temiz özlem duygunuza zarar verir. Sadece dibe çeker, size hiçbir faydası olmaz hatta ölümünüzün sebebi olur. İşte keşkelerimiz de böyle bizi geçmişe çeker, sadece çeker ve acı içinde boğulmamızı seyreder öylece. Durum buyken ne geçmişe müdahale edebiliriz ne de o acıyı çekerken eskiden yaptığımız yanlışlarımızdan herhangi bir ders alabiliriz. Ama bu demek değil ki özlem duyulmamalı.
Özlem güzeldir, saftır, sevginin varlığını kanıtlar. O olmasa bile O'nu yaşamak hatta O'nun için yaşamaktır. O'nun için gülmek, O'nun için yürümek, O'nun için ağlamak ve üzülmektir, O'nu yaşatma çabasıdır. Özlemek fedakarlıktır. Kalbinin ve aklının bir köşesini hatta bazen tamamını ebediyen ona ait kılmaktır."
Karanlık Yıldızım
83 notes · View notes