“Bir insanı bir insana ısındıran merhametidir, güzel kalbidir, sureti değil siretidir.”
●
Çocuktuk bir zamanlar. En son ne zaman saklambaç oynadığımızı unuttuk. O akşam oldu, ertesi gün büyüdük. Hepimiz taşındık mahallelerden. Kimimiz başka okula gittik, kimimiz şehir değiştirdi. Belki de bu dünyadan göç ettik. Ve sen hâlâ çocuksun…
Sabrediyorsun, biliyorum. İnanıyorsun, biliyorum. Ve yine biliyorum.. Sen, Babasının şehadetine uzunca üzülen ve hâlâ günlerce ağlayan, Küçük bir çocuksun
Hayalleri yarım kalmış küçük bir çocuksun hala Yavuz. Bende hayal kurardım eskiden, sonra sonra unuttum tabi. Ne olduğunu sorsaydın bende sana anlatırdım hepsini. Ama sen sormadın. Yine de bana onları yeniden hatırlattığın için teşekkür ederim. Hayallerinin peşinden koşmak için hiçte geç değil bence. Bir gitar, birde yollar gerekli sana. Ne şarkılar biter ne de yolculuklar. Görüşürüz diyemeceğim. Çünkü bir daha görüşebilirmiyiz bilmiyorum. Ama belki bir gün, bir şiirin içinde rastlaşırız seninle iyi yolculuklar...
Dolu gözlerinle aynaya bakıyorsun, gözlerinde gördüğün harabeye gülümsüyorsun. Gözlerinde ki yıldızlar intihar etmişler, gökyüzün karanlığına sarılmış; başka kimsesi yokmuş belki... Evinde bir rüzgar esmiş, açık kalan pencerelerin çarpılmış hissetle ve kalan parçaların kırılıp düşmüş yerlere. Herkes ürkmüş, seni bir harabe olarak bırakmışlar yine. Oysa sen, terk edilmiş bir çocuksun. Aynadaki yansıman seçimin değil, insanların esiri..