Tumgik
fatmayildiz · 4 years
Text
Tumblr media
Fatih Sultan Mehmed Han, manevi terbiyesinde yetiştiği hocası Akşemseddin Hazretlerini çok sever, O’na pek fazla hürmet ederdi. Sık sık ziyaretlerine gider; yanından, gönlü huzur ve sükun içinde dönerdi. Akşemseddin hazretleri’de, ara-sıra kendisini ziyarete geldiğinde Fatih Sultan Mehmed Han ayağa kalkar, O’nu haşyetle ayakta karşılardı.
Mahmud Paşa, bir gün merak ve hayretle:
“Aziz sultanım, siz hiç bir alime göstermediğiniz hürmet ve tazimi Akşemseddin hazretlerine gösteriyorsunuz. O’Nun yanında size bambaşka bir hal oluyor. O’nun diğer alimlerden ne farkı var?” diye sordu.
Fatih Sultan Mehmed Han da cevaben: “Hiçbir zaman, mekan ve şahısta görmediğim heybet ve cazibeyi, bu kişide görüyorum. Bu heybet ve muhabbet, gönlümü altüst ediyor. Muhabbet ve heybet birbirine zıt iki hal olduğu halde, ruhumda nasıl birleşiyor? Ben de buna hayret ediyorum. Bu hal nedir? Bu hal neyin nesidir? Anlıyorum ki bu, O’nun cismani varlığından değil, Hakk’ın mazharı olmasındandır. O’nun huzurunda elim titriyor, dilim dolaşıyor, aciz bir çocuk gibi kalıyorum. O’nun gönül penceresinden ayrı alemler, ayrı nakışlar syrediyorum. İşte bu halim, O’nun ruh halinin bana olan in’ıkasıdır. Aynı zamanda O’nun kendi ruhi derinliğini resmeder.” Dedi… (Abide Şahsiyetleri ve Müesseseleriyle OSMANLI) İşte Dünya siyasetine yön veren, çağ açıp çağ kapayan bir padişah ve Allah dostlarına olan muhabbeti…
Onlar bu muhabbetle kazandılar, bu muhabbetle yükseldiler…
3 notes · View notes
fatmayildiz · 4 years
Text
Tumblr media
Allah'tan Başka Velî Edinmek Ne Demek?
Bildiğiniz gibi Selef örtüsü altına saklanan Vehhabi bir zihniyet var ülkemizde. İlk icraatları “tağut ile mücadele” aldatmacası ile ile göz boyayarak taraftar toplamak ve bu sayede tarikat ile mücadele etmektir. İsimlerinin başına “abu, ebu” koyarak asr-ı saadeti yaşadıklarını, tarikatla mücadele ederek de cihad ettiklerini zannederler.
   Bu zihniyet “veli” ve “evliya” kelimelerini duyduklarında saraya tutulmuş gibi titreme geçirirler.
   Bunlar “veli” kelimesinin ne demek olduğunu, Kur’an-ı Kerimde nerede geçip, geçtiği yerde ne ifade edilmek istendiğini bilmediklerinden büyük bir çelişkiye düşerler.
ALLAH’TAN BAŞKA VELİ EDİNENLER!
   Şimdi bu zihniyet Kur’an-ı kerimi açmış bakmış, hangi ayetlerde “veli” kelimesi geçiyor diye araştırmış. (Çok araştırmacılar beyler) Sonra içinden işlerine gelenleri seçerek Allah dostları için kullanılan “veli” ifadesiyle eşleştirerek ayetleri “tarikat şeyhleri için” yorumlamışlar.
   Bakın mesela şu ayet-i kerimeyi almışlar: “De ki: “O, gökleri ve yeri yaratırken ve O, (hep) besleyen (hiç) beslenmezken, ben Allah’tan başkasını mı veli edineceğim?” De ki: “Bana gerçekten Müslüman olanların ilki olmam emredildi ve: Sakın müşriklerden olma.” (denildi.)” (En’am/14)
   Son derece ileri zekalı olan vehhabi selefi zihniyet bu ayeti delil olarak alıp “İşte bak ayette Allah’tan aşka veli edinmeyi yasaklıyor ve müşriklerden olma denilerek bunun bir şirk olduğu söyleniyor” diyerek Allah dostlarını ve tarikata gönül verenleri şirkle suçluyorlar. Halbuki bu yorumları kendilerinin zır zır cahil olduğunu gösteriyor.
VELİ NE DEMEKTİR?
   Veli, dost ve yardımcı demektir. Evliya ise bunun çoğuludur. Her iki kelimede Kur’an-ı Kerimde geçmektedir.
   Öncelikle ayetleri vermeden veli kelimesinin hangi manalarda geçtiğini sıralayalım:
1- Allah’tan başka veli
2- Müminlerin velisi
3- Birbirlerinin velisi
4- Allah’ın evliyaları
1- ALLAH’TAN BAŞKA VELİLER
   Buradaki “veli” ifadesi Allah’tan başka tapılan ve ilah edinilen şeyleri ifade etmektedir. Yukarıda verdiğimiz ayet de buna misaldir. İşte konu ile ilgili ayetler:
   “Allah’ın dışında birtakım veliler edinenler ise; Allah, onların üzerinde gözetleyicidir. Sen onların üzerinde bir vekil değilsin. (Şura/6)
   “Allah dileseydi onları (aynı dine mensup) bir tek ümmet yapardı. Fakat O, dilediğini rahmetine sokar. Zalimlerin ise bir dost ve yardımcısı yoktur. Yoksa onlar Allah’tan başka dostlar mı edindiler? Halbuki gerçek dost Allah’tır. O, ölüleri diriltir. O, her şeye hakkıyla gücü yetendir.” (Şura 8 – 9)
   “De ki: “O, gökleri ve yeri yaratırken ve O, (hep) besleyen (hiç) beslenmezken, ben Allah’tan başkasını mı veli edineceğim?” De ki: “Bana gerçekten Müslüman olanların ilki olmam emredildi ve: Sakın müşriklerden olma.” (denildi.)” (En’am/14)
   “Dinlerini bir oyun ve eğlence (konusu) edinenleri ve dünya hayatı kendilerini mağrur kılanları bırak. Onunla, (Kur’an’la) hatırlat ki bir nefis kendi kazandıklarıyla helake düşmesin; (böylesinin) Allah’tan başka ne bir velisi ne bir şefaatçisi vardır; her türlü fidyeyi verse de kabul olunmaz. İşte onlar, kazandıkları nedeniyle helake uğrayanlardır; küfre saptıklarından dolayı onlar için çılgınca kaynar sular ve acıklı bir azab vardır.” (Enam/70)
   “Ey iman edenler, eğer imana karşı inkârı sevip-tercih ediyorlarsa, babalarınızı ve kardeşlerinizi veliler edinmeyin. Sizden kim onları veli edinirse, işte bunlar zulmeden kimselerdir.” (Tevbe/23)
   Görüldüğü gibi bu ve benzeri ayetlerde Allah’ı bırakıp da putları dost edinenlerden ve İslam’a sırt çevirip inkarı seçenlerden bahsedilmektedir.
   Ayetlere topluca baktığımız zaman muhatapları şöyle sıralayabiliriz:
-Allah’tan başka bir ilah edinip onu dost olarak görenler,
-Allah’tan başka ilah edinip ondan yardım dileyenler,
-İslam’ı oyun eğlence konusu edinenler
-İslam’a sırt çevirip inkar eden baba ve kardeşler
   Aşağıda vereceğimiz ayetler, yukarıdaki “veli, dost” ifadelerinin Allah dostları için kullanılamayacağını ortaya koymaktadır.
2- MÜMİNLERİN VELİSİ
   “Allah iman edenlerin dostudur. Onları karanlıklardan aydınlığa çıkarır. Kâfirlerin velileri ise tâğuttur. (O da) onları aydınlıktan karanlıklara (sürükleyip) çıkarır. Onlar cehennemliklerdir. Orada ebedî kalırlar. (Bakara 257)
   Bakınız bu ayette de “veli” ifadesi iki zümre için kullanılıyor. Birisi Müminler, diğeri ise kafirler. Mü’minlerin dostunun ve yardımcısının Allah, kafirlerin dostunun ise tağut yani putlar olduğu beyan ediliyor.
3-BİRBİRLERİNİN VELİSİ
  “İman edip hicret eden ve Allah yolunda mallarıyla, canlarıyla cihad edenler ve (muhacirleri) barındırıp (onlara) yardım edenler var ya, işte onlar birbirlerinin velileridir.” (Enfal 72)
   Burada da mü’minleri Rabbimiz birbirine veli kılıyor.
   Bu ayet-i kerimeye göre bir mü’min diğer bir mü’mini “veli” dost ve yardımcı edinebilir. Bu ayet bile tek başına vehhabi selefilerin tüm ideolojisini çökertiyor.
4- ALLAH’IN EVLİYALARI
   “Bilesiniz ki, Allah’ın evliyalarına hiçbir korku yoktur. Onlar üzülmeyeceklerdir de. Onlar iman etmiş ve Allah’a karşı gelmekten sakınmış olanlardır. Dünya hayatında da, ahirette de onlar için müjde vardır. Allah’ın sözlerinde hiçbir değişme yoktur. İşte bu büyük başarıdır.” (Yunus 62, 63, 64)
   Bu ayette de kesin ifadeler ile “Allah’ın veli” kullarından çoğul olarak bahsedilmekte (veliler denmekte), onların üzülmeyecekleri beyan edilmekte, onların da son derece sakınan takva kimseler olduğu anlatılmakla birlikte dünyada da kendilerine müjde verildiği ifade edilmektedir.
   Bakınız ayet-i kerimede Rabbimiz kesin ifadeler ile altını çiziyor: Allah’ın (Celle Celaluhu) evliyalarına yani dostlarına dünyada da müjde verilmiştir, onlara korku yoktur, onlar üzülmeyeceklerdir.
   Görüldüğü gibi Mü’minler birbirlerini veli edinebilirler. (Enfal 72) Ve dolayısıyla Allah’ın veli kullarını da veli edinebilirler.Sizlerin de müşahede ettiği gibi “veli” kelimesi Kur’an-ı Kerimde bir çok yerde geçmekte ancak her yerde aynı manayı ifade etmemektedir.
   Kur’an-ı Kerimi bir bütün olarak aldığımız ve bahse konu olan “veli” kelimesine nerede nasıl anlam yüklendiğini anladığımız zaman bütün bu iddiaların boş, yersiz ve hatta Kur’an’ı tahrif çabası olduğunu görebiliriz.
   Düşünebiliyor musunuz? Rabbimizin, putlar ve puta tapanlar hakkında indirdiği bir ayeti bu hainler hiçbir alaka olmamasına ve diğer ayetler ile çelişmesine rağmen tarikat ehline yorumluyorlar. Bunlardan daha zalim ve hain kim olabilir ki?
Kaynak: ihvanlar.net
1 note · View note
fatmayildiz · 4 years
Text
Önemli Bazı Notlar
▫Peygamber Efendimiz(sav) sevindiğinde toprağa, üzüldüğünde gökyüzüne bakardı. Toprağa tevâzu ile baş eğilir. Mavi gökyüzü ise ferahlık verir.
▫Gereksiz görsellerden dolayı unutkanlık başlar.
▫Mahir İz hocaya soruyorlar, “Çok keskin bir zekaya sahipsiniz bunun sebebi nedir?” El-Cevap: “Evladım bize ilk öğretilen ayak ucuna bakarak yürümemizdi.”
▫Hiç görmediğiniz bir şeyi hayal etme şansınız yok. O yüzden Kur’ân-ı Kerim’de cennet “tahayyül edemeyeceğiniz yer” diye geçer.
▫Kalbin zînası hevestir.
▫“Kim arzu ve istekle harama bakarsa, Allah(cc) onun kalbinden 40 gün ibadet lezzetini alır.” Hz.Ali (ra)
▫Gözünü korumayan bir müminin kâmil bir îmana ulaşması zor.
▫Ezan tek başına terapidir.
▫Ezanı dinlemek bilinçaltı temizliğidir.
▫İnsanlar günde 5 vakit ezan dinlese düzelir.
▫Ezan okunurken temizlenmesini istediğiniz ve sizde olmayan bir amel için niyet edin.
▫Harama bakmaktan Allah(cc) korkusu ile vazgeçene Allah(cc) kalbinde lezzet duyacağı ibadet nasip eder.
▫Gözü başıboş bırakmak helâki getirir.
▫Gözümüz harama yakınsa, gönlümüzün de harama yakın olması muhtemel. O yüzden çocuklarınız nereye bakıyor dikkat edin.
▫Yatarken son düşündüğün ne ise uyurken onunla meşgul olursun.
▫Ne ile uyursanız, onunla uyanırsınız, nasıl uyanırsanız, öyle yaşarsınız.
▫Uyandığınızda ilk Allah(cc) deyin ki, Allah(cc) ile devam etsin gününüz.
▫Şimdiye kadar ne kadar negatif yere baktıysanız, o kadar fazla hatta daha fazlası pozitif yere bakın. Kâbe'ye bakın. Kur’ân-ı Kerim’e bakın. Allah(cc) dostlarına bakın.
▫Kişiler, mekanlardan daha etkilidir.
▫Allah(cc)‘ın bizi görmesini istediği yerlerde olalım.
▫Hz.Ali (ra) diyor ki; “Cimrinin bakışından sakının”
▫Su’yun hafızası vardır. Su’ya bakıp düşünüldüğünde bile su etkilenir.
▫Hz.Fatıma(ra)’ya soruyorlar. “Hangi kadın hayırlıdır?” Cevap veriyor; “Başkasının hayalinde olmayan kadın”
▫Çocuklar anne babayı kavga ederken görmeyecek çocuklar evde gayr-ı meşru birşey görmeyecek.
▫Bebeğinizin altı değiştirilirken sadece 1 kişi görecek o da siz, baba bile görmeyecek.
▫Çocuklara Kur’ân-ı Kerim dinletin, faydasını görürsünüz.
Kaynak: Tıbbu'n Nebevi
3K notes · View notes
fatmayildiz · 4 years
Text
Seyda Molla Alameddin Hazretlerinin ks. Gönül pınarından...🌹
Kalbimizi kontrol edeceğiz çünkü kalp ana merkezdir. Islah edilirse oradaki bütün her şeyi ıslah olur. O zaman kalbimizi kontrol edeceğiz, o zaman kendimize dikkat edeceğiz, dünya sevgisini kalpten çıkaracağız. Kalp boşluğu kabul etmez,onun yerine Cenâb-ı Allah'ın sevgisini yerleştireceğiz. Allah'ın sevgisine nasıl ulaşacağız? Bunun yolu ve yöntemi nedir? Allah’ın bu manadaki ölçüsü nedir? Ashab-ı Kirâm nasıl yapmışsa onu yapmaya çalışacağız.Ashâb-ı Kirâm’a baktığımız zaman önlerinde Allah'ı yansıtan büyük bir varlık, bir ayna vardı. Bu ayna insanî bir aynaydı. Camdan bir ayna değildi. Cenâb-ı Allah, insan denilen bir aynayı yaratmış; bu aynadan da kendisini yansıtmıştır.Sahabe-i Kirâm’ın, Hz. Peygamberi (s.a.v) görür görmez kalplerinde bir şeyler oluştu, bir hayranlık bir muhabbet. Bu hayranlık kısa bir zaman içerisinde çok hızlı bir şekilde derinleşti. Bu hayranlık, Hz. Peygamber (s.a.v) içinden bütün âlemi kapsadı.Allah Resul'ünün (s.a.v) sünnetine karşı hayranlık, hat safhada bir muhabbet, bir aşk oluştu ve zorlanmadan dünyadan sıyrıldılar. Zorlanmadan işin tadına varmakla adeta Allah'a adeta uçtular ve Allah'ın emirlerini yapma noktasında hiçbir zorlama yaşamadılar.Bilakis Hz. Ali (r.a) buyurur ki: “Allah Resul'ünün (s.a.v) bir yerde bir sohbeti olsaydı, o sohbetten hasıl olan lezzet ve haz bizim için çölde susuz kaldıktan sonra soğuk suyu görüp içen insanın alacağı haz ve tattan daha fazlaydı.” Orucu biliyoruz ama sıcak bir çölde değiliz.Belki günlerce susuz kalmadık, ama sıcak çölde soğuk suyun lezzetinden Hz. Peygamberin (s.a.v) sohbetinden alacağınız lezzet çok daha fazladır. Berrak bir aynadan Allah’ı görme meselesidir. Herkes görür müydü? Hayır. Allah'ın lütfuna mazhar olanlar gördüler.Ebu Leheb ile Ebu Cehil göremediler. Görememelerinin sebebi kalplerindeki şeffaf ve parlak olan aynanın, his ve duyguların ciddi anlamda körelmesidir. Bunun için onlar nasipdar olamadılar.
2 notes · View notes
fatmayildiz · 8 years
Photo
Tumblr media
Uyudukça uyuyası gelir insanın. Yürüdükçe yürüyesi gelir. Yedikçe yiyesi, yemedikçe yemiyesi gelir. Okudukça okuyası, yazdıkça yazası gelir. Evde oturmaya alışınca, dışarı çıkmaya zorlanır insan. Sık sık dışarı çıkan evde oturamaz olur. Mal biriktirmeyi severse insan, biriktirdikçe biriktiresi gelir. İnfak etmeye alışınca da, verdikçe veresi gelir. Katiller öldürmeye doymazken, kimileri hayvanların canını bile dert eder. İman bir kuştur yürekte. Zikirle ibadetle beslenirse büyür, yüreğin tüm hücrelerine doğru kanat çırpar. Zikirle beslenmeyen kuşlar uçar gider yürekten. Hiç haber vermez. Zaten ilgilenilmediği için gidişi de fark edilmez. Namazı daima kılan bir mümin için bir vakti bırakmak fikri bile korkunçtur. Namaz kılmadıkça kılmayası gelir insanın. İlk bıraktığı zamanlarda duyduğu iç huzursuzluğu zamanla kaybolur. Biz bir adım gidersek, on adım gelir ya Rabbimiz, bir yürürsek koşar ya; Öyledir işte, yaklaştıkça yaklaşası gelir insanın Rabbine, uzaklaştıkça uzaklaşası. Kimileri namahremin elini tutamaz, gözüne bile bakamazken, kimisi zinaya alıştıkça gözünde normalleşir. Açıldıkça açılası gelir kadının, kapandıkça kapanası gelir. On sene önce diz üstü giysi giyemeyen bir kadın, bir bakarsınız kısa şortlarla geziyor. Bu yüzden deniz tatilinden dönen bir kadın daha açık kıyafetler giymeyi normal görür. Yırtıldıkça yırtılır haya perdesi. Önemsenmedikçe kaybolur. Tesettür ayetlerini içselleştirmiş kadınlar, daima bir adım ileri gitmek isterler. Çünkü tesettür bazılarının sandığı gibi kadını tutsak değil, bilakis özgür kılar. Mümin kadın tesettürün içinde kendisini öyle huzurlu, öyle özgür hisseder ki, hep biraz daha kaliteli tesettürü arzular. “Ablacığım ellerimi, yüzümü bile yabancı erkekler görmesin istiyorum.” diyen kızı, ancak tesettür şuurunu yakalamış olanlar anlayabilir. Taviz verdikçe veresi gelir insanın. Dört parmak kısa pardesüden ne olur ki diye başlar, pardesü cekete, tuniğe döner. Peki bu nasıl olur? Ra’d suresi 11. ayeti hatırlayın: “Bir toplum kendilerindeki özellikleri değiştirinceye kadar Allah, onlarda bulunanı değiştirmez.” buyuruyor. Rabbimiz. Kim hangi yolu tercih ederse, hangi yola doğru adım atarsa Allah da onun istidadını o yöne doğru çevirir. Çünkü kişinin iyiye veya kötüye doğru attığı adım, o kişinin fiili duasıdır. Kötülüğe meyleden insana, şeytan yaptıklarını süslü gösterir. (Ankebût:38) İmanını artırmak için çaba gösteren insana ise Allah yardım eder. “Allah, iman edenlerin dostudur, onları karanlıklardan aydınlığa çıkarır. İnkâr edenlere gelince, onların dostları da tâğuttur, onları aydınlıktan alıp karanlığa götürür. ”Bakara:257“ Ey iman edenler! Eğer Allah’tan korkar sakınırsanız; O size iyi ile kötüyü ayırt edecek bir kavrayış verir, günahlarınızı örter ve sizi bağışlar. Çünkü Allah büyük lütuf sahibidir. ”(Enfal:29) İşte bütün mesele bu. Hayırlı işler için gayret göstermek. Haramlardan sakınıp, helallere yönelmek. “Ey iman edenler, eğer siz Allah’a (Allah’ın dinine) yardım ederseniz, O da size yardım eder ve sizin ayaklarınızı sağlamlaştırır. ”(Muhammed:7) İslam adına kıllarını bile kıpırdatmayan, inanıyorum dediği halde hayatlarında Kur’an ve sünnetten bir iz bulunmayanlar, günahlardan zifte dönmüş kalplerini temiz sanırlar. Besleyemedikleri için yüreklerinden uçup giden İMAN kuşunun kendilerini terk ettiğini hiç anlamazlar...
0 notes
fatmayildiz · 8 years
Text
Nurşindeyken cep telefonlarının yeni yeni çeşitlendiği herkesin telefonun özelliklerini keşfetmeye çalıştığı bir ortamda Seyda Hazretleri büyük zatların cep telefonları akılları ile kalpleridir buyurdu , arkasından Sariye adlı komutanın Hazreti Ömer tarafından Iraka sefere gönderilişini anlattı .Sariye ( radıyallahu anh ) tepenin arkadından gelen düşman askerleri tarafından kuşatılacakken , Hazreti Ömer Medinede hutbe esnasında Ya Sariye ilel cebel ( dağa çık dağa ) diye bağırır . Sariye komutan sesi duyar dağa çıkar ve kuşatma da boşa çıkar .Sahabei Kiram olayı teyid için Sariye gelince sorarlar ve aynı şekilde olduğunu ifade eder .
Bu kadar kuşatmanın içinde dağın arkasını görecek temiz nefeslere ne kadar ihtiyacımız var . Ne derlerse o , alıcılarınızın ayarlarıyla oynamayın .
3 notes · View notes
fatmayildiz · 8 years
Text
Seyda Hazretleriyle (kuddise sırrehu ) Ankarada iken kardeşleri , yeğenleri aileden kim varsa olanları topladı , bilinen bir aileye mensup vefat eden zatın taziyesine gittik . Taziye sonrası mescide geçince niçin böyle herkesi topladım dedi ve cevabını verdi . Belki birinin duası kabul olur da vefat eden bundan istifade eder .
Kimin duası kabul olur bilinmez dualara iştirak etmek dileğiyle.
3 notes · View notes
fatmayildiz · 8 years
Photo
Tumblr media
Şeyh Abdurrahman Taği ks.
1 note · View note
fatmayildiz · 8 years
Link
İnsanın rahatında da zahmetlik vardır. Öyle bilmek lazım. Ahiret açısından bir insanın hayatı kendi hissiyatı gibi okumaması icap eder. Mesela ilimde bir insan medreseye gelip bir kitabı yüz kere okusa, tekrarını yapsa fakat her defasında kendisi gibi okusa aynı yanlışı tekrar yapar. Fakat üstadına teslim olursa kulağını ona verirse, aklını ona verirse kitabı da doğru okur.
0 notes
fatmayildiz · 8 years
Text
Der tarik-i Nakşibendi lazım amed çar terk : terk-i dünya,terk-i ukba,terk-i Hesti ,terk-i terk.
2 notes · View notes
fatmayildiz · 8 years
Photo
Tumblr media
Seni sen yavı kıl kulli Dilersen bulasın anı Muhal olur anı bulmak Tetirmeyince sen seni Bikülli varını terk et Gedersen ana sensiz gir Bu yolun pasbanı çok Geçirmez sen ben olanı Ana ermeğe can vermek Gerek iki cihan olmaz Ezelden böyle kalmıştır Bu yolun ayin erkanı Anı bulmak dilersen var Öligör ölmeden zinhar Ecelsiz ölmeyince bil Kimesne bulmaz ol hanı Harab et yık makamını Değiş adını sanını Sana bir göz açıla kim Göresin şah u sultanı Eğerçi senden ol ali Anın senden gider yolu Seni bil sen seni bil ta Bilesin ol yüce canı Seni sen ten ü can sanma Ya akl u nefs gönül sanma Ya ademdir deme değme Beşer surette hayvanı Var Eşrefoğlu Rumi sen Seni ko Dost'a git Dost'a Bu varlıktan fena olgıl Dilersen bulasın anı Eşrefoğlu Rûmi
0 notes
fatmayildiz · 8 years
Photo
Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media
Gül Seydam'dan (ks.) İnciler 💌
2 notes · View notes
fatmayildiz · 8 years
Text
Tasavvuf yoktur bunun dinde yeri yoktur diyen kişiler görüyorum!
Bana tasavvuf yoktur diyen bir ayet ya da bir hadis yazar mısınız?
Ya da Allah dostu yoktur yazan bir ayet ya da hadis yazar mısınız?
Bize Kuran ve Sünnet yeter deyip duruyorsunuz…
Size soruyorum bir alimin meali olmadan Kuranı anlıyor musunuz?
Mezheplere ne lüzum var diyorsunuz?
Hiç bir mezhebi taklit etmeden Kuran ve Sünnetten hüküm çıkaracak bilgiye sahip misiniz?
Elinizden interneti aldığım zaman tek bir ayet ya da hadis yazabilir misiniz? Arapça metni ile birlikte.
Siz kendinizi müctehid mi sanıyor sunuz?
Yani kuran ı ezbere bilen, bütün âyetlerin iniş sebeplerini bilen, efendimiz s.a.v bütün sözlerini yani Sünnetini bilen, bütün islami ilimlere sahip ve ayrıca Allah vergisi ledün ilmine sahip kişiler mi sanıyorsunuz kendinizi?
Nedir bu cesaret!
Ben öyle cesur değilim. Bir mezhebe tabiyim. Mezhebim Hanefi Mezhebi. Ve bir tarikate tabiyim. Nakşibendi tarikatına.
Ben İmâmı Âzam Ebû Hanife hazretlerine güveniyorum. Onlar tüm ömürlerini islama adamışlar. Ve bugünkü hükümleri bizler için hazır hale getirmişler.
》Dü��ünün ki bir doktor bütün ömrünü bir hastalığın tedavisini bulmaya adamış ve bir ilaç bulmuş. Bir çok hasta o ilaç ile tedavi olurken şifa bulurken bazı hastalar çıkmış ben bu ilacı kullanmam bunu bulan da benim gibi insan benden ne üstünlüğü var ben hastalığımın ilacını kendim bulurum ona ne ihtiyaç var ki diyor.《
Böyle bir düşünce ne kadar mantıklı olabilir.
Rabbimiz bizi bu hastalıktan muhafaza eylesin. Kimseyi gurur hastalığına düşürmesin.
24 notes · View notes
fatmayildiz · 8 years
Text
SADILARLA BERABER OLUN
Kur’an-ı Kerim’de Cenabı Allah’’يَيَا اَيُّهَا الَّذٖينَ اٰمَنُوا اتَّقُوا اللّٰهَ وَكُونُوا مَعَ الصَّادِقٖينَ““Ya eyyuhellezine amenuttekullahe ve kunu meas sadikîn.” (TEVBE-119) Ey bütün mahlukat içerisinde iman ile tevfiraz olan, Müstesna bir yeri olan Allah ‘ın seçtiği toplum; müttegullahe Allah  ‘a karşı muttaki olun.Allah’ın emirlerini yerine getirin yasaklarından uzak durun ve “kunu meassadıkıyn’’ sadık Allah’ın dostlarıyla beraber olun,hiçbir zaman araya boşluk bırakmayın, ruhen ve kalben onlara yer verin,dünyevi mülahazalara yer vermeyin,kalbinizi onlara açın,onlarla o beraberlik hasıl olsun öyle olursa imanınızı muhafaza edersiniz.
 ‘’ ve kunu meassadıkıyn’’ sadık insanlarla beraber olun bunlardan kopmayın.Dünyanın öbür ucunda olsanız bile dahi bu beraberlik olsun.Rabıtanızda kalben ve ruhen,Sahabe-i Kiram kalp hanelerini  bütünüyle Resulullah’a tahsis ederlerdi. Resulullah Cenab-ı Allah için bir ayna olma hesabıyla, kalbe Resulullah’ı yerleştirdiklerinde Cenabı Allah’ı da yerleştiriyorlardı. Sadaat-ı  Kiram’da Resulullah(a.s.m) için bir miratti bir ayna.İnsan kalbini  eğer Resulü Ekrem onun aynası olan Saadatı Kiram’a açarlarsa inşallah Cenabı Allah’ın feyzu bereketi hasıl olur.
  Hazret(k.s.a.) meşhurdur meclisinde sohbet edeceği insanları bulamadığı zaman çocukları toplayıp onlara sohbet ederdi.Kurban sen bu çocuklara bu sohbeti ediyorsun bu çocuklar ne anlayacak bu sohbetten. Hazret(ksa) ‘’ Bu sohbet Saadat-ı Kiram’ın sohbeti edildiğinde hakikatte Cenab’ı Allah’ın evine davettir o.O anda bir feyzu istifade geliyor benim maksadım bu çocuklarla bu sohbeti yaparken Allah’ın feyzu bereketi üzerimize gelsin diye bu sohbeti yapıyorum.’’
   Seyda-yı Taği(ksa) bizim gölgemizde ,bizim tarikatımızda , caddemizde sohbet edildiğinde bu sohbet hakikatte Cenabı Allah’ın beytine davet edilmek.İnsan hakikatte Cenabı Allah’ın evinde ağırlıyor. O an kalpleri açık olanlara Hz Ali ve Hz. Hıdır (a.s)’ın ikramı oluyor.Kim kalbini açtıysa o esnada yer verdiyse kalbine dünyevi mülahazalardan kalbini böyle hali ettirmişse muhakkak Hz Ali Hz . Hıdır (as)’ın ikramları o kalplere geliyor.
    Peygamber(asm)’e Peygamberlere,Saadatı Kiram’a en büyük nimet ,paye, hisse din uğrunda hizmet etmek, irşad en büyük nimet buydu.Sizlerde bugün bu payeden nasiplenmişsiniz kıymetini bilin inşallah.
  Bakın  Peygamber (asm) İbn-i Mesut (ra)’a diyor Nuseybin  cinleri Resulü Ekrem’in yanına gelip ona iman ettikten sonra Resulü Ekrem bana döndü diyor.’’ Ey İbni Mesut Allahu alem  artık benim dünyada kalma nedenim gayem kalmadı ben vefat edeceğim . ‘’
İbni Mesut(ra) ‘’ Ya Resulalah Sizi bu düşünceye sevkeden şey nedir?’’
Resulü Ekrem’’Cenabı Allah beni bu dünyaya gönderirken bir amaç için gönderdi gaye şuydu insanları ve cinleri islama davet etmek.Mekke’de birsürü insan islamı kabullendiler vazifeyi yaptık.Cinlerden de bir kısım bunlarda islamı kabullendiler.Ben de iki taifeye zaten gönderilmiştim benden sonrada bu taife  de bu hizmeti icra edecek artık bundan sonra burada kalma nedenim kalmıyor Allahu alem vefat edeceğim.
      Yani insan bilmesi lazım eğer bu yeryüzünde yokluk aleminden varlık alemine gelmişse bir insan ,bütün bu mahlukat arasında çok kıymetli bir onur ,Allah nezdinde böyle istisnai nimetlerle tefiraz kılınmışsa insan onun yüksek bir gaye,amacı vardır.Dünyaya gelip, Allah’ı bilip, tanıyıp sonra insanlara Allah’ı bildirip ve tanıttırmak .İnsan bildirip tanıttırmıyorsa dünyada kalma nedeni kalmıyor.Vefatı yaşamından çok daha hayırlıdır o insanın. Allahu Teala din dünyanıza yardımcı olsun.
  Size bir meseleyi arzedeyim bulunduğunuz odada diyelim bir karış yer yoksa ki dışarıda büyük bir zat gelipte içerde bir karış yer bırakılmamışsa orda otursun, o zat oraya girebilir mi hayır.İnsan kendi kalbini düşünsün o hanesini o evi bütün dünyevi mülahazalarla doldurmuş. Saadatı Kiram o kalbe girmek istiyor ama bir karış yer yok .Çünkü hane sahibi yer vermiyor,yer verdiği her şey dünyevi mülahazalar,yarınki işleri,dünyevi işleri yani kalbinde hep bu yerler var.Oraya Resulü Ekrem’in gelmesi imkanı var mıdır,Cenabı Allah’ın feyzinin akma imkanı var mıdır? yoktur. Ama insan hanesinde yer verdirirse bu zaman o kalbe o ruha Allahu Teala’nın feyzu bereketi gelir.Allaha emanet olun.Allah din dünyanıza yardımcı olsun.
SEYDA MOLLA ALEMEDDİN(KS)
2 notes · View notes