Tumgik
sarhosetmeyenbade · 3 years
Text
Senden önce hep merak ederdim uğuruna romanlar yazılan, zamanın başlangıcından itibaren şarkılara konu olmuş o duyguyu. Yaşamak isterdim, hissetmek isterdim ve bilmezdim nasıl ağır olduğunu. Nasıl bana yaşadığımı unutturduğunu...
Bir gün gözlerini tekrar görebilmek için yaşamaya devam ediyorsam, kokunu tekrar hissedebilmek için en derinlerimde, takip ediyor gözlerim her an akreple yelkovanın birbirini kovalamasını. Bilmiyorsun, bilmeyeceksin... Ben artık biliyorum fakat o duyguyu, şimdi unutmayı diliyorum.
Tumblr media
6 notes · View notes
sarhosetmeyenbade · 3 years
Text
-Elveda-
Birini son kez gördüğünü bilmeden ona veda etmek, hayatın ne kadar acımasız olabileceğini kavratıyor bir kez daha değil mi?
Hiç arkanda bıraktığın biri oldu mu? Dahası arkada bırakılan oldun mu hiç? Belki de ikisi birden başına gelmiştir aynı olayın farklı kahramanları sayesinde, belki de daha bu acıyı tadacak kadar büyümene izin vermemiştir hayat.
Gözlerini kapatmanı istiyorum şimdi senden, o güne gitmeni istiyorum. Rüzgâr nasıl esiyordu hatırlıyor musun? Belki ılık bir nefes gibi suratına çarpıyordu, yağmur mu getirdi yoksa sana? Hayır, hayır eminim ki buz gibi geçen gecenin ardından saçlarına beyazlar kondurarak hazırladı seni bu ayrılığa. Öyle değildiyse bile, sonradan anlayacaktın zaten o gece esen rüzgârın bir süre sana soğukluk ve asla ısınamadığın geceleri getireceğini.
O anki düşüncelerini hatırlıyor musun? Geri döneceğini düşleyerek verdiğin vaatleri, fazla vakit geçmeden tekrar göreceğine inandığın bir çift gözün sana iletmeye çalıştığı sıcacık bakışları... Huzur dolu değil mi? Belki de hüzün doludur biraz, yine de umutlusun işte... Tek fark bu şimdiki senle aranda olan.
O sıcaklığa son kez sarılıyorsun şimdi, belki sana küçük bir hatıra vermiştir onu unutma diye. Belki de verdiği acı çoktan en büyük hatırası olmuştur sana, her şeye rağmen son görüşün olmuştur onu. Bunu da eğer o gün bilseydin çok farklı yapardın her şeyi, değil mi?
Belki daha uzun sarılırdın, belki dokunmaya bile kıyamadığın dudaklarına uzanırdı dudakların son bir defa. Gözlerinde kendi ruhunun kırıntılarını bulduğun o insanı bir kez daha tepeden tırnağa hafızana, kokusunu hiç unutmamak için aklında tutmaya çalışırdın. “Seni seviyorum.” derdin belki de, eğer izin verirse boğazında düğüm olmuş duyguların.
Huzur dolu bir kokunun sende açtığı yaralarla baş başasındır en sonunda. Tüm sırlarını bilen, daha önce hiç gelmemiş bir yabancıya elveda demişsindir. Belki de kaderinde yazılı olmayan ruh eşindi, yıkıp geçti her yeri. “Elveda” dedi sana.
Bir parçasını hep taşı benliğinde, gökyüzüne öpücükler yolla aklına düştüğü gece. Ruhuna ulaşsın diye bunca zamandır hissedip de söyleyemediklerin, anlatamadığın, sustuğun...
Sev onu, sana verdikleri için onu sevmeye devam et. O değerli, o sana sevmeyi öğretti.
Böyle olmak zorunda değildi diyeceksin şimdi de değil mi? Onunla tanışmak zorunda da değildin, her şeyin acısı ve tatlısıyla beraber yaşıyoruz. Hayatı böyle yaşamak güzel, severek ve acı çekerek.
Plakında klasik bir Sezen şarkısı çalarken, elinde şarabınla tahta parkeler üzerinde dans ederken başka kimi düşünecektin yoksa? Yaşamadığını düşün onu, hiç hissetmediğini düşün... O şarkılar bu kadar anlamlı gelecek miydi sana?
Şimdi sizi ayıran o gecenin soğukluğunu üzerinden atma vakti. Rüzgârın getirdiği beyazları nazik dokunuşlarla ayır saç tellerinden. Yüzüne buruk bir gülümseme yerleştir, onu hatırla. Onu unutma, onunla birlikte kendini de unutmaya çalışma.
Bira mı tercih edersin? Koy bir bardağa en sevdiğin uyuşturucunu. Artık o acılarını yok etmek için burada değil, seni güçlendiren asıl şeyin bu olduğunu bu gece anlamalısın.
Sevmekten vazgeçme, pencerenden bak tekrar ilk öpücüğünüzü altında paylaştığınız o yıldıza. Gülümse ona, gülümse ona...
Tumblr media
7 notes · View notes