Benim ağırlığımı bilmeyen, bildiklerimin zekatının zekatı kadar bilmeyen ağzı süt kokulu, sidiği yalıya inmemiş cahiller, beni Yunan dostu olmakla suçluyor. Daha bunların ana babası doğmamışken ben Yunan Mezalimi kitabımı yazdım. Yunan keferesi, Batı Trakya Türklerini esir etti lakin Batı Trakya'da şer'iyye mahkemelerini lağvetmedi, alfabeyi ve kılık kıyafeti değiştirmedi, medreseleri kapatmadı. Bugün birisi şeriat istesin de göreyim onu. Camideki imamda bile dehşet uyandırıyor. Bu ölçüye göre, Yunan, Batı Trakya'daki bu muamele ile, Kemalist rejimden ehvendir diyorum. Bu lafımdan ötürü Yunan dostu olduğumu iddia eden zırnana cahillerin adını bile anmıyorum. Cevap verme ihtiyacından kendimi müstağni addediyorum.
Vefatının 103. sene-i devriyesinde cennet mekan Sultân Abdülhamid Han'a Mahmud Efendi hazretlerimizin gösterdiği vefâ'dan bahsetmek istiyorum.
Asrın deccallerinin bir çok türbeye yaptıkları gibi Sultân Abdülhamid Han'ın türbesi de kapatılmış, terk edilmiş ve bakımsız haldeydi. Öyle bir unutturulmuştu ki her gün yanından geçenler bile Abdülhamid Han'ın türbesinin yanından geçtiklerini bilmiyorlardı. Halbuki İstanbul'un en kalabalık en işlek caddelerinin üzerindeydi. İstanbul'un ilk Caddesi “Divan Yolu” üzerinde.
Efendi hazretlerimizin zamanın Başbakanı Turgut Özal'a özel ricası ile türbe onarılmaya başlandı ve Cumhuriyet sonrası ilk defa ziyaret açıldı.
baş başa kalın.Yakanızdan tutun kendinizi,tanımaya çalışınBelli bir yaşa geldiniz geçmişe baktığınızda bu gece benim son gecem olsa,bu benim son anım olsa
Allah’a böyle gitsem nasıl karşılanırım,nasıl bir tören beni bekliyor,bunları merak edin biraz
Çocukların ailelerinden zorla alındığını, Mao'nun Kızıl Kitabı'na göre yetiştirildiğini, erkeklerin toplama kamplarında ağır işkence altında olduğunu, camilerin yıkıldığını,Kuranların yakıldığını biliyor, #DoğuTürkistanıDuyuyoruz lakin Çin malını protesto dahi edemiyoruz.