Tumgik
guyatabirleri · 17 days
Text
Ben toy bir mehtap, kelimeler birer varsayim. Sen One'dan bir kesit izlerken burada fonda turkish kovboylar playlisti caliyor. Ben Mexico City'de bir kafe'de oturmus isbu satirlari yaziyorum. Beklemezdin di mi dunyanin oteki bir ucunda olacagimi. Ben uzun bir sure bekledim. Surda gecirdigim 1 ay sonunda deneyimlerim gosteriyor ki Meksika bana olmasa da olurdu. Zaten bi bakima yol ustunde diye geldik. Ama seveni sevsin canim, karismam karisamaaaaam. Ben kimim ulan??? KIMIM BEN KIM??? Sinemdim ben en son, 31 yasinda. Saclarinda bu kadar cok beyaz olacagini 21 yasindayken hic tahmin etmiyordu bu. Ekim'den beri sagligi bi oyle bi boyle olan Siynem. Uzmanlar saclarinin coskuyla beyazlamasinin da aslinda o doneme denk geldigini belirtiyor. Beeen, 23 Subat 2024'te Las Vegas Sphere'de U2'yu buyuk bir torpille sahne onunden izleyen Siynem. Vegas, Utah, Arizona ucgeninde "Van Life" deneyimleyen Siynem. Tum bu hikayeye baslamadan once isinden istifa edip kendi ozgurlugunu ele alma cilginligina girisen Siynem. Sonuc itibariyle 2024 senesi, ucuncu gocebe evresiyle geldi ve ucuncu gocebe evresinin ruzgariyla Kuzey Amerika'nin gidilmedik ulkesi kalmadi. Guya tabircileri Subat ayinin sonunda baslayan bu yeni goc dalgasininin sonbahara kadar devam etmesini ongoruluyor. Sonrasina bakacagiz, ama once fotosoku sizi soka sokacak anilara bakalim. Cafede oldugumuz haliyle. Bi bakalim.
Tumblr media
0 notes
guyatabirleri · 4 months
Text
Let me see you stripped down to the boneee...
4 Ekim 2014, 22 yasindayken soyle buyurmustum Depeche Mode ile ilgili: Oku bak burada. Dogru zaman gelene kadar hep icimde "BI GUN BUNLARI BEN CANLI DINLEYECEGIM ULAN" atari ve arzusuyla yasadim.
24 Kasim 2023. 9 sene sonrasindayiz, artik 31 yasindayim. Seksi Dave ve kankileri sehrimize gelecegini Subat 2023 gibi dunyaya duyurdu, hemen aldim bileti. 24 Kasim gelene kadar yine bir gun sayma eylemi icinde bulundum ki bu benim en nadide ozelliklerimden biri. Her gun ince ince gun saydim. O nadide gun geldiginde de kendime verdigim sozu tutmusluk hissiyle konser boyu mutluluktan salak salak guldum. Dinlemeyi en cok sevdigim sarkilari canli canli dinlemek, Dave'cigimin seksi danslariyla senlenmek fevkalade bir deneyimdi. Dunyevi islerin en guzeliydi. Dollaalarim size helal olsun hocam.
Tipik bir eski Tumblr kizi olarak (2009'dan beri israrla ve gururla), soyle buyurdugum bir cumle ile mektubuma son verecegim: bir de Radiohead dinlesem canli canli artik olsem de gam yemem. Radiohead konser postunda da bu postun linkini veririm, zamanda yolculuk.
Ooooyeeee.
Tumblr media
0 notes
guyatabirleri · 7 months
Text
Tumblr media
Otuz birli saka gunaha girer mi hocam?
Gectigimiz gunlerde otuz bir bize de geldi. Oyle bir rahatlamayla geldi ki, oyle ki, oyle. Maslow kaarsimin dunyaevi sorunlari dusunup dertlenerek bir gece ansizin olusturdugu hiyerarsisinde "kendini gerceklestirme seviyesi" olarak adlandirdigi ve guzide turkcemize "kafam raad" seviyesi olarak cevirilen o seviyeye ulasabilmek umuduyla yaklasik bir 30 sene tukettim. Bundan sonraki 30 seneyi de o seviyenin yaninda yoresinde yasasam bana yeter. Basit bir hayat istiyorum dedim dedim, komplikeli igne iplikten yapilmis bir kis pikesi gibi yatak odasindan salona, salondan balkona, balkondan yine salona, e oradan oraayaaaa suruklendim. Fakat hasmetlim, son bir senenin suruklenisi pek nadide, pek sultan idi. Bakiyorum simdi, bi yeniden bakiyorum cileli soslu gecmise soyle bi. Kendi kendime yapabildigim bunca seyi gorunce kendimle gurur duyuyorum Recaizadem. Heleluyaeyvallah Siynem, eyvallah.
Simdi "gelecek cok daha ilgivnc gelecek" diyen, o klise slogan hayal dunyamin bilboardlarinda, adaya boydan boya dosenmis. Gocebelik masteri yaptigim ve doktorasina kadar giderim ben ulan bunun dedigim bir halet-i ruhiye icinde ben, hasmet ve recai munakasalardan munakasalara giriyoruz. Ilk 26 senenin ayni mekanda oynanmasi taraftarlari cileden cikarmis, mekan degisikligi istegini dile getiren yaratici sloganlari Spotify playlistlerine donusmus de tribunleri inletmis. Oyle bir hikaye donuyor, oyle ki, oyle. Tum hayali evren dostlari toplandik, merak halindeyiz. Artik takvimden gun saymasak da yine de bir Siynem hobisi olarak gelecegi dusunup hevecanlaniyoruz.
28 Eylul aksamindayiz, saatlerimiz pasifik saatiyle 9:37'yi gosteriyor. Cama dogru kafami uzatiyorum. Denizin oteki tarafindaki yerlesim yerinin isiklarina bakip "oo yeee evren, oooo yeeee" diyor, ve isbu manadan yoksun satirlarimi, tam 10 kusur yil oldugu gibi, na burada sonlandiriyorum.
0 notes
guyatabirleri · 10 months
Text
Tumblr media
Naapiyorsunuz? Ben, Siynem, kendimi uzaya firattim firlatali evrenlerarasi saga sola kaymalar, bunyenin alisik olmadigi durum gecisleriyle bir yas daha aldirdi bu bunyeye, bana yani, ben, Siynem. Her yasi delicesine vurgulayip 30'un yasandigi anlari hafif bir haziran esintisi gibi es gecmisim. Ooooo romantizm. Isteeee bu beeen, Siynem. 30'uma isbu hayatimin 2. gocebe evresinde girdim. Ikinci gocebe evresini beraber acacagiz, ucuncunun de yolunu yapacagiz. Taym masin calisiyor: Eylul 2022, Duncan’da bir basementteyim. Bu is ne zaman tamamiyle bitecek ulan diye gun saydigim bir is gunu, o gunun isini tamamlayip 2015’te Koton’dan aldigim hippi pantulumu giydim ve butter chicken yemeye gittim. 30 hayatima yeni konseptlerle, zaman gecsin cabukcabuk diye her sabah kalkar kalmaz takvime bakmalarla, ada insani olmayla, farkli sehirler gormeyle girdim. Oooo bu orotuzbu cocuklugu degil de ne. Buyudukce yeni huylar kazaniyorum, genelde kafayi yakmalik oluyorlar fekat hala yakmadik. Film yakiyorum onun yerine. Bu tepedeki yanmayanlardan biri. Yananlar da var, onlari goruyor aliens. Bi sorun oldugunu sanmiyorum.
Siynem, Haziran 24, 2023 pasifik saatiyle aksam 7’de, 31 olmasina uc ay kala bir evin balonunda oturmus, huzurla oynuyor. Hafta ici yine klasik bir insanlik ve evrenler muhakemesi, hafta sonu 2. gocebe evresinin verdigi huzuru islak parmakla durtup rahatsiz etmeceler. Bir mekandan bagimsiz olmak hem maddi hem manevi sekillerde degistirdi dunyaya bakis acimizi. Asagidaki fotograf da bu metnin olusturulma surecinden, coraplidir, ciceklidir, kopeklidir ve dijitallidir. 
Bilahare yine gelir 1. ve 2. gocebe evresini, gelecekten beklenen 3. gocebe evresiyle birlikte anlatirim. Yapaaarim. Beeeen Siynem. Ucuy...
Tumblr media
0 notes
guyatabirleri · 1 year
Text
Tumblr media
Bu fotoğrafı çektiğimden iki hafta kadar önce aynı salonda yarasa ile münakaşalar yaşanmıştı. Sonra evime çikolata tadında insanlar geldi, gittiklerinde ağladım. Sonra bi hobim yok ulan benim diye gerilip gidip marketplace’den bulduğum Pentax Spotmatic’i aldım ve fotoğraf çekmeye başladım. Film fotoğraf olayı yine bir süredir aklımdaydı. Bu fotoğraf da ilk filmden çıkanlardan biri. Ben sevdim.
Son üç haftadır daha da bir çılgınlar gibi çalışıyorum. Yoğun günler daha da yoğunlaşıyor. Yarın da ilk kez yalnız başıma iş gezisine çıkacağım. Gezi derken gezmenin olmadığı sadece işin olduğu bir gezi. Yalnız olacağım için içimde bir buruk his var. İçin içimde. İçi içimde. Al sana özlem duygusunu arttıran başka bir olay. Bari azıcık uyuyabilseydim keşke.
5 notes · View notes
guyatabirleri · 2 years
Text
Tumblr media
Temmuz 14'te kepin gercegini taktim. 7 ay sonra bu okul tantanasinin hagaten bittigini anladigimiz o gunu yasadik. Bundan ne olacaksa diye kucumsedigim bir gunden derin bir huzur ve mutlulukla ayrildim. Thumbs up bitchez thumbs up!
Siynem, 29 yasinda "Daha da okumam dedikten" sonra hem hoca hem de yeniden ogrenci olma deneyimini yasadi.
Sonra bugune isinlaniyoruz, Agustos 30. Ev kapilarini avrupalilara aciyor, muhabbet de muhabbeti. Sirf fakir bir turk oldugum icin normal bir insanin 10 kati calisip cabaladigim gercegi suratima suratima carpiyor. Bi rahata eremedik, bi su avrupalilarin keyif kepengligine erisemedik ameyke diyorum. Kafamda "Bu ne bicim hikaye boyle" calmaya basliyor. Kapiyi cami yumruklasam herhalde bir kuple rahatlarim fakat ne gerek var.
0 notes
guyatabirleri · 2 years
Text
Habunda Cogalacagusun
Taktim kulakligi kulaga, Sakin'in "Hayat" albumunu aldim basa. Gunlerden cuma-cumartesi, saatler gece, ki ne gece, ki ne ge-ce. Dur bir ibreyi oynatayim su seytan icadi mashiiinde diyorum, bakiyorum ki makina spesifik geliyor, 12:31 oldu bile diyor. Siynem 2008'deki siynem. Hirka giyilebilen bir Nisan gunu aklimda Sakin sarkilari dersaneler sokagindan iskeleye dogru yuruyorum. Saclarim herhalde belime kadar geliyor o donem, ruzgari hissederken bunu anliyorum. Bu an nasil bu kadar canli olabilir ulan hala, alzaymir benligim sasiriyor. "KANAAAAR ELLEEEERIIIIM". Arada bittabii sarkilara donecegiz, nereden nerelere. Iskeleye yururken kafamda bir ton mevzu donuyor. Filozof olacaktim, surrealizme gonul verdim. O donemlerde internetin verdigi yetkiyle edindigim her bilgiyle bi degisikli hayaller kuruyor ve akabinde okudugum kitaplarla daha bi cilgin hulyalar alemine daldirip cikariyordum kendimi. Ders calismamak icin yapilan en anlamli hareket kitap okumakti benimcin. Bir daha da o kadar cok kitap okumadim zaten. Iskeleye vardigimda otobuse binmek yerine Haldun Taner'i gecip moda'ya sahilden giris pesine kosuyorum. Sonra diyorum ulan Siynem, yalnizligin degisik bi buyusu var, habunda cogalacagusun galiba. Kapadik kendimizi bi kutu icine 16 yasin hassasiyeti ve dalgaciligiyla, bu cekisme muthis bir hakikat icerir. Hava kararmadan eve gideyim diyorum. Tek dertlerin 21 numara pabuc boyutunda oldugu, dunyanin merkezi bencilige yolculuk sirasinda gelisen dalgaci bir mahmut oksijen tuketip karbondioksit uretti ve uretiyor bu dunyaya. Eve gidiyorum sonra herhalde 319'a falan binip. Bugun bakinca her defasinda sarilasim geliyor ulan o hirkali kiza. 319'da sirasinda, otobus duraklarini ezberleye ezberleye gelisen bir dunya. Heyecanli dakikalarin yasandigi bir evren. Otobus salliyor bir o yana, bir bu yana. Peykala.
Sonra bugun, 18 Haziran 2022, Onur Ozdemir'in postuna denk gelip hala arada "Sakin"li konser verdigini yeniden goruyorum. 12:20 civari falan oluyordur o da. Kalbim bi guzellesiyor, zaman makinami 2008'e ayarlayip bi gidip bakiyorum. Iste ustteki paragraf bunun disavurumu. "AH KAHRETSIIIIIIN". Peyki, sayet kirmizi odam ve duvarda yildizlarim bile vardi isbu sarki oncesinde. Ne icsellestirildi bu sarki o donem. 16 yasimin ergenligi, garip bir sekilde yalnizliga kendine alistirma cabasi, yuksek dozlu hayat farkindaligi her sey birbirine girdiydi. Su an bile "Kirmizi Oda" adli renkli, cicili bicili (?) bu sarki tuylerimi diken diken ediyor. Elbette epilasyon her zaman her seye kalici cozumler sunmuyor. Sakin'i dinledikten sonra cikip gideyim ulan diyorum. Gaz, gaaaaaaz, bunlar hep gaaaz. 2008'de yurudugum sokaklardan yuruyeyim mesela, ki o yuruyusler bir sonraki gencligin baslangiciydi. O sene actigim blogumu genelde Sakin sarkilari dinlerken yaziyordum na bugun yaptigim gibi. O donemler yine Ikarus Basarsa en bi sevgili favorimdi. "BIRDEN SUSARSA BUTUN YENILGILER, TEKIL HAYATLAR DA BIR GUN DEVRIM YAPAR YAAAAAAAGGG." Muzik dehset verici bir sekilde sekillendirdi bir karakteri, ve bu kiz zaten uzaklari hep hayal ederdi. Felsefeci sakin beylerin dedigi gibi "UZAKLARI HAYAL EDER TUTTUGU AVUCUNDA". Bu bir dehset-u vahdettin. Dusunmeyi durduruyorum bazen fakat o ara yine hayat baska seylere evriliyor ve Siynem yuzde yetmis sekizlik bir oranla kendini bir yeni dunyaya bir de eski dunyasina isinlamak istiyor. Mumkun mudur hocam? Zihinler aleminde her sey mumkun saygideger, pek sevgili ve ozellikle yaz aksamlari sokak lambasinin isigina tutunan dunya insanlari. 18 Haziran 2022, sokak lambasi duman alan dag basini yeterli oranda aydinlatiyor. Duzgunlugu seziyorum, sikayetim yok.
0 notes
guyatabirleri · 2 years
Text
MEZUN OLDUM ULAN!
Tumblr media
Fotosoku atlattiysan eger basliyorum.
Gittikce terbiyesiz, kufurbaz, itlik serserilik pesinde kosan biri oldum. Insanlarin turkce kufur anlamadigi bir ortamda olmanin rahatligiyla yolda bir sekilde sinirimi bozanlara ana avrat saydiriyorum. OTUZ OLACAGIM SURADA ULAN OTUZ. Ben biraz daha buyurken isbu dunya cok feci degisti. Bizim ilk ilk ilk gencligimizde dolar bu kadar yuksek degildi, sevdigimiz bey ile moda'da gezerdik, sarilmak huzur verirdi, sikinti olmayan hayata sikintilar dogururduk, belki de hala ayniyiz. Daimi bir huzursuzluk icinde huzuru ariyoruz. Ittire ittire okudugum, saclarimi beyazlatan okulu da gomdum. Sirada ne var ulan, ne var?!!?!?1 Icimden bir okuz kalkti, baska biri oturmaya yer ariyorken bazen bu ben beni bir durtuyor. Oturmaya mi geldik? diyen fisiltili bir ses. Okuz zorla dans pistine dogru ittiriliyor. Aman diyorum, tamam, bugun biraz rahatim. Okuz sevdigi birekdans hareketleriyle ruzgari pandomimliyor. Ben boyle bir dans gormedim hocam. Alkis kiyamet, ikinci paragrafa dogru yol aliyoruz.
Isbu sehre gelerek kendi kendime hem guzel bir odul hem de en buyuk cezayi vermisim gibi. Fakat, normal bir hayat kurmak icindi hepsi. Emegime yazik edilmeseydi, metrobuste milletle akraba olmam gerekmeseydi, az salak bir kadin olsaydim her sey belki tozla ortulurdu de devam ederdi kaldigi yerden. Sifirdan tek basima cabaladim, cabaliyorum. Evvelden bir yerlere getirdigim bu kendimi daha da otesine firlatmak icin. Her sey kararinda ilerliyor simdilik fakat ozlem recai, oz-lem beni memleket hasretinden hasta olmus surgunzadelere donusturuyor. Memleket neyse, anilarima bir sey olmasin. Hep o gecirdigim acili tatlili gunler, gezdigim sokaklar benim aradigim. Ozlemse ona ozlem. Galata'ya ciksam, guzel bir doner yesem hemen aglarim. Bu soktugumun yuzyilinda yeni raki reklamlarini izleyip izleyip uzulen bir goc akiminin unsuruyuz . Gunes isitsa su sonunda 48 kilodan 50 kiloya erisen bunyemi, sokalarinda gezinsem Istanbul'un oyle bir sure, herhalde baska bir sey istemem. Tahmin ettigimden uzun surdu bu ayrilik be canim.
Simdi yine gidiyorum ama kalbim burada. Na burada.
0 notes
guyatabirleri · 3 years
Text
Hocam Ver Piyanoyu oyu oy o.
Arkada calan piyano istegi "yaz ulan" diye bagiriyor kulagima kulagima. Hic suphe kalmadi ortalikta. Eski zamanin insanlari demek ki isbu muzik vesilesiyle Kafka falan olmus. "Dunyayi parmaklarimin ucunda oynatirim var yaaaaaa, lakin sadece su muzik arkada calsin dursun" hissiyati paralel evrenlerdeki tum Dursun'lari "ulan bizim isimiz ne bu paragrafin icinde???" diye felsefik sorgulara tutar mi ki? Dursunlar dursun. Elimizde bir adet yorulmus Siynem... Dersine girmis, isini bitirmis, odevlerini halletmis, "dur bi beyaz sarap koyayim" diyor ve zamana yazdigi basligin pesine takilip gidiyor. Hayat hala bir degisik. Sonunda ucundan kurulu bir duzeni olan insan gibi islerimi halledip cuma aksamina "tamam hadi piyano dinleyip sarap iceyim" diyebiliyorum. Kucuk burjuva! Hak ettim ama hocaaam, bir soru sorucaaaam: Kendime yarattigim bu cesur yeni dunyada goz yasartan (hagaten bunlari yazarken yasariyor gozler) bir 28 yili kalbimde tasimak mi beni boyle bir insan evladi yapti?
Son birkac yildir gecmisimi dusunup kendime saygi duyuyorum. Onceden kendimi sevmezdim de pek zaten. Dunya kadar insanla tanistiktan sonra az biraz degerimi anladim. Simdi diyorum ki, ulan ne guzel bir insan evladiymissin beynini yedigim bir evin bir kizi! Herhalde anilari kaydetmesem hicbir zaman bu bunyenin farkinda olmayacaktim. Oyle berrak bir genclik, oyle temiz hisler, karamsarlik, kendi kendini gereksiz mutsuz, rahatsiz etme hali fakat deli gibi bir dunya donuyor su beynin icinde. Deli gibi hikayeler yaziliyor taninan tanimayan her insana. Ileride bir gun kizim olursa "anan gibi olma yiivriiim" diyecegim diyordum. Anan gibi ol. Illa bir felaket olacaksan boylesi ol. Oku o derdinden sair mair olmus adamlari. Dunyan distopyaya donsun sen daha 20 yasindayken. "Umut yok ameke" falan de. Biraz daha buyuyunce "aaaa umut benmisim ya la, kendi zihnime yetenmisim" dersin. Anan gibi ol kizim. Sohbetimiz muhabbetimiz girla gider. Nazan Oncel gibi, anan gibi "Gidelim buralardan" dersen, e bi git tabii. Yeni bir hayat kurma cabasi da degisik bir donusum. Kendimi yalniz birakacagim diyip 'ulan, yalnizlik aslinda zormus" mevkiine google map'e danisma zahmetinde bulunmadan en kisa yoldan ulasilabilir. Fekat o da bir hakikati atar onumuze: Ben, Siynem ah ama ne guzel severim.
Dunyam degisti, ben hala ayni Siynemim. Buyudum biraz, buyuk kararlar verdim. Hakikaten buyuk kararlar. Ilk gencligim duysa "sen kendine kondurmazdin da, hayal ettiklerine de bir bak" derdi. Yas alan siynem. Bir gun daha da buyurum belki. O gun belki yine eski blog yazilarimi okurum. Caaanim siynem derim, bi sarilasim gelir. Cok farkli yerleri hayal ederken, cok farkli yerlerde olmak yine bir gundem konusu olabilir tabii o zamanlarda bile. Hep gelecegi merak etti bu kiz, hep hep hep. Gelecekte uzaya gider miyim acaba? Gelecekte aileme yeniden sarilabilir miyim? Gelecekte sevdigim sehrin sokaklarinda turlar miyim? Gelecekte gecmisi yine anar miyim? Gelecekte gecmisteki kendime saygi duyar miyim yine? Cok guzel severim ama gelecekte de. O kisim sual disi. Uyur gibi oluyorum recai. Bak suzuldu yaslar bunlari yazarken. Uzmeyin lan beni!!11111
29 olunca gorusuruz.
Opuyorum yananklardan.
0 notes
guyatabirleri · 3 years
Text
Zaman Dede -Aman Bir Dur Gozunu Seveyim
29'a 22 kalmis, eeeey gidi siyneeem eeeeey. Her sene bir hayat muhakemesi. Bu sene cok sorgulamiyorum. Kablettim. Zaten buyudum ulan, koca kadin oldum bak. Isimdeyim gucumdeyim. 2 senedir beklemeye aldigim hayati yavas yavas ileriye sariyorum. Muzikler olmasa ne yapardim hala bilmiyorum. Spotify beni ise alsa, birlikte cok egleniriz. Alsa ya. ALSANIZA ULAN?
Ferhan Sensoy vefat etmis. Uzdu. Ne guzel izlemistik Ferhangi Seyler'i. Utopyalar guzeldi be Ferhan abi. Elveda SSK, elvada utopyalar. Bak iste sinirleniyorum. Adin batsin Thomas More, lugatimiza firlatip attin bir kelimeyi. Zaman diyordum ya, iste zamanin en dandik yani bu. Her sey geciyor, acilar da geciyor sevincler de. Aklimda hep gecmisin hikayeleri kaliyor. Dunya alzaymir gununde olan o ebedi kirilim, uzak mesafe hafizamda gram etki etmemis. Hatiralari hatirlarim, ne guzel yasamisim ulan derim. Bak yine dedim. Daha once de dedim burada.
Onume koydugum barikatlari hilkat garibesi gibi asiyorum. Asiliyor mu, asiliyor. Tek istedigim su okulu bitirip kendimi Turk doktorlarina emanet etmek. Dumduz geliyorum: sagliktan onemlisi yok.
Buraya yarin ya da sonraki gun devam edeyim. Isbu kentte gece. Sarkilar sarhos ediyor. Uyuyorum. Uyu...
0 notes
guyatabirleri · 3 years
Text
Spaghettinin suyunu koy da kaynasin
Daha iyi mi oldu, ayni yere mi gomulduk kaldik, dahiyane bir pazarlama taktigi ile daha kotusunu mu elimize verdiler, afedersiniz, bilmiyorum. Evren sagli sollu yanasmaya yeni kurallar getirdi. Bu benim kafasi zaten bitmis gezegen adini bilmedigim kimyasallara bulandi: Please sanitize your hands. "Her yer her yerde" derdi annem, kadin hakli. Her yer yerlerde. Her yerlerim agridi. Sonra baloncuklari cok sevdigim icin bedenimde aksesuar olarak tasima fikrini beni her zaman destekleyen sevgili stresimin yardimiyla hayata gecirebildim. Olmasaydi olmazdim. Enseme tembihledim: "hadi cagniiim, ev sahipligi yap arkadaslarina. Goster Turk'un misapoorverligini", derken yatiya kalmalar uzadi.
Alsalar beni boyle komple, niyet etseler beynimin calisma seklini degistirmeye. Boyle 28 yildir hafif aralik kalmis yatak odasi cekmecesi gibi geciyor gunler. Ulan kapasaniza o cekmeceyi, ne tembel adamlarsiniz. Ben ise hayatimda bu kadar calismadim. Tembellik derecem sifirin altinda seyrediyorken dusunuyorum da "ne ise yaracak butun bunlar?" Ne ne ne ne ne? Herhalde bir ise yarar. Bakalim, bu hafta bir donus alacagiz evrenlerarasi degerlendirme kurumundan. Ev ren leeeeee.
Bakin 2 yildir yuzunu goremesem de Istanbul hala benim. Kadikoy'de bir iki turlasam, adaya gecsem, galata'dan yurusem, cukurcuma'ya bir ugrasam hala ayni hissi paylasir miyim diye bir kucuk sorgu sual icindeyim. Gun icinde eski anilarim beynimde donuyor. Gun icinde bu bahsettigim yerlere zaten ugruyorum. Fakat somutluk esastir. Cok istiyorum sokaklarinda kaygisiz dolasmayi. Bir kafeye oturup calismayi. Vapurla Kadikoy'den Karakoy'e gecmeyi. Ne guzel yasamisim bu hayati, afferim ulan siynem.
Uyku evrenim beni cagiriyor. Bi gidip bakayim. Belki daha degisik bir seyler olur hulya aleminde.
0 notes
guyatabirleri · 3 years
Text
Ben bilirim bilimevi
Kulagimdaki ses ayni adli sarkiya sakin sakin “ease your feet in the sea '' diyerek giriyor. Sarilasim geliyor boyle sarkilara. Belle & Sebastian mesela ilk gencligimin bir parcasidir, ayni burasi gibi. 30 Ekim 2015’ti sanirim, konserlerine tek basima gitmiştim ama iste gitmiştim. Bir guzel ani olarak aklimda simdi. Bakmayin buradaki anlara, genele vurunca guzel yasadim ben bu hayati. Arada asiliklerim oldu, beğenmedim bir seyleri. Ne olduysa da genelde benden dolayi oldu. Ulan ne olur cok desmesen yani Siynem? Ne olur? Lakin eger desmeseydim ben mesela, ne olurdum?
28 yillik bir insanim artik, saka gibi recai. Bakin kocaman bir saka bu. Kalktim geldim buraya. Yeniden baslayacagim dedim. Deli mi durttu seni siynem. Hayalini kurup heyecanlanmak kolaymis, lakin o an gelince eeh onu yaşamak biraz zor. Gelecegime, gelmekte olana benden dondurmalarin sahi chocolate therapy değerinde bir oguttur. Yazalim bunu buraya hocam. Hocaaam hocaaaam, kuvvetle muhtemeldir ki ben bi soru sorucaaam. Sor kizim. Yorgunlugum, kaygilarim, eksikliklerim toprakla butunlestigimde mi sonlanacak hocaaam? 
Galiba bunu kabullenmem gerekiyordu. Durun siz koymayin, ben onume koyarim setleri dedim. Al bunu al al, bunu da al. Al bunu alaaamaz misiiiin, sen ne bicim delika... Kafamin ici boyle iste tum gun. Fakat sanki en zor setlerden birinin uzerinden zıplamışim gibi bir his tam suramda… Biri gitti kaldi 9’u dermisim gibi. Kalbim ve aklim en azindan simdilik birmis gibi. Bu sikik jenerasyona hala kendimi sunmamisim. 2008’deki Siynem olarak kalmis bu beynim. Kalbim de bilakis. Iyi mi kotu mu sen karar ver recai. Bir seyler beni uzer, ama ben yine başka gezegenlerde katildigim dans yarışmasındaki potansiyel alien adaylarin karakterlerini hayal eder eglenirim. “Muzik olmasa nasil yasardik ulan?” diye haftada en az bir kere ic sesimi dinlerim. Artik ic sesim bile ingilizce konusmaya basladi. 
Bazen anilarda kayboluyorum recai. Bazen kendi kendimi mi kaybettim yine ulan diyorum. Gecmise geri donmek degil istedigim. Gelecegin ihtimalleri hagaten de beklediğimden daha merak uyandırıci. Mor ve Otesi’nin, MFO’nun Bazen’i gibi, o bazenleri de seviyorum. 
Ey gidi, 28... Oyle boyle bu kiz da buyudu. 
0 notes
guyatabirleri · 4 years
Text
Ooooo, ne dedi!
Tam uyumak uzereyim, yatagin yaninda bir orumcek goruyorum. Ulan ne temizledim su odayi, hala ag germe hevesiyle yanip tutusan bu cok bacaklilarin istilasina ugruyor. Heh hadi, gel de uyu simdi Siynem. Mumkun olsa, olurdu. Olmadi. Tam dusunceleri beklemeye almistim, dizimin agrisini unuttum, kalbimi yavaslattim, yemegimi suyumu verdim... Yok, sonrasinda uyku dunyasina donmeyi beceremedim. E buradayiz bu gece; ben, bitkim, orumceklerim, mutfaga birakmaya usendigim yeni raki bardagim, az iyi hissedeyim diye alip pisman oldugum hasir cantam, sokaktan odama giren isik ve kafamda melodisini duydugum sarki; Mia. Zihnimi bosa alayim derken, evrenlearasi hayal aleminde fink atiyorum. Her seyin guzel oldugu evrende, gelecekteki Mia ile tanismayi tum hucrelerimle bekliyorum.
Dun tanistigim biri "En buyuk sirrin ne?" diye sordu. Su ankini soyledim. Hep sorulmasini beklemis gibi soyledim. Cok uzuldugumu soylemedim ama. Takmiyorum ulan dedim. Agresifo madrid tarafları gibi dolaniyorum ortada halbuki. Sanki ogrenci isleri memuru kilikli biri, giseden gordugum hukumetci kafasiyla yuzume bon bon bakarak "Sen bu hayali kurma artik, baska bir sey bul kendine" diyor. Az bi zorluyorum, hani olursa diye ama sonra, bu karar verici dallamanin elimdeki hayali benden uzaklastirmasini izliyorum. Dertsiz basima dert almisim hissi, dunyaevi farkindaligin ciddi anlamda zorlamaya baslamasi,etrafin gereksiz kezban ve taylanlarla dolu olusu, kafayi kullanmayan binlercesi... Hayalimde degilim, hayali birak. Bu dunya, kendi olusuyla kocaman bir hayal kirikligi. Cok sacma lan. Cok sacma. Cok sac...
Gecen hafta icinde dusuncelerimi ve kalbimi cok da ciddiye almamayi ogreten 4 saatlik bir deneyim yasadim. Sanirim reelde erismem gereken nokta o. Kafalar rahatti birkac saatligine. Hayat beni de icine katip akti ve NO OVERTHINKING NO NO NO. Niye beni dusunduruyorsunuz ha? Kim ulan bunun sorumlusu? Lisede okudugum kitaplar, dinledigim muzikler, kendime ornek aldigim derdinden sanatci olmus uzgun muzgun adamlar... 
Hepsine kafam girsin. 
Diyecek bir sey bulamiyorum baska.      
0 notes
guyatabirleri · 4 years
Photo
Tumblr media
Bugun odami duzenledim. Daha da benimmis gibi oldu boyle. Ayaklar lakin, onlar 38 numara. Orada en az 42 duruyor. 42. Masayi pencerenin onune koydum, yatagi iterken belime bir travma yasattim; Siyneeem was here. Bitki mitki de alacagim. ALACAGIM ULAN! Masanin saginda bir bosluk yarattim, oraya koyarim buyurler. Yerlesik hayatti idealim, gocebe oldum. Basit bir hayat istiyorum dedikce karmasik bir dunya buldu beni. Utopyalar kalbimi ele gecirdi. Gel bizimle dediler. Nereye ulan? Kalmak zorundayim. Bu sefer ben gidemedim. Simdi de oda falan duzenleyip, bitki bakacagim diyorum. 
1 note · View note
guyatabirleri · 4 years
Text
Neydi meali?
Bu bir ruya ya da evrenler arasi gecis olabilir mi?
Olabilir.
Film gibi hayatlar yasiyoruz. Ben son iki yildir her yeni atraksiyon aninda bunu kendi kendime soyleyip “calm down bitch!” uyarisini beynime iletiyorum. Bugun biraz buna deginecegim. En son tipta “Beyin kanayamamasi mi bu ne ya” soku olarak bilinen, hayati eksilten ani yasadigimi ekranlar ile paylastigimi goruyorum. Hayat sonra pek tatli gelmeye basladi. Sev kardesim, sevilmesen de sev gorusunu destekleyip Siynem kucaklayisi ile kucakladim hayati. Biliyorum, kendi secimimle geldim buraya. Bu evrene degil ama isbu satirlari word dosyasina biraktigim sehre. Zaman nasil bu kadar cabuk akmaya basladi, aklim almiyor. Tam 1 yil olacak 23 Mart’ta ve ben, Siynem’dim ben, geride biraktigimiz 26 senede boyle buyumemistim. Bir senede saclarimin cilginca beyazlamasini bir koseye nazikce firtalip atarsak, geriye kazandigim bi deginisik hayat deneyimi kaliyor. “Biraz”dan daha cok uzuldum yalan soylemeyecegim, cokca da guldum. Bunun da yalani olmaz, dudak kenarlarimdaki cizgiler derinlesti. Baska bir yere gidip kendi kendinle yeniden bir hayat kurmaya calismak  eski hayatindan agirligindan daha heyecanli ve kolay olur sanirdim, lakin o oyle olmuyormus.  Sans da pek benimle degildi. Sans cok onemli. Gelip “karma”dir o Siynem diyorlar bana, desinler ne diyeyim… Karma varsa, ben inanmam ona ama, her ne yasandiysa, fena carpti bu bunyemi. Bugun ilk defa kendimi evimde gibi hissettigim guzel odamin penceresinden Joyce’a bakinca, gundemin yeni bebegi coronavirus bile boyle koyamazdi diye geciriyorum icimden.
Fikret Kizilok  benden haberdar olsaydi “Kalbim” sarkisina yeni bir alternatif yaratip “Kalbim ve Kaygilarim” isimli yeninin eskisi 45’ligini piyasaya surerdi. Ben bu dunyaya 1992 yilinin Eylul’unde yeniden gelirdim ve 7 yasinda, amcamin kasetleriyle Fikret’cigim ile tanisip gelecegimi sekillendirirdim. Bu hikayedeki kaygilar kismi 21’den sonra kendini gosterir, kalp ise 19’dan beri atar. Bu dunya bana hala Raskolnikov’un kardesinden daha derin gelir. Bugun anladim ki ben hala eski Sinem’im. 2008’de yazmaya baslayan, o yasinda sahip oldugu farkindaligi kaldiramayinca “beyinsiz beynim” diyerek blog acip yazan kizim. Ben buyudukce o farkindalik da buyudu. Bugun bu kocaman bir sey oldu, kapilara sigmiyor ama yasiyoruz hala. Ne beyin, ne virus, ne sevgi bizimle. Sarkinin sadece kaygisi burada, lakin tahminler bunun da bir iki aya gececegi yonunde.  
14 Mart 2020. 
Bu sabah, bir cilgin gecmisin potansiyel agrilarini hafizamdan silerek uyandim. “Yazacagim ulan!” dedim. Her seyin kaygisi benimleyken, paragraflar arasi anlam butunlugu kaygisi olmadan yazacagim. Guzel muzikler dinledim, arkadaslarima sarildim, guldurdum, guldum. Kafamdaki dunyanin sadece iki adim gerisindeyim. Tembelim, kacis noktalari ariyorum, soguklarda katkat giyinsem de yine isinamiyorum. Kapilari dolduran farkindaliga ragmen umudumu hala kaybetmedim.
Ben evreler arasi yolcuklarin asi, nezih ve deli bir yolcusuyum ama totalde uc kelimem olacak bu evrene, uc; 
HER SEY
KISFMET.
0 notes
guyatabirleri · 4 years
Text
31 Aralik 2019.
E bu bitti mi simdi?
Fotograflar degisiyor lakin mekan Mart 2019′dan beri sabit. Ne cok istemistim seni Vancouver. Anlatmaya kelimeler kiyafetsiz, cirilciplak ve yertsiz yurtsuz kalir. Ha ama 2019 yazinda feci yalniz biraktin, bu Siynem’e yapamayacagi seyleri yaptirdin, yeni bir hayat kurdurttun, cesaretine hayran biraktirdin, kalbini isittin, olume yaklastirdin, hayati sevdirdin, verdin ama geri alacak gibisin. Almasan iyi olurdu ama olsun. Ne olsun? Neys... veren allah bir daha verir??? HI?
Evrenin ana maddesini ararken 2019 yilinda kendimi plansiz bir gelecegin icine atip paralel evrenler arasi yolculugu bu Siynem’e kabul ettirdim. Aralik 2019 itibariyla diyebilirim ki na bu zamana kadar yetisemedigim evrenlere teker teker dokundum. Sevgimin guzelligini yeniden gordum. Ah ulan, ben ne guzel seviyorum halbuki. Kopekleri, kedileri, bebekleri, cicekleri, tonton yaslilari, ton baliklarini, yali kayiklarini, Istanbul’u... Vancouver’u da bilakis. Istanbul guzeldi. Cok guzeldi. Vancouver da guzel bakmayin. Yagmuru, camuru var. Yalnizligi cok gercek. Hastayken “Ulan simdi olsem su odada, kimse gelip kapiyi da calmaz ki” dedirtir. Dogrudur. Beyin kanamasi diye alirlar. “Ulan simdi aileme ne diyecegim. Nasil ogrenirler? Olsem, cenaze nasil gider ki?” dedirtir. Kafada kurdurur da kurdurur. Hayati bir sekilde daha cok sevdirir. “Sevdiklerine daha cok saril ulan Sinem!”, “Aman kalpler kirilmasin. Olumluymus dunya” dedirtir. Uzakta olunca zormus. Bu kadar yalniz kalmayi isteyecek ne vardi kiz? Ozgur kiz. Dostum, Haydarpasam boyle diyor bana. Ozgurum galiba. Risk misk de aliyorum baya herhalde. Pisman da degilim ustune. Uzerinize afiyet bir yorumda bulunacagim hocam. Hocam. HOCAM. Ben bu Siynem’i onceki versiyonundan daha cok sevdim HOCAM.  
Tabii her sey bir yana, sevgi benimle kalsaydi dunyam hep gulerdi. Benim varligimdan daha ozgur. Paralel evrenlerin birinde kendi dunyasini kesfedecek. Ben de kendime, kendimle bir hayat kurma surecini tamamlamaya calisacagim. Yeniden.
In conclusion, tesekkurler 2019. Canadian style.  
Bugun efenim son olarak, lutfen bir dinleyi... Geride biraktigimiz 4 yilda oldugu gibi gun boyu paralel evren radyolarinda “Dream On - Aerosmith” calacak. 
Öpüyorum yanaklarindan evren. 
0 notes
guyatabirleri · 5 years
Text
Oh Dünya!
25 Eylül 2019.
Now playing: Beginner’s Luck by Maribou State
27 yaşıma gireli 4 gün kadar oldu. Genel hislerimizde bir değişiklik yok lakin bu kafa ekseriyetle kendini 21 falan sanıyor. Bekleme süreci ise devam ediyor, her anlamda. Bir şeye çok gülüyorum özellikle de böyle kendimle kalınca. Haziran’dan bu yana kahkahalı bir münakaşa içindeyim bu Sinem ile. Bugün eve girmeden önce de söyledim ‘’aha bu his seni üzecek sinem.’’ dedim sonra da bastım kahkahayı. Ulan dedim, iyi be ne olacak. Ben bu hissi de yaşamalıydım zaten ölmeden evvel.  27 de bunun yaşı olsun, ne olacak? Kafam ve kalbim birlikte düzgün bir çizgide yürüyemiyor zaten. Vallahi daha bir şey olmaz. Bu da böyle gelen gelecek olmuş olsun. Aman be, olsun ulan. NE OLACAK?
0 notes