Tumgik
adulthikayeler · 4 years
Text
Ankara
ARKADAŞLAR ŞÖYLE BİŞEY YAPALIM HERKES BU POSTU RBLERKEN BULUNDUĞU ŞEHRİ YAZSIN AYNI ŞEHİRDE OLANLARLA BULUŞALIM BEN BAŞLIYORUMi
İstanbul :D
47K notes · View notes
adulthikayeler · 5 years
Text
BLOGLAYIN Sizden Gelenler : Turk Banyoda
Eğer sizde resimlerinizi yüzünüz görünmeden paylaşmak isterseniz bizimle iletişime geçin Gizliliğe önem veren batman ve çevresinde yaşayan  Evli, dul ve genç hanımlar real'de sıcak saatler yaşamak istiyorsanız iletişem geçin
Skype adresim: Sercan-72
3K notes · View notes
adulthikayeler · 6 years
Text
Hunharca sikiyor
4K notes · View notes
adulthikayeler · 6 years
Text
15K notes · View notes
adulthikayeler · 6 years
Video
33K notes · View notes
adulthikayeler · 6 years
Text
Teşhirci Yengem Beni Kudurttu
Merhaba arkadaşlar, benim hikayem amcamın eşi Derya yengemle ilgili. Yengemi sürekli arzu etmişimdir. Yengem 29 yaşında, 90-60-95 ölçülerine sahip, dolgun kalçalı, sürekli dar elbiseler giyerek vücut hatlarını sergilemeyi ve dikkat çekmeyi seven birisi. Yengemlerle aynı binada oturuyoruz. Amcam memur olduğu için sabah 8’de işe gider, akşam 6’da eve gelir.
Bir gün odamda bilgisayarla uğraşırken dışardan sesler duydum. Pencereden baktım, bizim binanın yan tarafındaki inşaattaki işciler dikkatli bir şekilde bizim binanın bahçesine bakıyorlardı. Ne bakıyorlar diye kafamı aşağı eğdiğimde yengemi gördüm. Yengem yünleri havalanması için yere sermiş, elinde bir çubukla, yumuşasın diye yünleri çırpıyordu. Asıl önemli konu üzerine giydiği kıyafetlerdi. Altında siyah bir tayt, üstünde ise açık pembe bir badi vardı. Biraz dikkatli bakınca, taytın içinde külot, badinin içinde de sütyen olmadığı kolayca anlaşılıyordu. Yengemi öyle görünce bir anda sikim kalkmaya başladı. İnşaattaki işcilerin de dikkatli bakmalarının nedenini o zaman anladım. Tabii ben de yengemi izlemeye başladım.
Yengem eğildikçe taytı yavaş yavaş kayıyor, o koca götünün çatalı gözüküyordu. Ben de çileden çıkmıştım, inşaat işçileri gibi kudurmuş halde yengemi izliyordum. Yengem badisinden belli olan göğüsuçları, çubukla yünlere vurdukça sallanan göğüsleri ve taytından gözüken götüyle sanki (Gel beni sik!) diyordu.Bir ara yengem alnının terini silereken başını kaldırıp beni gördü ve bana gülümsedi, ben de ona göz kırptım. Ama dikkatimi çeken şey, yengem beni gördükten sonra hareketleri daha rahat olmaya başlamıştı. Yünlere vurdukça taytı biraz daha aşağı kayıyor, nerdeyse göt deliği gözükecek duruma geliyordu. Herhalde arkasındaki inşaat işcilerinden haberi yoktu, yengem bütün güzelliğiyle şahane götünü sergiliyordu. Bütün ameleler pantolonlarının üstünden sikleriyle oynamaya başlamıştı. Tabi ben de kudurmuştum bu manzara karşısında.
Biraz daha izledikten sonra, aşağıya yengemin yanına inmeye karar verdim. Yanına indiğimde yakından gördüğüm manzara karşısında zevkten kendimden geçtim. Yengemin o şahane götüne güneş vuruyordu ve taytın içindeki bütün saklı yerleri deşifre oluyordu, am göt resmen meydandaydı. Eminim ki inşaat işcileri benim yerimde olmak için herşeylerini verebilirdi. Yanına oturup, yengemin frikiklerini izlemeye başladım. Yengem domaldıkça görünen o mühteşem götü ve dolgun dudaklı amına baktıkça kendimden geçtim. Yarrağım zonkluyordu, nerdeyse donuma boşalmak üzereydim. Yengem bana havadan sudan sorular soruyordu, ben ise kısa cevaplar vererek, anın tadını çıkarmaya çalışıyordum.
Bir ara başımı kaldırıp yukarı baktığımda, yandaki inşaatta, yengemin yaşattığı bu göz ziyafetini görmek için bütün ameleler toplanmıştı. Yengem de sanki bana iş atarcasına, “Belim açılmış mı?” dedi. Ben de manzarayı kaçırmamak için, “Yok!” dedim. Yengem, “Yalancı, sanki götüme baktığını bilmiyorum!” dediğinde şok oldum. Ben de, “Sadece ben baksam iyi, arkandaki inşaata bir bak!” dedim. Yengem hiç istifini bozmadan, “Biliyorum, ameleler de bakıyorlar, değil mi?” dediğinde, ben şok şok üstüne yaşıyordum. Ben sormadan yengem, “Bu da benim fantazim! Nasıl sen ve ameleler beni izleyerek zevk alıyorsanız, ben de gösterdikçe zevk alıyorum!” dedi. Ben susmuş kalmıştım. Yengem, “Bırak orda öyle oturmayı da, gel yardım et, şu yünleri kaldıralım!” dedi. Yengeme yardım ettim ve yünleri topladık.
Artık eve çıkacaktık. İnşaat işcileri gittiğimiz için üzgündü, ama bu kadarı onlara çoktu bile. Onlara göre ben şanslıydım, yengem halen yanımdaydı. Yengemin yünleri eve çıkarmasına yardım ettim ve beraber içeri koyduk. Yengem, “Sen otur, ben bir duşa gireyim, her yerim yün oldu!” dedi. “Tamam!” dedim. Yengem banyoya girdi. Su sesini duyunca ben hemen yengemin yatak odasına girdim, bunu her fırsatta yapardım. Yatağın üstünde beyaz bir tanga ve sütyen vardı. Demek ki yengem bunları çıkarıp aşağı inmişti. Hemen koklamaya ve sikimle oynamaya başladım. Nerdeyse boşalmak üzereydim, kendimi zor tutuyordum.
Su sesinin kesildiğini duyunca hemen salona geçtim. Yengem banyodan çıktı ve “Giyinip geliyorum'” dedi. “Ben de bir lavaboya gideyim!” dedim. Hemen tuvalete gidip 31 çekerek boşaldım. Rahatlamıştım. Lavabodan geldiğimde yengem üzerini giyinmişti, buna giyinmek denirse tabii. İnce gecelik tarzı beyaz bir elbise giymişti. Göğüsleri dim dikti, uçları ise nohut gibi belli oluyordu. Karşı koltukta oturuyordu, bacakları kaymak gibi gözüküyordu, bacak bacak üstüne atmış, nerdeyse külodundan amı gözükecekti.
Ben hemen söze girdim, “Yenge inşaat işcileri bugün seni hayal ederek iyi bir 31 çekerler!” dedim. Yengem, “Ya sen?” dedi. Ben ne diyeceğimi bilemediğimden sustum. Tekrar sordu, “Sen de 31 çekecekmisin beni hayal ederek?” dedi. “Yaa yenge, ben de erkeğim, fazla üstüme gelme!” dedim. Yengem de, “İyi o zaman, kapatalım bu konuyu!” dedi. Aslında konunun kapanmasını istemiyordum, aksine yengeme yaklaşmak istiyordum, ama buna cesaretim yoktu. “Yenge…” dedim. “Söyle canım?” dedi. “Bugün niye böyle birşey yaptın?” dedim. Yengem, “Ahh ahhh, yanıyorum, ondan!” deyince, benim de ağzımdan, “Ben de yanıyorum yenge!” çıktı.
Yengem hınzırca gülümseyerek, “Beni istiyorsun yani, öyle mi?” dedi. Utana sıkıla, “Evet!” dedim. “İyi gel bakalım, birbirimizin ateşini söndürelim! Ama ilk ve son kez olacak, ve kimseye söylemeyceksin, söz ver!” dedi. “Söz!” dedim. Yengem kalkıp yanıma oturunca, hemen üstüne atladım ve deli gibi öpüşmeye başladık. Öpüşürken biryandan da yengemin geceliğe benzeyen elbisesini sıyırdım. Sonra sütyeninden kurtardığım göğüslerine yumuldum. Yengemin göğüsleri taş gibiydi, sanki hiç el değmemişti. Öyle bir yalıyordum ki göğüslerini, yengem, “Yavaş, kaçmıyorum ya!” diyordu. Yengemin de benim kadar zevk aldığı her halinden belliydi.
Göğüslerinden göbeğini yalayarak amına geldim. Külodunu çekip çıkardığımda, yengemin kaymak gibi amı sulanmıştı, hemen yalamaya başladım. Yengem ellerimi tuttu, ben amını yaladıkça zevkten uçuyordu ve ellerimi sıkıyordu. Yengemi inleterek 2 kez orgazma ulaştırdım, fakat yarım saat boyunca amını yalamaktan dilim uyuşmuştu. Kalkıp soyundum ve yatağa sırtüstü yatttım. Yalama sırası yengemdeydi, sikimi ağzına alıp yalamaya başladı. Öyle bir iştahlı yalıyordu ki, dilini başında gezdirip beni kudurtuyor, değme orospulara taş çıkartıyordu. 5 dakika sonra dayanamadım ve böğürerek yengemin ağzına patladım. Yengem sanki damlasını ziyan etmek istemiyorcasına döllerimin hepsini yalayıp yuttu, sikimi temizledi.
Kalktım ikimize birer sigara yakıp geldim. Yatakta çırılçıplak uzanıp hem sigaralarımız içtik, hem biraz dinlendik. Sigaralarımız bittiğinde yengem elini taşaklarıma atıp, sıkıp okşamaya başladı. Yarrağım yeniden sertleşmişti. Yengem yarağımı biraz yalayıp, kazık gibi yapınca, bu sefer yengemden domalmasını istedim. Yengem domaldığında o şahane amı götü karşımdaydı. Yarrağımı arkadan amına sürterek fırçalamaya başladım. Başparmağımla da göt deliğine masaj yapıyordum. Yengemin amı sulanmaya başlamıştı. Yarrağımın başını am dudakları arasından sürterek amının deliğinde gezdirip geri çekiyordum. Yengem inleyerek, “Sok artık!” diyordu.
Sert bir şekilde girdim amına ve kökledim. Yengem derin bir ‘Ohhh’ çekti. Çok dar bir amı vardı ve ateş gibi yanıyordu. Hiç durmadan deli gibi pompalamaya başladım. Yengem, “Ohhh, offf!” diye inliyor, ağlıyor gibi sesler sesler çıkarıyordu. Yengem bir süre sonra kasılmaya başladı, “Daha hızlı, daha hızlı!” diye bağırıyordu. İyice hızlandım, çıkan ‘Şlap şlap’ sesleri eşliğinde yengem çığlık atarak boşaldı. Benim de halim kalmamıştı, sikimi amından çıkarıp beline boşaldım…
Biraz dinlendikten sonra yengem, “Hadi giyin git artık! Unutma, bunu ilk ve son kez yaptık!” dedi. Kalktım giyindim ve hiç konuşmadan ordan ayrıldım.
Daha sonraki günlerde, yengemi ne kadar sıkıştırdıysam da birdaha vermedi, her seferinde, “Olmaz, ilk ve sondu!” dedi. Taa ki yengemi bir gün halamın oğluyla, yani kuzenimle binanın sığınağında şikişirken yakalayana kadar. Yani yengemi siken sadece ben değilmişim!
278 notes · View notes
adulthikayeler · 6 years
Text
Annemin Teyze Kızı Sacide Ablanın Götü
Lise sona yeni geçmiştim, Fatih’te dedemden kalma ahşap evin üst katında oturuyorduk. Babam memurdu, annem evkadını. Ablam iktisat fakültesine o yıl girmişti. Annemin teyzekızı Sacide abla sık sık Adapazarı’ndan İstanbul’a gelir, bizde kalırdı. Senelerdir Sacide abla gelince benim odamda yatardı, ben de salondaki kanepede. Şikayetçi olmazdım hiç bu durumdan; odamdan almam gereken bir şey olduğunda serbestçe girebiliyordum nasıl olsa. Hele Sacide Abla uyuyorsa… Gecelik giymezdi hiç; uyurken sütyen de takmazdı. Açık kumral saçları, bembeyaz teni, dolgun göğüsleriyle güzel sayılabilecek bir fiziği vardı. Uzun uzun seyrederdim onu uyurken, sonra da onu siktiğimi hayal ederek 31 çeker boşalırdım tabii.
Okula devam ederken aynı zamanda büyük kulüplerimizin birinde basketbol yıldız takım oyuncusuydum; babam okulu aksatmamam şartıyla razı olmuştu spor yapmama. Bir maç sırasında ciddi bir sakatlanma yaşadım; sol bacağımda lif kopmuştu. Babam çok bozulmuştu bu sakatlığa, tam da Mayıs ayında imtihan döneminde oluşumuz sinirlendirmişti onu. Çalan kapı ziliyle Hızır gibi yetişmişti Sacide Abla! Ama sakatlığım, ciddi bir yatak istirahati gerektirdiği için, odamı verememiştim sevgili Sacide ablaya, bu kez salonda yatan o olacaktı mecburen..
Ertesi sabah uyandığımda, Sacide abla bornozla benim odamdaydı, herkes salonda kahvaltı masasında olduğundan mecburen benim odamda giyinecekti! Önce benim uykuda olduğumdan emin olmak için üzerime doğru eğilip baktı; nemli sabun kokusu beni çıldırtmaya yetmişti, taş gibi olan sikimde nabız atışlarımı hissediyordum. Bana arkası dönük bornozu çıkarttı, apışarasını iyice kurulayıp, külodunu giymek için domaldı. Açık kaherengi göt deliğinin altında kılsız amcığının etli dudaklarını görünce sikim külodumu yırtacak hale gelmişti. Sacide Abla giyinip odamdan çıkınca, ufak bir elyardımıyla inanılmaz bir patlama ile boşalıp tekrar yatıp uyudum.
Akşam saatlerinde gelen bir telefonla anneannemin rahatsızlanıp hastaneye yatırıldığı haberiyle, annem ve babam ani bir kararla Adapazarı’na gitmek zorunda kalmışlar. Sabah uyandığımda, ablam da çoktan okula gitmişti. Elimi yüzümü yıkayıp topallayarak salona doğru yürürken, fısıltı halinde konuşmalar duydum. Sessizce salona yaklaştığımda, Sacide ablanın telefonla konuştuğunu duydum, “Evett! evettt! Sok artık yarrağını içime! Geçirrrr! Amımı götümü doldur o koca sikinle!” diye konuşuyordu. Salonun kapısını hafif araladığımda, elindeki hıyarı götüne sokup çıkarmaktaydı…
Şaşkınlıkla kapıyı kapamamla çıkan gürültü Sacide ablanın paniklemesine yetmişti. Odama dönüp yatağa uzandıktan sonra uzun bir sessizlik oldu. Yarım saat kadar sonra odamın kapısı yavaşca açıldı. Az önce gördüğümde çırılçıplak olan Sacide ablam giyinik olarak karşımdaydı. Bana, “Ne diyeceğimi bilemiyorum…” derken sesi titriyordu, “Kimseye birşey söyleme n’oolur Yılmaz!” dedi. Hiç konuşmadan elimi uzattım. Yanıma geldi, yatağımın kenarına oturup elimi tuttu. Ben de yan dönüp diğer elimi apışarasına koydum, titrediğini hissettim. Yüzüme eğilip dudaklarımdan öpmesiyle ok yaydan çıkmıştı artık, bacağımdaki sakatlığı bile hissetmez olmuştum.
İkimiz de süratli bir şekilde çırılçıplak soyunduk. Sacide ablam deneyimlerini kullanıp idareyi ele almıştı; önce üzerime ters uzanıp 69 oldu, yarağımı yalamaya başladı. Ben de onun amını çılgın gibi yalıyordum. Amının dolgun dudaklarını ağzıma doldurup emdikçe, Sacide abla üzerimde inleyerek kıvrana kıvrana boşaldı, çığlıklar atarak… Ablamın okuldan gelmesi yaklaşınca kalktı yatağımdan, heryanı titriyordu.
Annemlerin dönüşüne kadar, her sabah Sacide ablayla, ablamın okula gidişiyle sevişmeye başlıyorduk. Sacide abla ikinci günden itibaren kremlediği götünü de siktirdi bana, ama bakireliğini korudu kararlılıkla! Telefonda seks yaptığı sevgilisi hakkında sorduğum soruları yanıtlamamıştı, ama dört gün boyunca götünden çılgınca sikişmişti benimle…
Gidişine alışamamıştım, rüyamda sikişiyordum Sacide ablamla sürekli. Yıllar sürecek bir ilişkinin başladığını bilemezdim. Sacide ablayla yaşadıklarımızın üzerinden iki ay kadar geçmiş, yaz tatili başlamış, sakatlığım epey düzelmişti. Son rahatsızlığından sonra anneannem maalesef yatalak durumdaydı, Adapazarı’nda oturan Hacer Teyzem, annemin teyze kızları Macide ve Sacide ablamlar dönüşümlü olarak ilgileniyorlardı anneannemle.
Temmmuz başlarında anneannemi ziyaret bahanesiyle Adapazarı’na gittim, esas amacım Sacide abla’mı sikmekti tabii ki! Anneannem felç nedeniyle tam konuşamıyordu, ama beni görünce ne kadar sevindiği gözlerinden okunuyordu. Anneanemin evi tek katlıydı; bir oda, bir banyo da çatı katında vardı. Ben orada kalmayı istedim, teyzemin ısrarlarına direnip kaldım da…
İkinci gecenin sabahında sikimde serin bir ıslaklıkla uyandım; Sacide abla yanıma dizçökmüş, boxerimden çıkardığı sikimi yalamaktaydı! Uyanıp irkilmemle gülerek, “Korkma kimse yok evde! Teyzem zaten kalkamaz!” dedi. Doğrulup dudaklarına yumuldum, aceleyle soyunduk. Biribirimizi açlıkla yalarken inliyorduk. Sacide abla, “Yılmaz’ım, hep seni düşledim! Beni bağırta bağırta sikkk!” diyordu. Sacide abla sikimi ve götünü iyice kremleyip beni yatırdı, üzerime çıkıp yarağımın üzerine aniden çökmesiyle inledik beraberce. Hızlı bir tempoyla adeta o beni sikti! Sonunda ikimiz de boşaldığımızda üzerime abandı kaldı nefes nefese…
Sikiş arası sohbetlerde bu kez açıldı bana, sevgilisi İstanbul’da üniversitede okuyan İran’lı zengin bir ailenin oğluymuş! Bir sene sonra mezun olacakmış, evlenip Tahran’a yerleşeceklermiş! Şok olmuştum; Sacide ablamı artık karım gibi görüyorken, başka bir ülkeye gelin gitmesi bir balyoz gibi inivermişti başıma! Sinir basmıştı birden; giyinip sokağa attım kendimi, hızlı adımlarla nereye gittiğimi bilmeden amaçsızca yürüyordum…
“Yılmaaazz! Yılmaazz!” diye seslenen kadın sesini farkedince durup döndüm. Gelen Macide ablanın büyük kızı Nurdan’dı, “Deminden beri bağırıyorum! Sağır mısın!” diye azarladı beni. Arkamdan koşmaktan nefes nefese kalmıştı, “Ne bu halin? Karadeniz’de gemilerin mi battı?” dedi gülerek. “Yoo, nereden çıkardın bunu?” dememle sarıldı sımsıkı, “Ulan buraya geldin, beni görmeden mi gideceksin!” deyip, bir daha sarıldı. Sütyensiz memelerinin sertleşmiş uçlarını göğsümde hissetmemle sikim esas duruşa geçmişti bile…
Macide abla annemin teyzesinin ilk çocuğuydu, arada iki erkek, üç düşük derken, en son olarak Sacide ablayı doğurmuştu, tekne kazıntısı olarak. Macide Abla 42 yaşındaydı, 20 yaşındayken, baba tarafından akraba Ali abiyle evlendirilmişti, iki kız doğurmuştu. Nurdan 20, Nurcan 18 yaşındaydı. Kızlarının ikisi de okumamış, koca bekliyordu.
Nurdan’ın dişiliğini hissedince rahatlamıştım. Halen Sacide ablaya kızgındım, içimden, (Ulan Sacide abla, ben de senin yeğenin Nurdan’ı sikmezmiyim!) diyerek, bir elimi arkadan Nurdan’ın başına atıp saçlarını okşadım. Saçlarının kokusunu içime çekip, “Seni görmeye geldim ben, görmeden gidermiyim?” diye gülerken, belinden vücudunu sikime doğru yasladım. Benden yaşca büyüktü ama, spor yaptığım için gelişmiş olan vücudum bu farkı kapatıyordu. Nurdan koluma girdi, sohbet ederek epeyi yürüdük. Nurdan geçen yıl kazanamayınca tekrar üniversite sınavına girmiş, falan filan…
Akşam anneannemin evine girer girmez, Sacide abla üzerime öfkeyle atıldı; “Nurdan’la sürtmeye mi geldin buraya!” diye bağırdı. Şaşkınlıkla karışık bir öfkeyle bir tokat attım, sustu. Ama hemen pişman olmuştum, ne diyeceğimi bilemiyordum. Birden boynuna atılıp hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladım, “Affet beni lütfen, birden kendimi kaybettim!” dedim. O gece birbirimize sarılıp yattık, sevişmedik. Sabah uyandığmızda susuzluğumuzu doyasıya giderdik, dillerimiz, ellerimiz dumaksızın çalıştı, bağırta bağırta siktim Sacide ablanın götünü defalarca.
Sonunda dönüş günü geldi çattı tabii, döndüm İstanbul’a. Yaz bitti, okul antrenmanlar derken günler geçiyordu. Bir akşam eve gittiğimde bizimkiler yemeğe oturmuştu. Onlara katılmak için içeri girince donup kaldım, benim sofradaki yerimde Nurdan oturuyordu! Bana, “Selam!” diyerek gülümsedi, “İstanbul Üniversitesi’ni kazandım, kutlamayacakmısın beni?” dedi. Eczacılık okuyacakmış haspa, yurt falan ayarlayıncaya kadar da bizdeymiş! İçimden, (Hoşgeldin teyzesini siktiğim!) dedim, sevinmiştim gerçekten.
254 notes · View notes
adulthikayeler · 6 years
Text
Tecrübeli Gülümserin Bakire Götünü Siktim
Merhaba, ben Denizli’den Fatih. 29 yaşında, 1.87 boyunda, yakışıklı, atletik biriyim. Asıl mesleğim beden eğitimi öğretmenliği. Ama öğretmenlik için tercih yapmadım ve özel bir şirkette üst düzey yöneticilik yapıyorum. Şirkette çapkınlığımı herkes bilirdi. Size geçen yıl Ağustos ayında başıma gelen çok güzel bir olayı anlatacam.
Bir gün, internete ve yerel gazetelere iş ilanı vermiştik [4 erkek 1 bayan eleman alınacak] diye. Dost hatırıyla 4 erkeği işe aldık, işbaşı yaptılar ama bir bayan eleman eksikti. Bir bayan geldi. Adı Gülümser, 24 yaşında, 1.52 boylarında, 55 kg, minyon tipli, ince ama güzel biriydi. Gülümser önce kendini tanıttı, sonra oturdu ve konuşmaya başladık. Gülümser bakışlarımdan biraz huzursuz oldu, ama sonra alıştı. Kendisini işe alacağımı ve sekreterim olabileceğini söyledim. Gülümser çok sevinerek teşekkür etti ve ertesi sabah işe başladı. Birkaç gün içinde ortama uyum sağladı. Ama onu aklımdan da çıkartamıyordum, her defasında da bunu ona belli ediyordum. Ve ilginçtir ki, odama her defasında gülerek girip çıkıyor ve rahatsız olmuyordu artık.
Bir gün, bir ihaleye hazırlanıyorduk ve dosyalamamız gereken bazı evraklar vardı. Ben yalnız kalmıştım. Herkes gitti, Gülümser bana yardım edebileceğini söyledi. Şaşırdım, “Tabi, kalabilirsin. Hem ihale dosyası nasıl hazırlanır öğrenirsin.” dedim. Hemen benim odaya geçtik. Hem muhabbet, hemde iş derken espiriler, el kol şakaları, bel altı fıkralar falan, samimi oluverdik. Kendisi ‘daha önce evlenip boşandığını, çok mutsuz olduğunu’ söyledi biraz duygulandı ve ağlamaya başladı. Ona sarıldım, “Gülümser, üzülme. Herşey yoluna girer.” dedim ve yavaşça onun sırtını okşamaya başladım. Yanaklarından, başından öpmeye başladım. Gülümser, gözyaşlarını silip karşılık vermeye başladı. Artık ikimiz de çok rahat davranıyorduk, birbirimizi doyasıya öpüyorduk. Ben böyle öpüşen karı daha görmedim. Kulaklarımı bir emiyor, bir yalıyor anlatamam. Yavaşça boynuma ve göğüslerime indi. Belli ki çok tecrübeliydi ama sanki uzun zamandır sevişmemişti.
Yavaşça soyunmaya başladık. Küçük bir kız çocuğu gibiydi, çırılçıplak karşımdaydı. Her ikimizde çıplaktık. Onu kucakladığım gibi ayakta sevişmeye başladık. Ağzını, boynunu, memelerini her tarafını yalayıp öpüyordum. O da saçlarımı okşuyor, kulaklarımı emiyordu. Kucağımdan inip yarrağımı yalamaya başladı. Yarrağımı ağzına alıp iştahla yalıyordu, küçücük ağzı vardı. Hepsini ağzına alamıyordu çünkü kocamandı benim topuz. Sonra, onu bir kaldırışta, bacaklarını ayırıp amını ağzıma getirdim. Ayakta onun amını yalıyordum, o da baş aşağı benim yarrağı emiyordu. Bir müddet böyle devam ettikten sonra onu hiç yere indirmeden bacaklarını ayırıp yavaşça amına girmeye başladım. Ve iki elimle bacaklarını tutuyordum, o da boynuma sarılmıştı ve inlemeye başladı. Kucağımda bir çocuk gibi zıplıyor ve hopluyordu, çok güzel bir zevkti bu.
Sonra koltuğa uzandım, o da ters oturdu üstüme. Yarrağımı yavaşça amına soktu ve bir jokey gibi zıplamaya başladı; ileri-geri, sağa-sola, daire çizerek üstümde inliyor, sırtını göğsüme sürtüyordu. Zevkten dört köşe olmuştu Gülümser’im. Artık geliyordum, ona daha fazla dayanamayacağımı, üstümden kalkmasını, boşalacağımı söyledim. Gülümser, “Hadi içime boşal, hepsini içime boşalt!” deyince, içine bir volkan gibi patladım. Gülümser’e sarılıp, onun da son hamlesini yapmasını bekledim. Oda ne? Gülümser bir makine gibi titremeye başladı, acaip sesler çıkartıp, kıvrana kıvrana, titreyerek boşaldı ve “Hiç çıkartmadan devam etmemi…” istedi.
“Biraz dinlenelim, sigara içelim devam ederiz…” dedim. Sonra yıkanıp, sadece iç çamaşırlarımızı giyip, sigara içtik. Mutfakta birşeyler atıştırdıktan sonra tekrar odama geçtik… Bu sefer “Onu götten sikmek istediğimi” söyledim. Gülümser önce kem-küm falan etti, ama zorda olsa, sonunda kabul ettirdim. Yarrağımı yine avuçlayıp taşşaklarımla oynamaya başladı, ağzına alıp emmeye başladı. Dolaptan biraz bal getirdim, Gülümserin amına sürdüm, ben yerde o üstümde, ters bir şekilde birbirimizin organlarını yaladık bir süre. Sonra bunu dört ayak pozisyonuna getirdim ve onun arkasına geçtim, yarrağımı götüne sokamaya çalıştım ama girmiyordu… Biraz canı yanıyordu. Gülümser daha önce hiç götten sikilmemişti, belli oluyordu.
Yarrağımı amına sürtüm, amındaki ıslaklıkla yarrağımı kayganlaştırdım. Amına sokup çıkartıyordum. Benimki kayganlaştıktan sonra götüne hafif-hafif, ağır-ağır sokup çıkartmaya başladım. Yarısını sokunca “Yeter, canım yanıyor. Lütfen çıkart, götüm yırtıldı…” diye yalvarmaya başladı. Ama nafile, ben hepsini bir hamlede koyduğum gibi, bir inek gibi bağırmaya başladı. Onun ağrısı geçene kadar başka hamle yapmadım, sonra ağır-ağır gelip gitmeye başladım. O da zevk almaya başlamıştı ve götünü ileri geri hareket ettiriyordu. Onu yine ayakta sikmek istiyordum, kucağıma aldım. Ama o “canının yandığını” söyledi ve masaya göğsünü koydu, bacaklarını açtı, ayakları biri yerde diğeri havada. Arkasına geçtim ve götüne yarrağımı soktum. Artık git geller hızlandı… Gülümser kıvranıyor, “Daha hızlı, daha hızlı aşkım. Hepsini koy, sik beni bebeğim… Ohhhhh… Hadi erkeğim parçala beni, ben senin oruspunum, istediğin gibi sik beni…” diye zevkten kuduruyordu. Ve benim bu sefer geç boşalacağım belliydi…
Epeyce bir süre götten siktikten sonra, aynı şekilde hiç pozisyon değiştirmeden amına girmeye başladım. Orası ayrı bir sıcaklık verdi içime. Yarrağım amında, memeleri ellerimdeydi. Dilimle boynunu yalıyordum ve ensesine küçük küçük ısırıklarla onu dahada çıldırtmak istiyordum. En az 4 dakika böyle sürdü. Odada, sadece bizim nefes alış verişlerimiz, iniltilerimiz, Ahhh-Ohhh’larımız ve onu sikerken çıkan Şlap Şlap sesleri vardı. Gülümserin amı iyice ıslanmış ve zevkten iyice kabarmıştı. Artık boşalacağımı anladım… “Hazırmısın aşkım?” dedim. O da, “Biraz daha sik beni lütfen, çok güzel, devam et. Beni mahrum bırakma bu zevkten…” dedi. “Okey.” dedim ama biraz sonra dayanacak gibi değildim, artık sarsılmaya başladım ve sikimi amından çıkartıp yüzüne doğru tuttum ve ellerimle 31 çekiyordum. O da diliyle yardım ediyordu, bir patladım yüzüne… Hızımı alamamıştım, ağzına soktum, memelerine sürttüm sikimi… O da boşalmak üzereydi, “Biraz daha sik beni aşkım” dedi. “Tamam.” dedim ve açtım bacakalarını, girdim amına tekrar. Birkaç gel gitten sonra az önceki gibi sarsılmaya başladı. Bacaklarıyla beni sardı titreye titreye boşaldı, inanılmaz bir zevkti. Birkaç dakika o vaziyette kaldık.
Saatte ilerlemişti, yıkanıp giyindikten sonra işlerimizi bitirdik ve çıktık… Gülümser köye gidecekti, onu köye bırakmak istediğimi söyledim. “Olur.” dedi. Arabamla yola çıktık. Hem öpüşüyor hemde yola devam ediyorduk. Beni yine azdırmayı başardı ve kuytu bir yere çektim arabayı. Yine yarrağımı ağzına aldı, onu hemen canlandırmak istiyordu. Nitekim öyle oldu, onu bir dondurma gibi yalıyordu… Torpido gözünde bir çikolata kalmıştı, sıcaktan arabada erimişti. Onu alıp “Sikime sürmesini ve öyle yalamasını” istedim. Kabul etti ve yaptı, çikolatalı yarrağımı iştahla yalıyordu, taşşaklarımı zevkle emiyordu. Ben de onun göt deliğini ve amını parmaklıyor, kalçalarını avuçluyordum. Kalçaları o kadar küçüktü ki avuçlarımda kayboluyordu…
Artık onun içine girmek istiyordum. Gülümser eteğini sıyırıp, külodunu çıkartmadan, hafifçe araladı bacakalarını. Külodunu yana kaydırıp, sikimin üstüne oturdu. Hızla gidip gelmeye başladı. Dudaklarımız birbirine kilitlenmişti. Amına girip çıkarken zevkten ölüyordu. Araba dar geliyordu ve hava da sıcaktı. Dışarı çıktık, arabanın kaputuna göğsünü dayayıp arkasına geçtim. Ayaklarını havaya kaldırdım ve tekrar amına girdim. Onu sikmeye doyamıyordum… Gülümser de doymuyordu, götünü ileri geri yapıyor, “Daha hızlı aşkım, sik beni bebeğim, ben seninim, istediğin gibi sik, bağırta bağırta sik, inlete inlete sik beni erkeğim, canım sevgilim, ben artık seninim…” deyip tahrik ediyordu beni. Ben amına girip çıkarken “Ahhhh ohhhh” diye inliyordu durmadan. En az 10 dakika kadar amını siktim ve sonra amına boşaldım…
“Artık gidelim, geç oldu.” dedim. Toparlandık, arabaya bindik onu evine bıraktım. Beni eve davet etmek istediğini, ama ev arkadaşları olduğu için rahat hareket edemeyeceğimizi, o yüzden davet etmediğini, özür dileyerek söyledi. Ben de, “Hiç önemli değil.” dedim ve bindim arabama, yola çıkıp Denizliye döndüm. Denizli’ye geldiğimde, bende artık güç kalmamıştı, iliklerim boşalmıştı. Bir pastahaneye attım kendimi. Tatlı, sütlaç, kaymak, meyva suyu, süt… ne bulduysam yiyip içtim. Eve giderken biraz da leblebi aldım. Gülümser bende hal bırakmadı, ama çok güzeldi, onu doyasıya siktim ve bundan sonrada istediğim zaman ve biçimde sikecektim…
253 notes · View notes
adulthikayeler · 6 years
Text
Kızlılığımı Otobüs Şöförü Sikerek Bozdu
Merhaba arkadaşlar, ben Konyadan Senem. 20 yaşında, 1.60 boyunda, kızıl saçlı, ela gözlü, beyaz tenli bir kızım. Hayatıma birçok erkek girdi, ama şimdi size ilk defa bir erkek tarafından götten sikilişimi ve ikinci bir erkeğe kızlığımı nasıl verdiğimi anlatmak istiyorum. İkisi de birbirinden farklı tad ve heyecan vermişti.
İlçede oturuyorduk. Orta okul bitmişti. Ailem beni merkezdeki bir Liseye yazdırdı ve abimlerde kalmaya başladım. 16 yaşıma geldiğimde, (her ergenliğe giren genç kız gibi benim de) erkeklere merakım da gün geçtikçe artıyordu. Ama ben yaşıtım olan diğer kızlardan daha fazla seks düşünüyordum. Seks düşünmeden geçen tek saat olmuyordu. Akşam odama çekildiğimde, aynanın karşısında çırılçıplak vücudumu seyreder, zaman zaman da kendi kendimi okşardım. Hayalimi hep erkekler süslerdi. Erkekler tarafından küçük göğüslerimin okşanmasını, boynumun öpülmesini ve beyaz tenimde gezinecek eller istiyordum. O kadar aşırı seks isteği vardı ki içimde, tek bir erkeğin beni asla doyuramayacağını biliyordum. Hep farklı farklı erkeklerle birlikte olma arzusu vardı içimde.
Abimin bir işyeri vardı ve yanında da 25 yaşında bir genç eleman çalışıyordu. Arada sırada yanlarına gidip, yardım ediyor bahanesiyle o çalışan gence dokunuyor, bilerek önünden geçiyor ve kalçamı sürtüyordum. Bir gün yiğenim hastalandı, abimle yengem hastaneye götürdüler. Ben de bunu fırsat bilip hemen abimin işyerine gittim. Artık erkeksizlik canıma tak etmişti, bunu değerlendirmeliydim. Gidip abimin gelemeyeceğini haber verdim ve sohbet etmeye başladık. Sürekli dudaklarına ve sikine bakıyordum ve bunu da kendisine fark ettiriyordum. O da farketmiş ve siki pantolonunun önünü kabartmıştı. Dayanamayıp elimi dizine koydum. Acaip heyecanlanmıştım. O da cesaretlenmiş ve elimi tutup sikinin üzerine koymuştu. Tam o sırada müşteri geldi, hemen toparlandık. Müşteri çıktıktan sonra kapının üstüne ‘Kapalı’ yazısını asıp, arka taraftaki depoya geçtik.
Hemen ayakta öpüşmeye başladık. Az sonra beni çuvalların üzerine yatırdı, tişörtümü yukarı sıyırıp göğüslerimi sütyenimden çıkardı ve yalamaya başladı. Heyecandan tüm vücudum titriyordu. Her yerimi somuruyordu, göğüsuçlarımı yalıyor, ısırıyordu. Ben dayanamaz hale gelmiştim, onu üstümden kaldırdım ve pontolonunu indirdim. Külotunu da indirince, siki hiçte beklediğim gibi büyük değildi. Çok küçüktü ve ben hayal kırıklığına uğramıştım. Ama artık dönüşüm yoktu, sik siktir deyip, ağzıma aldım ve başladım yalamaya ve emmeye. Sikini iyice somurduktan sonra domaldım. İçimden, Bekaretimi bu ufacık sike verecek kadar aptal değilim diye geçirdim. Ona, “Bakireyim önden olmaz, götümden gir!” dedim. Götümün deliğini tükürükle ıslattı ve soktu sikini. Ben çok acıyacak diye beklerken, sanki kendi kendime götümü parmaklıyormuşum gibi hissettim sadece. Ve arkasından hızlı hızlı götümü sikmeye başladı. 3-4 dakikada, ben hiç zevk alamadan boşaldı. Hemen toparlandık ve ben eve gittim. Hiçte tatmin olmamıştım, aksine daha çok azmıştım.
Günler geçiyor, okula gitmeye devam ediyordum. Okulun gezisi vardı ve ben ona katıldım. Gezi boyunca Otobüsün şöförü ile kesiştik, ve bir fırsatını bulup konuştuk, tanıştık. Kendisi 39 yasında evli bir erkekti, ama çok genç ve dinamik duruyordu ve benden çok hoşlanmıştı, telefonumu verdim. Geziden dönüşte beni aradı. Onun amacını biliyordum, benim de amacım buydu zaten. İri bir yarak bulup, bekaretimi o yarağa vercektim. Bir gün sikişmek için sözleştik ve okulu astım. Sabah kahvaltısı için çok lüks ve hoş bir yerde buluştuk. Birlikte güzel bir kahvaltı ettik, ardından arbasıyla beni Otobüsünün bulunduğu yere götürdü. Arbadan inip park etmiş Otobüse bindik. Perdeleri kapattık ve başladık öpüşmeye, sevişmeye. Heryerimi öpüyor, yalıyordu. Ogün onunla buluşacağım diye, eteğin altına külot giymemiştim. Beni arka koltuklara oturtup, amcığımı yarım saate yakın yaladı…
Sonra o da bana yalatmak için yarağını çıkardı. Yarağı, abimin yanında çalışan elemanın sikinin en az 3-4 katı büyüklükte ve başı feci kalın birşeydi. Biraz korktum açıkcası, ama sonra nasıl zevk alacağımı düşünüp, onu içime almanın hayallerini kurmaya başladım. Ben de onun yarağını yaladım bir süre ve sıra sikişmeye gelmişti. Beni arka koltuklara uzattı ve belimin altına yolculara verdikleri küçük yastıklardan koydu. Bacaklarımın arasına yanaşıp yarağı ile amımı zorlamaya başladı. Amım çok dardı, onun yarağı da kocamandı. Korkudan titremeye başladım ve vazgeçmeyi düşündüm, ama bırakmadı tabiki. Hızlı hızlı soluyordu, feci derecede de terlemişti. Bacaklarımı iyice iki yana ayırıp, yarağının başını soktu ve bütün gücüyle içime yüklendi. Öyle canım yanmıştı ki, tırnaklarımı sırtına geçirmiş, avazım çıktığı kadar bağırmıştım…
Sonunda kızlığımı hep arzu ettiğim gibi iri bir yarağa vermiştim. O da çok mutluydu, ben de. Beni bir süre siktikten sonra kanlı yarağını çıkartıp göbeğime boşaldı. Peçetelere üstümüzü başımızı silip temizlendik, toparlandık. Sonra Otobüsten inip tekrar arabasıyla beni merkeze bıraktı. Eve giderken çok mutluydum, artık bekaretim de gitmişti ve bundan sonra istediğim erkekle sikişebilecektim…
Tüm azgın erkeklerin yaraklarını yalıyorum!
213 notes · View notes
adulthikayeler · 6 years
Text
Merhaba ben Dr. Hasan, şu anda (ismini vermek istemediğim) özel bir hastanede, iç hastalıkları uzmanı olarak çalışıyorum. Okul, ihtisas, yurtdışı, derken bir türlü evlenemedim. 42 yaşındayım, 1.85 boyunda, 90 kg ağırlığında, atletik ve yakışıklı biriyim. Bekar oluşum ve albenim olması nedeniyle oldukça geniş bir hayran kitlem mevcut. Anlatacağım olay ihtisasi bitirdikten sonra mecburi hizmet için gittiğim Erzincan’da gerçekleşti. Erzincan (bana göre) küçük, sosyal çevresi dar, gerçekten bekar ve yalnız yaşayan biri için geniş bir hapishane gibiydi. Mecburi hizmet başlayalı 5-6 ay falan olmuştu. Yer uzak olduğu için, bu 5-6 ay boyunca hiç bir kadınla icraatım, birlikteliğim olmamıştı. İlde tek Dahiliyeci bendim ve çok yoğun çalışıyordum.
O gün Poliklinik’te hasta bakıyordum. Kapı çalındı, içeriye 1.75 boyunda, kumral, etine dolgun, mavi gözlü, göğüsleri neredeyse yarısı ortada, mini etekli, muhteşem bir bayan girdi. Adının Nesrin ve Tıbbi Mümessil olduğunu, ‘Pharma…..’ firmasına ait ‘Metf…..’ adlı bir ilacı tanıttığını, müsadem olursa oturmak istediğini söyledi. Aklım başımdan gitmişti, gözlerimi memelerinden, o muhteşem bacaklarından bir türlü alamıyordum. Yarım yamalak, “Tabi tabi, buyrun oturun…” dedim. Demez olaydım! Kız bir oturdu ki, Tanrım o ne bacaklardı öyle! Pürüzsüz, bembeyaz muhteşemdiler. Hafif frikik vererek, en üst bölgeye kadar tüm vücudunu sergiliyordu. Kız gerçekten güzelliğinin ve çekiciliğinin farkındaydı ve ayrıca beni nasıl çarptığının da farkındaydı. İlacı tanıttı, bir ihtiyacımın olup olmadığını sordu, bir ihtiyacımın olduğunda arayabilmem için telefon numarası bıraktı ve gitti.
O gün bir türlü kendime gelemedim, hep gözlerimin önünde bacakları ve göğüsleri vardı. Akşam yatarken, onunla sevişmenin ne muhteşem bir şey olacağını düşünerek yattım. Ama nafile, uyuyamıyordum, resmen kudurmuştum. Kızın bacaklarını ve göğüslerini hayal ederek 31 çektim, anca biraz rahatlayıp uyudum. Tekrar geleceği günü iple çekiyordum. Kız Erzurum’dan geliyordu. Nitekim 1 hafta sonra tekrar geldi. Bu defa daha bir afetti, kokusu, bacakları ve göğüsleri beni yeniden çıldırtmıştı. Birlikte öğle yemeği yemeyi teklif etti, derhal kabul ettim, Lokantaya gittik. Eşi de meslektaşmış ve Erzurum’da çalışıyormuş. Evleneli daha 23 ay olmuş, v.s, v.s anlatıyordu. Fakat ben gözümü bir türlü bacaklarından ve göğüslerinden alamıyordum. Bunun farkındaydı, ama o tanıttığı ilaç Erzincan’da kötü sattığı için, beni de kırmak ve kaybetmek istemediğinden pek umursamıyordu. “Bu akşam Erzincan’da Otelde kalacağım, mutlaka akşam yemeğini birlikte yiyelim.” dediğinde, ben zevkten 40 köşe olmuştum.
Akşamı zor ettim. Çok itinalı giyinip, kaldığı Otele gittim. Akşam yemeğinde alkol isteyip istemediğimi sordu. “Eğer sen alırsan ben de alabilirim.” dedim. Kabul etti, Rakı söyledik. Muhabbet muhabbeti açıyordu. Yine gözlerim hep bacaklarında ve göğüslerindeydi. Resmen yiyecek gibi bakıyordum ve bunu da saklamıyordum. Bu durum onu sıkıyor, ama pek belli etmek istemiyordu. O gün Otelde bir şirketin yemeği de vardı, kutlama gibi, hem canlı müzik, hemde eğlence gibi birşey düzenlemişler, herkes eğleniyordu. 2-3 dubleden sonra Mümessil hanım rahatlamaya başladı. Hatta 2-3 defa dansa kalktık. Dans ederken resmen kızı kucağıma almıştım, belli belirsiz yanaklarından öpüyor, kalçalarını hafif hafif okşuyordum. Sikim taş gibi olmuştu ve resmen amına baskı yapıyordu. Kız da yazacağım reçeteleri düşünerek sessiz kalıyordu. Yemekten sonra çok yorgun olduğunu, kusura bakmazsam artık uyumak istediğini söyledi. Mecburen kabullendim, ama bayağı bozulmuştum. Vedalaşıp ayrıldık.
Ben Otelden ayrılalı 15 dakika geçmeden telefon açtı, ‘Yemeklerden mi, alkolden mi bayağı rahatsız olduğunu, 321 nolu odada kaldığını, gelip kendine bakıp bakamayacağımı’ sordu. Körün istediği tek göz, Tanrı verdi çift göz! Koşarak, hatta uçarak Otele gidip, odaya çıktım. Kapıyı açtı, yine muhteşemdi. Tansiyonunu ölçtüm, sırtını dinlemek için elbisesini açmasını söyledim. Boydan elbise olduğundan, eteğini tutup, alttan ta yukarıya kadar sıyırdı. Tanrım! Kırmızı bir tanga ve sütyen giymişti! Başımın döndüğünü, nefes alamadığımı hissettim. Bu kadar yıldır böyle muhteşem bir fizik görmemiştim. Kaçaları yusyuvarlak ve taş gibiydi. Sırtından sonra kalbini dinlemek istedim. Göğüsleri, bu ince beline rağmen hiç abartısız benim başım kadar vardılar. Fakat dim diktiler. Meme uçları da dimdikti. Elimle muayene eder gibi iyice göğüslerini sıkmaya başladım. Müthiş zevk alıyordum.
Çok geçmeden o da zevk almaya başlamıştı. Elimle karnını muayene ederken, kasıklarına, biraz daha aşağıya, amına doğru indim. Muhteşem bir duyguydu. Kız daha fazla dayanamadı ve dudaklarıma bir yapıştı ki, dudakları ve ağzının içi alev alevdi. İnanamıyordum, kaç gündür hayallerimi süsleyen kadın artık benim olmaya hazırdı, göğüslerini, bacaklarını ve amını istediğim gibi kullanabilecektim. Dudakalarımız kenetlenmişken, ben bir taraftan sütyenini çıkarmış, meme uçlarını iyice ufalıyor, diğer elimi de tanga külotunun içine sokmuş, Klitorisini uyarıyordum. Elim kızın salgıları içinde kalmıştı, hiç bu kadar sulu bir am görmemiştim. Kız da beni soydu, resmen ayakta yiyiyordu beni. Dilimi ağzına almış somuruyordu. Ağzımdan yavaş yavaş aşağıya, göğüslerime, en son yarrağıma geldi. Yarrağımı ağzına aldığında ben zevkten uçuyordum. Ama o ne yalayış, nasıl somurmaktı! Kendimi tutamadım ve kızın ağzına olduğu gibi boşaldım. Menimi ağzından çıkaracak, kusacak diye beklerken, onca ayın birikmiş olan miktarın hepsini yaladı yuttu!
Sikim 5-6 ayın açlığıyla bir türlü inmemişti. Beni yatağa sırtüstü uzattı ve üzerime çıkarak, yavaş yavaş sikimi içine almaya başladı. Amı da en az ağzı kadar sıcak, hatta resmen yanıyordu. Yeni evli olduğundan, amı daracıktı, zorlaya zorlaya sikimin tamamını amına aldı. Üstümde zıplarken benim de ellerim bir memelerinde, bir kalçalarındaydı. Kız muhteşem sikişiyordu, hızlandıkça hızlanıyor, sikimin üstünde bir kalkıyor bir oturuyordu. Çığlıklar atıyor, göğsümü tırnaklarıyla adeta parçalıyordu. En sonunda titreye titreye, sarsıla sarsıla Orgazm’a ulaştı ve sikimi amından çıkarmadan iyice üstüme uzandı. Tekrar dudaklarımız birleşmiş, arzuyla tekrar öpüşmeye başlamıştık. Sikimi amından çıkarmadan, ben bu defa üste çıktım. Tekrar sikişmeye başladık. Kız resmen çıldırmış gibiydi, ben bulutlardaydım. Sikimi sokup çıkardıkça, kız çığlıklar atıyor, bu da beni daha da heyecanlandırıyordu. Kız bu defa omuzumda tırmalamadığı, boynumda ve göğsümde emmediği, morartmadığı bir yeri bırakmamıştı. O kadar zevklenmiştim ki, kızın o daracık amına hızlı hızlı pompalıyordum. Artık dayanamayacaktım, “Geliyorum!” dedim ve dememle birlikte, ikimiz de aynı anda, bağırmalarla, inlemelerle doyuma ulaştık!
Birbirimize o kadar sıkı sarılmıştık ki, 10 dakika bu durumda hiç hareketsiz kaldık. Ben o açlıkla doymak bilmiyordum, kalkınca o muhteşem fiziği ve yüzü görünce tekrar uayrıldım. Kızın kımıldayacak hali kalmamıştı, arkasını döndü. Ben de yavaş yavaş omuzundan başlayarak aşağıya, kalçalarına ve götüne kadar her tarafını yaladım arkadan. “Lütfen yapma ne olur!” diye inledi, ama sanki (Ne olur arkadan da sik beni!) diyordu. Önce parmağımla götünü yokladım, aşırı dardı. Yavaş yavaş kalçalarını ayırdım, sikimi götüne bastırmaya başladım. Birtürlü girmiyordu. Amına alttan elimi attım, aşırı uyarılan Klitorisi ile oynayınca elimden kaçmak için gayri ihtiyari götünü geri çekmesiyle, sikimin başının götüne girmesi bir oldu. Hiç kımıldamadan bekledim. Götü sikimi öyle sıkıyordu ki, sikim zonklamaya başladı. Sikim içindeyken bana doğru dönmesini istedim. Yavaşça döndü, bacaklarını iyice kaldırdı. Ben de amını siker gibi üstüne yattım ve öpüşmeye başladık. Öpüşme değilde sanki birbirimizi yalıyorduk.
Sikimi yavaş yavaş götüne koymaya, içine iyice sokmaya başladım. O da zevk almaya başlamıştı belliydi, yine zevk çığlıkları atmaya, inlemeye başladı. Ben de yavaş yavaş götüne girip çıkıyordum. Kız inleyip, “Biraz daha sok! Biraz daha hızlı!” diyordu. Hızlandım. Artık uçmaya başlamıştık. Müthiş zevk alıyordum. Biryandan da Klitorisine elleyince o da zevketen çıldırıyordu. Yine ikimiz aynı anda boşaldık. Tüm döllerimi götüne boşalttım iyice. Öpüştük, öpmeye doyamıyordum. Tekrar sikişmek istiyordum, ama sikim kalkmıyordu. Biraz dinlendik sonra tekrar sikiştik. Yeniden dinlendik, sikiştik. Böylece sabaha kadar sikiştik. Sonra birbirimize sarılarak uyuduk. Ertesi gün kalktığımda savaştan çıkmış gibiydim, her tarafım çürük, yara bere içindeydi. Tabi kızın da benden kalır yanı yoktu…
Kızla 2 yıl karı koca hayatı yaşadık. Ona gerçekten aşık olmuştum. Aradan 10 yıla yakın bir zaman geçmesine rağmen, onu hatırladıkça halen kalbim deliler gibi çarpıyor!
331 notes · View notes
adulthikayeler · 6 years
Text
Doktor Beni Zorla Siktikten Sonra Yaşadıklarım
Önceki Hikayemde anlattığım, Konya’da Doktorun beni zorla sikip kızlığımı bozması olayından sonra, herşey bambaşka bir hal aldı. İnanın ki dışarıdan dünya yakışıklısı, çok anlayışlı ve normal görünen, o ilk gördüğümde hayran kaldığım adamı tanıdıkça korkmaya başlamıştım. Yaşadıklarımızdan sonra, son günlerde hayatı ve Konyayı bana zehir etti. Psikopatın teki çıktı. Ve ben artık bunalmış bezmiştim. Ailemle konuşup İstanbul’daki ablamla kalmak istediğimi söyledim. Ablam da İstanbul’da Polis. Annemlerde zar zor kabul ettiler. Okul kaydımı dondurttum ve İstanbul’a gittim. Doktor ise bu duruma çıldırmıştı resmen, beni telefonda sürekli tehdit eder oldu, “Dönmezsen ailene herşeyi anlatırım!” diye. Halen de ediyor, ama anlatamayacağını bildiğim için rahatım. Şuan 3 aya yakındır İstanbul’da ablamın yanında kalıyorum ve evli bir adamla sikişiyorum! Evet buna kendim bile inanmıyorum, ama bunu yapıyorum. Olayların nasıl geliştiğini size anlatmak istiyorum:
İstanbul’a geldikten sonra bakireliğini kaybetmiş bir kız olarak çok üzüntülü, bir okadar da azgındım. İstanbul’a geldim ablam beni Havaalanından aldı ve direk eve gittik. Apartmandan girdik, yukarı kata çıkarken ablamın alt dairesinin kapısı açıldı ve 1.80 boylarında, kumral, ela gözlü, hafif iri ve biraz da göbekli, hoş denilebilecek bir adam çıkıp, selam verdi ablama. Bana da sadece gülümsedi. Adam çok etkileyiciydi, bana gülümsemesi çok hoşuma gitmiş, nedense birden ısınmıştım adama. Neyse yukarı çıkıp ablamla hasret giderdik. Yemek yerken ablama, “Abla o adam kimdi?” dedim. Ablam da, “Komşu işte kim olcak, adı Rıdvan, 38 yaşında. Liseye giden bir kızı var. Karısı da çok Nemrut, çirkin, kimse sevmez. Adamı aldattığı söyleniyor, evlilikleri sıfırlanmış ama herkese mutlu rolü oynuyorlar!” dedi. Çok şaşırmakla birlikte, yalan yok, adamın haline de çok üzülmüştüm.
Aradan bir hafta geçti kızı Leyla ile tanıştık. Leyla kafa dengi bir kızdı, samimi olduk bayağı. Lise sona gidiyormuş. Ablam evde yokken Leyla’yı bize çağırıyordum, saatlerce muhabbet ediyorduk. Ben onlara gitmiyordum, çünkü annesi gerçekten asık yüzlü, çok çirkin, Nemrut bir kadındı. Leyla’yı bize çağırmaya gittiğimde kapıyı bazen babası (Rıdvan) açıyordu ve her seferinde bana çok tatlı bakıyordu. Bu da benim içimi eritiyor, azdırıyordu beni. Açık açık belli etmese de, beni sikecek gibi bakıyordu. Adam beni çok etkiliyordu, ben de onu kudurtmak için göğüs dekolteli şeyler ve şortlar ile gidiyordum. Bir yandan da Doktor beni taa Konyadan rahatsız edip, “İstanbul’da bir halt karıştırsan seni öldürürüm!” diyordu. Sinir oluyordum bu duruma.
Birgün Leyla beni evlerine çağırdı, “Annem babam yok, gelsene.” dedi. İndim. Leyla’nın odasına girdik, yatağına oturduk. Sohbet, hoş beş derken, konu sekse geldi. Leyla, samimiyetime güvenerek, bana tüm sırlarını anlatıyordu. Bugüne kadar birkaç kere arkadan sikişmiş ve birkaç kere de ağzına almış, “Halen Bakireyim, ama yanıyorum!” dedi. Bana hiç sikişip sikişmediğimi sorduğunda, anlatmak istemsem de anlattım biraz, “Evet sikiştim, yani Bakire değilim!” dedim, ama zorla sikildiğimi falan anlatmadım, üstü kapalı geçiştirdim. Leyla da, “Offf of! Ne kadar şanslısın! Bense kendi kendimi tatmin etmek zorundayım! Çok merak ediyorum, sen de kendini tatmin ediyormusun, nasıl tatmin oluyorsun, birşeyler sokuyormusun, nasıl olsa bakire değilsin?” dedi. “Hayır birşey sokmuyorum, şuana kadar herzamanki gibi tatmin oldum, elimle okşayarak.” dedim. Leyla da, “Ben senin yerinde olsam, hoşuma giden her erkekle sikişirdim valla!” dedi. Fena olmuştum o böyle söyleyince, amımın kıpır kıpır olduğunu hissettim. Utanmasam hemen o anda amımla oynayacaktım…
Leyla birden, “Off yaa, azdım yine!” diyerek, benim şaşkın bakışlarım eşliğinde, elini eşofmanından içeri soktu ve amını kurcalamaya başladı! Kıza bak be, gözümün içine baka baka, karşımda amını okşuyordu! Beni de azdırdı, ben de dayanamadım, ben de elimi şortumdan içeri soktum, ben de amımı okşamaya başladım! Leyla bukadarla da kalmadı, eşofmanını ve külodunu bir çırpıda çıkardı ve amını öyle okşamaya başladı. Bana, “Hadi sen altını soyunup öyle yap!” dedi. Nedense çok heyecanlanmıştım, ikiletmeden ben de şortumu ve külodumu çıkardım ve amımı okşamaya başladım. Derken Leyla beni birkez daha şaşırttı, yanıma yaklaştı ve dudaklarımdan öpmeye başladı! Resmen şoka girmiştim ve hiç itiraz edemiyordum! İşin garibi, hoşuma da gitti hani. Çok değişik ve heyecanlı bir duyguydu. Üst kısımlarımızı da soyunduğumuz farkına bile varmadan, Leyla beni yatağa uzatarak, üzerime çıktı ve göğüslerimle oynamaya, onları yalayıp öpmeye başladı. Eliyle de amımı okşuyordu. Ben gözlerimi kapamış, müthiş zevk alıyordum. İlk defa bir kızla böyle birşey yaşıyordum…
Tam Orgazm olup boşalacağım sırada, Leyla üstümde birden hareketsiz kaldı. Devam edecek diye bir iki saniye bekledim, daha doğrusu devam etmesini umdum. Devam etmeyince gözlerimi açtım ve Leyla’nın sırıtan suratıyla karşılaştım, “Yok öyle hanımefendi! Sen de bana yapacaksın!” dedi ve üstümden inerek yanıma sırtüstü yattı. Sanki Hipnotizma altındaymışım gibi dediğini yaptım. Kendime inanamıyordum ve ben de onun göğüslerini öpüp yalamaya, amını okşamaya başladım. Kısa bir süre sonra da 69 olduk Leyla ile. İlk önce o benim amıma değdirdi dudaklarını ve dilini. O ıslak dili amıma girip çıktıkça zevkten uçacaktım nerdeyse. Leyla arasıra amımı yalamaya ara verip, “Sen de benimkini yala!” diyor, amını suratıma bastırıyordu. Çok garip duygularla, çekine çekine, dilimi hafifçe değdirdim Leylanın amına. Aslında hiç yapmak istemiyordum, ama ben yalamayınca, o da benim amımı yalamaya ara veriyor, beni çıldırtıyor ve böylelikle beni yalamaya zorluyordu. Sonunda gözlerimi kapayıp, ben de onun amını yalamaya başladım!
Sonra Leyla yastığın altında sakladığı Dildo’yu çıkardı, ağzına sokup ıslattıktan sonra, benim amıma soktu. Hem Dildo’yu bir yarak gibi sokup çıkarıyordu amıma, hemde yalıyordu amımı. Ve çok geçmeden ben bağıra bağıra Orgazm oldum, boşaldım. Leyla durmuyor, devam ediyordu Dildo’yu amıma sokup çıkarmaya ve beni zevkten çırpındırmaya. “Yeter! Yeteeerrr! Bittim!” diye bağırıyordum resmen. Kızın altından zor kurtuldum valla. Leyla beni Orgazm’a ulaştırdığı için kendisiyle gurur duyuyordu adeta. Ama suratını buruşturarak, “Ee, ben ne olacam?” dedi ve elindeki Dildo’yu salladı. Anlamıştım, benim de ona sokmamı istiyordu, “Kızım sen Bakire değilmiydin?” dedim. “Amıma sokmayacaksın ki!” diyerek çekmeceden Bebe yağını çıkardı verdi elime. Dildo’yu da ağzına sokup yaladıktan sonra elime tutuşturdu ve dörtayak pozisyonuna geçti. Götüne sokmamı istiyordu! Meğer Dildo’yu o iş için temin etmiş, Bakire olduğu için hep götüne sokuyormuş! Dildo’yu ve götünün deliğini yağladıktan sonra, sokup çıkarmaya başladım. Kısa süre sonra, “Daha hızlı, daha hızlı!” diye inlemeye başladı. Ben de daha hızlı sokup çıkarıyordum götüne. “Amımı da elle, amımla da oyna!” deyince bir elimi de amına attım. Amı sırılsıklamdı. 2 dakika sonra o da Orgazm olup boşaldı! Ama ne boşalma, işiyor sandım! Demek ki götten de böylesine zevk alınıyormuş!
Biraz soluklandıktan sonra üstümüzü giyindik. Leyla pencereyi açtı, çekmesecine sakladığı sigara paketini ve kültablasını çıkardı, pencereden sarkarak birer tane sigara içtik. Halen inanamıyordum, ikimiz de Lezbiyen değildik, ama birbirimizle sevişmiştik. Leyla’nın dediğine göre, bu onun için de ilk defa oluyormuş, pek inanasım gelmedi ama, neyse. İkimiz de bayağı rahatlamıştık. Ordan burdan konuşurken, Leyla’ya anne ve babasının seks hayatlarını sordum, özellikle babası hakkında bilgi edinmek için. Leyla da, “Sana bir sır daha vereyim…” diyerek başladı ve “Ben eskiden annem ve babam sikiştikleri zaman gizlice izlerdim! Annem babamı hiç mutlu edemez sikişirken, babamın üstüne çıkıp bir iki zıplıyor, o kadar! Babam da sadece annemi amı olduğu için sokup rahatlıyor. Bir de, babam annemi sikerken çok küfür eder, ‘Amına koduğum’ falan der! dedi.
Anne ve babasının bu anlaşmazlığı geçmişten geliyormuş aslında. İkisinin de sevdiği başkaymış, bunları zorla evlendirilmişler. Kadın çok çirkin zaten. Leyla devam etti, “Biliyormusun, babamın siki kalın ve uzun, annem buna rağmen babamla sikişmekten neden zevk almıyor bilmiyorum. Ama annem olacak o orospu başkalarına da veriyor, sağdan soldan duyuyorum hep!” dedi. Leyla bunları anlatırken ben tabii babasının o hafif çıkık göbeğinin altındaki kocaman yarağına oturmak için can atıyordum, “Babanın siki gerçekten çok mu büyük kız?” diye ağzımdan kaçırmışım. Leyla da bir an durdu ve bana şöyle bir baktı, “Ne o kız babama mı sulanıyorsun yoksa?” dedi. Nasıl utandım, “Yok valla, öylesine sordum…” dedim. Ama Leyla ne anasının gözü, yutmadı tabii, “Hadi hadi, sanki anlamadım, bal gibi de sulanıyorsun, çocuk avutma!” dedi. Ben konuyu kapatmaya çalıştıysam da, Leyla üstüme üstüme geldi, sıkıştırdı beni, “Kızım aynı durumda olsaydım, ben senin babanla sikişirdim valla! Babamla sikişmek istiyorsan yapabilirsin, benden sana müsade!” dedi. “Kızım saçmalama yaa!” dedim, ama istiyordum aslında. “Valla sikişebilirsin, hatta ben babama söylerim!” dedi. “Yaa kızım saçmalama, annen ne olacak?” dedim. “Annemi takma, onun aklı fikri başkalarının yarağında!” dedi. “Neyse, sonra konuşuruz!” deyip, gitmek için kalktım. Tam o sırada kapı açıldı babası geldi. Yine o beni eriten bakışlarını fırlatarak, “Hoşgeldin Nihan.” dedi. Dikkatimi çeken şey bana hiç ‘Kızım, evladım v.s.’ demiyordu. Artık emindim ki, o da beni deli gibi istiyordu…
2 gün sonra yine indim Leyla’lara, Leyla ile anlaşmıştık, alışverişe gidecektik. Kapıyı babası açtı ve Leyla’ya sesleni. Leyla geldi, çıkarken, babası, “Nihan bana numaranı ver, Leyla’nın telefonu bende, o cezalı, birşey olursa senden ararım!” dedi, ben de verdim. O an numaramı verirken hiç aklıma birşey gelmemişti. Biz Leyla ile çıktık, çarşı pazar gezdik. Leyla’ların bir akrabasının dükkanına da uğradık. Benim beğendiğim bir tişörtün bedeni yoktu, sipariş verdiler, akşama gelir dediler, ama biz beklemedik eve döndük. Gece geç saatte odama çekildim, yatağımda uzanıyorum, telefonum çalmaya başladı. Açtım arayan Leyla’nın babası Rıdvan’dı. “Evet buyrun?” dedim. Biraz önce gelirken dükkana uğradığını söyledi, “Beğendiğin tişört gelmiş, onu haber vermek istedim.” dedi. “Bu saatte bunun için mi aradınız?” dedim güldüm. Baktım ki ilgili ve yakın konuşuyor, başladım telefonda cilve yapmaya. Konu seks değildi, ama cilvemi sezmişti. Ben de onu iyice tahrike başladım. Derken bunun nefes alış verişleri, ve sesi değişti. Bir an ikimiz de sessiz kalınca, “Alo, telefondamısınız halen?” diye sordum. Birden damdan düşer gibi, pat diye, “Evet telefondayım, yarağımı çıkardım ve ovuyorum, kucağıma gelsene!” dedi.
Orospu Leyla, (babasının el koyduğu telefonunu geri alabilmek için) söylemiş, bakire olmadığımı ve onunla sikişmek istediğimi! Rıdvan, “Ben de seni arzuluyorum ilk günden beri!” dedi. Şok olmuştum, ama bu benim de istediğim birşeydi ve başladık biz telefonda seks yapmaya. Tanrım çok heyecanlıydı, 2 saate yakın telefonda seks yaptık. Ben bir kere boşaldım, o ise 2 kere boşaldı. Ama resmen telefonda böğürüyordu boşalırken. Bu sonraki günlerde de devam etti, geceleri geç saatlerde arıyordu hep ve telde seks yapıyorduk. Karşılaştığımızda hep yanımızda birileri oluyordu, ozaman da bakışlarıyla sikiyordu beni. Fırsat bulduğu zaman da sürtünüyordu. Sadece bir keresinde, onlardaydım, evde Leyla vardı, karısı yoktu, Leyla’yı Bakkala kola almaya gönderdiğinde ağzıma verdi. Onda da Leyla çabuk dönü. Bir türlü fırsat çıkıp ta o yarağını yiyemiyordum…
Ablam evde olduğu birgün, akşam onları ailece bize çaya çağırdı, “Sen Leyla ile vakit geçir, ben de bir tanışmış olurum kadınla iyice.” dedi. Akşam geldiler. Benim gözüm Rıdvan’da, onunki de bende, beni gözüyle sikiyor resmen. Anlayacaklar diye korktum. Leyla benim odamda PC ile ilgilenirken, ablam da Nemrut kadınla sohbet ediyordu. Ben mutfakta çay dökerken birden Rıdvan geldi arkamdan ve götümü okşayıp, ensemi boynumu öpmeye başladı. “Yapma, görecekler!” dedim. O da, “Seni bugün sikecem!” diyerek içeri gitti. Kudurmuştum resmen! Neyse sohbet geç saatlerde bitti, kalkıp evlerine gittiler.
Vakit epeyce geç olmuştu, ablam yatmaya gitti, ben de odama gittim, soyundum, yattım. Bir saat sonra Rıdvan’dan mesaj geldi. Mesajda, “Karımın çayına 2 tane uyku ilacı attım, yarın geceye kadar uyanmaz, 10 dakika içinde sessizce eve al beni, yeter artık sikeyim seni!” diyordu. Kızdım ona, “Nasıl olacak o dediğin?” diye mesaj attım. Ama bir baktım ki ablam çoktan sızmış yatakta. Ee, amcığım da yanıyor, “Gel hadi!” diye mesaj attım ve dışkapıyı aralayıp beklemeye başladım. Dediği gibi birkaç dakika sonra geldi, sessizce odama aldım. Ablamın odasına giderek, ablamı uyandırdım, “Ağda yapacağım ve telefonda sevgilimle konuşacağım, beni rahatsız etme!” dedim. Ablam da, “Tamam ya, nezaman rahatsız ettim seni, bırak ta uyuyayım!” dedi ve kulağına müzikçalarını tekrar takıp yattı.
Odama girdiğimde Rıdvan çoktan pantolununu indirmiş, o kocaman yarağını eline almıştı bile. Hemen odamın kapısını kilitleyip, sikini emmeye başladım. 2-3 dakika içinde sessizce böğürerek ağzıma patladı, döllerini yutturdu. Fakat siki halen kazık gibi duruyordu. Beni yatağa yatırıp, “Yeter artık amına koyacam senin! 3 aydır amcık sikmiyorum, benim Orospu karı vermiyor!” dedi ve amımı yalamaya başladı. Sonra sikini amıma öyle bir soktu ki, sessizce derin bir, “Ohhhhhhh!” çektim. Bu başladı amcığıma pompalamaya. Sikerkende, “Ohh çok darmış, sikimi koparacak, yıllardır sikmedim böylesini, amına koduğumun Fahişesi, Kahpe!” dedikçe nasıl tahrik oluyordum. Yüksek sesle bağırmak, inlemek istiyordum, fakat ablamı uyanır korkusuyla ses çıkarmadığım için deliriyordum resmen. Rıdvan beni sikerken bir kere Orgazm oldum. Sonra o sırtüstü yattı ve “Hadi üstüme otur bebeğim!” dedi. Üstüne çıktım ve yarağını yavaş yavaş amcığıma yerleştirdim ve başladım zıplamaya. O yarağı yedikçe yiyesim geliyordu. Rıdvan ise altımda kendinden geçmişti, gözleri kapalı bir şekilde alttan pompalıyordu. Beni bir kez daha Orgazma ulaştırdıktan sonra, bir anda altımdan kalkıp beni domaltıp, arkadan amıma girdi, saçımı tutarak sikmeye başladı. Resmen köpekler gibi sikişiyorduk. Yarım saat beni sikti, sonra hafif bir iniltiyle içime patladı ve bir süre öylece kaldı arkamda. Sonra beni öptü ve “Yarın görüşürüz bebeğim!” diyerek giyinip, ablam duymadan gitti.
İnanılmazdı, evli bir adamla böylesine sikişmek, o yarağı yemek, ablam evdeyken, ablamdan gizli bütün bunları yaşamak harikaydı! Şimdi haftada bir iki gün, bir şekilde fırsatını yaratıp sikişiyoruz Rıdvan’la. O muhteşem yarağı yemeyen sürtük karısının hiçbirşeyden haberi yok. Haberi olsa da farketmez, zaten kocasını sevmiyor. Ama kocası bana deli gibi aşık, kızına ne alırsa bana da alıyor, ne dersem yapıyor. Ben de mükafat olarak, kaşla göz arasında, ağzımla boşaltıyorum onu.
İşte böyle arkadaşlar, asla yapmam, yapamam, başıma gelmez dememek gerekiyormuş. Şu son bir senede, aşkı da, acıyı da, zorla sikilmeyi de yaşadım, hayatımda ilk defa bir kızla Lezbiyen sevişmeyi de. Şimdi de, babam yaşında evli bir erkekle sikişiyorum, onun metresi gibi.
331 notes · View notes
adulthikayeler · 6 years
Text
Üniversite Öğrencisi Komşumun Damarlı Yarrağı
Merhaba saygıdeğer Sikiciler, öncelikle hepinizin kalkmış yarraklarından öpüyorum. İsmim Melike, 22 yaşındayım. Teyzemin oğluyla daha 16 yaşımda zorla evlendirildim. Kocam (Teyzemin oğlu) kendi halinde, içine kapanık, pısırık ve yakışıklı sayılmayacak bir tiptir. Evlendim ama hiçbir şekilde mutlu değildim. Kocamdan boşanmak istememe rağmen bu imkansızdı, aile baskısından ve arada akrabalık ilişkisi de olduğundan dolayı. Mecburen 5 seneden fazla herşeye katlandım. Fakat bu durum, oturduğumuz dairenin karşısındaki (sahibi olduğumuz) diğer dairemize bir grup Üniversite öğrencisi taşındıktan sonra değişti. Üniversite öğrencileriyle yaşadığım, anlatacağım bu olay bundan 2 hafta önce başıma geldi.
6 ay önce taşınan 5 tane Üniversite öğrencisinin hepsi de hemen hemen benle yaşıttı ve kocama göre hepsi çok yakışıklı delikanlılardı. Bana Evsahibi ve Yenge gözüyle baktıkları için, aramızda bir süre yakınlaşma olmadı. Birgün bunların evine gittim, “Yemeğiniz var mı? Temizliğe falan ihtiyaç var mı?” diye sordum. Onur isimli içlerindeki en yakışıklı genç, “Sağol abla!” dedi. Ben de, “Ne ablası? Sen kaç yaşındasın?” dedim. Bana “24” deyince, “Ben de 22 yaşındayım, bana abla deme, ismim Melike!” dedim. Bana, “Tamam o zaman Melike, evin biraz temizliğe ihtiyacı var.” dedikten sonra yanındaki arkadaşına (ben duymayım diye) fısıldayarak, “Aslında bizim aletlerin de güzel bir temizliğe ihtiyacı var!” dedi ve sessizce gülüştüler. Ben bunu duymuş ve ne demek istediğini anlamıştım, fakat bozuntuya vermedim. Derken diğer arkadaşları geldi, aralarında hep (ben duymayayım diye) fısıldaşarak konuşuyorlardı. Benim hakkımda konuştuklarını anlayabiliyordum, fakat ne konuştuklarını duyamıyordum. Artık ne konuşuyorlarsa? Ben ortalığı temizledim, bunlara birde yemek yapıp ordan ayrıldım. Eve gittiğimde gerizekalı kocam nerdeydin diye bile sormadı.
O günden sonra Onur’la her karşılaşmamızda sürekli uzun uzun bakışıyorduk. Gerçi fazla konuşmuyorduk, komşulardan biri görür diye. Ama Onurun bana bakışlarından, beni o anda oracıkta ayakta sikmek için can attığını hissedebiliyordum. Benim durumum da pek farklı değildi aslında, Onur’u nezaman göresem amım kabarıyordu hemen. Hatta ve hatta, kocamla sikişirken gözlerimi kapayıp, beni Onur’un siktiğini hayalliyordum. Artık kocamın o ufak ve erken boşalan sikinden usanmıştım ve kendimi Onur’a siktirmeyi kafama koymuştum. Yine birgün kocam işe gider gitmez, ben de evden çıkmış ve Onur’lara gitmiştim. Onur kapıyı açar açmaz hiçbirşey sormadan içeri daldım. Onur gülerek, “Hayırdır Melike?” diye sordu. Bense hem heyecanımdan hem utancımdan ne yapacağımı şaşırmıştım. Aslında birden ve hiç birşey düşünmeden, (Onur beni sik!) demek istiyordum, ama utandım diyemedim. Onur beni öyle heyecanlı görünce, “Otur soluklan!” dedi. Oturdum, o da yanıma oturdu. Onurun dudaklarına yiyecekmişim gibi bakıyordum.
Onur, hızlı hızlı nefes almalarıma dayanamamış ve bana yapışmıştı. Tanrım, heycandan ölecektim. İlk başta çok aceleciydi, sonradan yavaş hareket etmeye başlamıştı. İnanırmısınız, 6 yıllık evli olmama rağmen ilk defa öpüşüyordum. Onur dudaklarımı morartırcasına öperken, amımın suları çoktan akmaya başlamıştı bile. Onur sonra üzerimdeki basma eteğimi çekti ve çıkardı. Paçalı donumu görünce benle alay etti. Ben buna çok sinirlendim ve “Al bakıyım içerisindeki gör!” diyerek donumu çıkardım. Bunu yapınca kendimi iyice Orospu gibi hissetmeye başlamıştım. Dudaklarımı öpmeyi bırakıp kaymak gibi amıma dayadı dudaklarını. Bugün kendimi siktirmeyi kafaya koyduğum için, dünden amımın kıllarını traş ederek, pırıl pırıl etmiştim. Onur’un dili amımda gezdikçe çıldırcak gibi oluyordum. Kendimi tutamayıp Onur’un ağzına boşalmıştım. Amımın sularını yalarken, artık ben, “Sok artık! Sik beni artık!” diye yalvarmaya başladım…
Onur ise, “Dur hele acele etme, sakin ol! Merak etme senin o yarrak yemek için yanan amın götün dümdüz olacak bugün! Aylardır bu anı hayal ederek az mı 31 çektim Orospu!” dedi. Bu söyledikleri beni acaip tahrik etmişti ve iyice azmıştım, amımın suları adeta şelale olmuş akıyordu. Onur sonra üzerimdeki bluzümü ve südyenimi de çıkartıp, göğüslerime daldı. Göğüslerimi deli gibi yalayıp emerken, ben ter içinde kalmıştım, terlerimi bile yalayıp yutuyordu. Sonra kendisi de yavaş yavaş gömleğini ve pantolonunu çıkardı. Soyunurken beni yalamayı da ihmal etmiyordu. Külodunu da çıkarınca, hep merak ettiğim o müthiş an geldi, o mis gibi mor kafalı, gövdesi damarlı, oldukça büyük ve kalın, kıllı sikini (sik demek haksızlık olur) yarrağını görünce dayanamdım hemen ağzıma aldım. Yarrağını sanki elimden alacaklarmış gibi yalıyordum. “Biraz yavaş!” diye beni uyardı, bense kendimi kaptırmış o kocaman yarrağı somurmaya devam ediyordum. “Yavaaşşşşş dedim!” diyerek birden ağzıma fışkırdı!
Boşaldıkça döllerini yutuyordum. Boşalması bitince, “Çok acele ettin amına koyum!” diyerek odadan çıktı. Biran, üzüldüm sikişemedik diye. Ama esas eğlence şimdi başlıyordu, ben tam toparlanmak üzereyken bütün ev ahalisi çırılçıplak, sikleri ellerinde kalkık birşekilde içeri geldiler. İçlerindeki küçük sikli Hasanı kovdurdum ve ona vermedim, oldum olası ona gıcık oluyordum. Ama Onur da, Ufuk ta, Mustafa da, Serkan da beni hoyratça siktiler, amımı dağıttılar. Sıra götüme gelmişti, ama nasıl olacaktı bilmiyordum, hiç götten siktirmemiştim ve korkuyordum işin doğrusu, kalkıp gitmeyi düşünüyordum. Ama götümü sikmeden bırakmadılar. İkisi kollarımdan yapıştı, biri ağzıma verdi ve Onur da arkama geçerek, o koca damarlı yarağıyla, beni bağırta bağırta, zorla, götümün açılışını yaptı. Sonra dönüşümlü olarak, diğerleri de sırayla zorla götümden siktiler. Ogünden sonra bir hafta tuvaletimi tutamadım, ama değerdi! Artık kocama amdan bile vermiyorum, çünkü dört tane büyük yaraklı sikicim var, onları çok seviyorum!
200 notes · View notes
adulthikayeler · 6 years
Text
Köylü Güzeliydim Sikişken Masöz oldum
Hayatımın hikayesini okuyacak olan tüm beylere ve bayanlara merhaba. Namuslu ve eşini seven bir bayan olarak nasıl yoldan çıktığımı, kendimi, herşeyimi anlatacağım sizlere. İsmim Leyla. 25 yaşında, 5 yıllık evliyim. Aslen Anadolunun bir köyündenim. İşçi bir ailenin kızı olarak zar zor Liseye kadar okudum. Üniversiteye gidemedim. Çevremdeki en güzel, en dikkat çekici kız olduğum için babam ve abilerim “Seni biran önce evlendirelim, başımız belaya girmesin!” diyerek, köyden bir komşumuzun İstanbulda çalışan oğluyla, görücü usulüyle evlendirildim. Evlendiğimde 20 yaşındaydım. Kocam benden 10 yaş büyük, dünya iyisi bir insandır, İstanbulda bir konfeksiyon atölyesinde Ramoyözcü olarak çalışıyordu. Bana hep, “Senin gibi güzel bir kızı ancak rüyalarımda görürdüm, benimle evlendiğin için sağol Leylam!” deyip dururdu. Hatta “Gel bıraktığın tahsilini devam ettir, ben sana destek olurum!” diyerek hep bana destek olmuştur.
Kocam evini hiç ihmal etmez. İçkisi ve kumarı da olmayan kocamın, maalesef işleri hiç yolunda gitmezdi. Konfeksiyon piyasası kötü olduğundan, bir hafta çalışsa, iki hafta evde otururdu. Bu durum birkaç yıl devam etti. Düğünde takılan takılar bitmiş, bakkala kasaba ve manava borç yığılmıştı. Evsahibimiz ödenmeyen kiralardan, “Artık çıkın!” diyor, kocam elden aldığı borçları ödeyemediği için, Kahveye çay içmeye bile çıkamıyordu. Ailelerimiz de fakirdi, 3 kuruş destekleri olmuyordu. Kocama kaç kere, “Bırak çalışayım!” dediysemde bana, “Hayır karıcım, çok güzelsin sana kıyamam!” deyip erteliyordu. Zor ve sıkıntılı günlerde güzellik para etmiyordu malesef. O sıralar üst kat komşumuz Kezban abla bana hep, “Kızım bak zor durumdasınız, ne olacak bu haliniz, parasızlıktan perişansınız, ben konuşayım kocanla, sana bir iş bulalım!” diyerek zar zor kocamı ikna etti. Kezban teyze kocama, “Kızım Oya’nın çalıştığı muhasebe bürosunda hep eleman arıyorlar, yolu yemeği ve sigortası var, gel he de, Leyla çalışsın. Hem patronları kadın, çok iyi insan, iyi de maaş veriyor!” deyince Kocam boynunu bükerek, “Peki!” dedi.
Kezban teyzenin kızı Oya kendi halinde sessiz bir kızdı, aynı yaştaydık, oldukça güzeldi, çok talibi vardı ama hiçbirini istemiyordu, mahalleden kimseyle görüşmezdi. Kezban teyzelerin durumu da pek iyi olmamasına rağmen, her ay evlerine yeni bir şey alırlar, Oya nın çantasında hep tomarla para olurdu. İlk önce Oya beni işyerine götürmek istemedi, “Bugün patron yok.” gibi bahaneler uydurdu. Sonra birgün evde Kocamla otururken, Kezban teyze zili çalıp, “Kısmet ayağınıza geldi, Oya patronuna senden bahsetmiş, Türkan hanım arabasıyla seni görmeye gelmiş, bizdeler, al kocanı gel!” dedi. Kocamla şaşırmıştık, patron ayağımıza kadar gelmişti. Dünyada ne iyi insanlar var deyip koşarak yukarı çıktık. Apartmanın girişinde şöförlü son model bir araba duruyordu. Kezban teyzelere girince, havalı mı havalı, 40’lı yaşlarda patron Türkan hanımı gördük. Çok cana yakın, çok samimi bir insan olarak karşıladı bizi. Çok ta açık sözlüydü, “Leylacım, Oya nın bahsettiğinden çok çok daha güzel çıktın, kocan kıskanmakta haklı. Ama biz muhasebe işi yapıyoruz ve hep bayan bayana çalışıyoruz. Sen de Lise mezunuymuşsun, işi çabuk öğrenirsin. Sana masrafların haricinde başlangıç olarak 2.000 TL aylık verecem, memnun kalırsam zam da yaparım.” dedi.
Kocamla inanamamıştık. Bu parayı Kocam 3 ayda kazanamıyordu. Ayrıca Türkan hanım, “Al sana 5.000 TL avans, durumunuzu biliyorum, borçlarınızı ödeyin. Maaşından 250 TL her ay keserim!” deyince, kocam Türkan hanımın ellerine kapanıp, “Sağol ablacım!” diyerek çok mutlu olmuştu. Türkan hanımsa kocama, “Kalk kalk, önemli değil! Ancak bir koşulum var, benimle çalışan bayan muhasebecilerin nerdeyse tamamı evli, hepsinin de kocaları çok kıskanç, o yüzden bir karar aldım, kimsenin kocası işyerini gelip ziyaret etmiyor, sen de gelmeyeceksin, hatta müşterilerle bile sadece ben ilgilenirim, namusa çok önem veririm, ona göre!” dedi. Kocam da, “Aman ablam, muhitinize bile uğramam, Leylam size emanet!” dedi. Ordan ayrılıp evimize vardığımızda kocam bana, “Helal kadına! Heeyt beee, tüm borçları kapatacağız, çok mutluyum, sen de namuslu bir yerde çalışacaksın, kadın artist gibi havalı, ama nekadar namuslu! Oh ya, oh ya!” diye sevinçten kudurmuştu.
Ertesi gün Oya sabah 9’da beni evden aldı, Mecidiyeköye gitmek için yola çıktık. Ben tam Minibüse el etmişken, Oya, “Saçmalama!” deyip Taksi çevirdi ve bana, “Merek etme patron veriyor, her gün Taksiyle gidip geleceğiz!” dedi. Aptallaşmıştım ama renk vermedim. Mecidiyeköye gelince büyük bir binanın önünde durduk. Asansörle iş yerine çıktık. İçeri girince gözlerime inanamadım! Yarı çıplak bir sürü kadın ve bir sürü erkek ortalarda gezişiyordu, etraf uygunsuz resimlerle doluydu! Şaşkınlığım geçmeden hemen Oya beni Türkan hanımın odasına soktu. Türkan hanım, “Hoş geldin Köylügüzelim!” diye gülümsemeyle karşıladı. Yine samimiydi, ama korkmuştum. Bana, “Gel gel otur, şimdi gerçekleri konuşalım! Oya 3 yıldır benim yanımda, ailesi onu muhasebeci olarak biliyor, bana senden bahsetti, sen gerçekten çok güzel, elllenmemiş bir çiçeksin, biz burda masaj salonu işletiyoruz, bir sürü zengin müşterimiz var, masaj başına 100 TL alıyoruz, bunun 25 TL’si zaten direk senin!” dedi.
Türkan hanım soru sormama, nefes almama bile fırsat vermiyor, konuşmasına devam ediyor, hayalini bile kuramayacağım paralardan bahsediyordu. “Bak Leylacım…” diye devam etti, “Günde en az 10 masaj yaparsın, tabi bu standart elle yapılan (31 çektirme) masaj fiyatı. Sakso, yani adamın sikini ağzınla rahatlatırsan, fiyat 2 katına çıkıyor, senin hakkında 50 TL’ye. Bir de amına götüne sokturur, adamın sikini rahatlatırsan 400 TL, yani sana bir yüzlük. Düşün, günde 1.000 TL kazanabilirsin! Heee, bir de çek muameleni, el masajını da, al taşakları yala, ne bileyim, sakso çalarken affetme, ısır, öp siki, yut dölü spermi, kucakta zıplarken inle, cilve yap, içine patlattır, bak ne ekstra bahşişler alırsın, onların hepsi senin!” dedi. Şok olmuştum, duyduklarıma inanamdaım, “Türkan hanım ne diyorsunuz? Ben bunları nasıl yaparım? Kocamdan başka el değmedi elime, hatta onun sikini bile görmedim, hep karanlıkta seviştik. Kocamı çok seviyorum, nasıl yaparım? Kesinlikle olmaz, hayatta yapamam!” deyince, Türkan hanımın o melek gibi yüzü asıldı ve “Tamam o zaman, çalışmayacaksan aldığın avansı geri getir!” dedi.
Oya hemen devreye girip, “Ben bir konuşayım!” deyince, Türkan hanım odadan çıktı. Oya, “Bak Leylacım, kocanın durumu ortada zaten, aldığın avas yerini buldu, parayı geri de veremezsin, bu işte çok para var, benim ailemden habersiz 2 dairem, bankada da param var, kocanın hiç haberi olmaz, hem sen benden 2 kat güzelsin, deli gibi paran olur!” dedi. “Peki, kocama bu paranın hesabını nasıl verecem?” dedim. Oya da bana, “Saf olma, söylemezsin! İşi bırakmaya karar verince, ‘Piyongo çıktı, Kazı-Kazan oynadıydım’ der, kocanı kandırırsın!” dedi dedi. O an kocamın, “Heyt bee! Oh ya!” diye çektiği sevinç bağırması aklıma geldi, çok iyi bir eşti, varsın muhasebeci bilsin beni diye düşündüm. Zaten borcunu ödeyemediğimiz Bakkal, Manav, Evsahibi zili çalıp imalı imalı konuşuyordu, 1 kilo domatese, 3 kuruşluk evin kirasına güzelliğimi sömürteceğime, zengin varlıklı adamların siklerini rahatlatır, birsürü para kazanırım diye düşündüm. “Tamam!” dedim Oya’ya, “Fakat bu işler nasıl yapılır, bilmiyorum. Nasıl öğreneceğim?” dedim.
Oya gülerek, “Meraklanma, gel, bizim getir götür işleri yapan Nevzat diye Ofis Boy’umuz var, konu mankeni olarak onu kullanırsın!” dedi. Nevzat 18 yaşında iyi bir çocuktu, ailesine bakıyordu, getir götür işleri müşterilere içki servisi gibi işler yapıyordu, bahsişlerle geçiniyordu. Bana, “Leyla abla çok güzelmişsin, beni istediğin gibi kullan, üstümde antreman yapabilirsin!” diyerek, boş bir masaj odasında çalışmaya başladık. 1 hafta boyunca Oya’nın da yardımlarıyla, sik nasıl tutulur, nasıl 31 çekilir, saksonun incelikleri, sırt üstü yatan erkeğe am göt nasıl verilir’i, Nevzat’ın sikiyle öğrendim. Hoş bir çocuktu, gerçi işimiz bitince 3 gün işe gelemedi ama. Eee, her gün 6-7 posta telef oldu. Nevzat’a, “Söz sana sağlam bahşiş çıkartacağım!” diye teşekkür ettim.
Türkan hanım çok mutluydu, “Seni gören erkekler, Kim bu güzel, ne zaman siki tutturacağız eline? diye soruyorlar. İdman yapıyor diyorum. Hepsi seni bekliyor!” dedi. Oya ise, “Alıştın mı?” diye sordu. “Oya’cım alıştım, Nevzat’la iyi hazırlandım, ilk başlarda sperm yutmadım, ama Nevzat ‘Yut abla sağlam bahşiş alırsın!’ deyince, Nevzat’ınkini yuttum. Daha tadına pek alışamadım, ayrıca götten hiç sikilmemiştim, Nevzat, ‘Abla nasıl olsa sikecekler, müşteriye hayır denmez, gel ilk bana siktir, alış!’ dedi.” deyince, Oya da, “Hayatım bir sürü erkeğin boy boy siklerinden çıkacak spermler yutacaksın, hepsinin ayrı ayrı lezzetleri var, ayrıca götün de alışacak, hatta bazı büyük sikleri görünce dayanamayıp sen kendiliğinden götünde kaybedeceksin, hele amın sikile sikile zevkten kuduracaksın, bak görürsün!” dedi.
Bu sözlerin üzerinden 2 yıldan fazla zaman geçti! Bu zaman zarfında kaç sik elledim, kaç sike 31 çektirdim, kaç kilo döl yuttum, götüme patlayan, amımın içini yıkayan, yüzüme attıran yarrakların sayısı, bana 3 daire ve yüklü banka hesabı yaptı. Zavallı kocam beni halen muhasebeci biliyor, maaşım 3.000 TL oldu biliyor, seviniyor garibim. Hatta kocama bir Doğan SLX araba aldım, çok kazandığımı bilmesin diye. Aslında hiç zorlanmadan bir BMW veya Mercedes bile alırdım. Bazen kocama gerçeği söyleyim diyorum, sonra intihar eder diye korkuyorum. Her gün sikleri, “Canıımm attır ağzıma, hadi bitanem yıka götümü, fışşkırt, ohhh amımı bitirdin, boşall aşkımm, boşal da ikinci postayı da at!” diye rahatlatırken, kocamla halen karanlıkta sevişiyorum. Kocam bir seferinde, “Durumumuz düzeldi, zaten masabaşında oturduğun yerde çalışıyorsun, artık çocuk yapalım.” dedi. “Olmaz hayatım, Türkan hanım kızıyor, performansınız düşer, muhasebe hesap kitap işi, dikkatli olmak lazım diyor!” deyince, kocam da, “Türkan hanımın bize yaptığını anamız babamız yapmadı, haklı kadın, çocuk işini erteleyelim!” diyerek çocuk yapma fikrinden vazgeçti…
Bir gün çok zengin bir müşterimin evine ‘Özel Masaja’ gittim. Muameleye başlamadan önce, müşterim, “Gel bak sana neler okutacağım!” diyerek bu siteyi gösterdi. Müşterimle birlikte buradaki hikayelerin çoğunu okuduk. Bana, “Ara sıra oku, hatta kimseye anlatamayacağın şeyler varsa, dürüstçe burdan duyur!” demişti. Ben de okuduğunuz gibi, başıma gelen, içimi yiyip bitiren şeyleri dürüstçe, yalansız dolansız anlattım. Aslında sizler şunu diyebilirsiniz: “Leylacım artık bırak bu işi, iyi kazanmışsın, bu paralar sana yeter. Kocana da, ‘Parayı Piyango’dan kazandım!’ de!” diyebilirsiniz. Evet, erkek okuyucular böyle düşünebilir. Amaaa olay sadece bol para değil, şu diyeceğimi ancak benim durumumdaki kadınlar anlar: Başka erkeklerin sikini tadan, kendini hoyratça siktiren her kadın kopamaz bu hayattan, hep aldatmak ister, her çiçekten bal alan arı gibi her sikten döl almak ister. İnanın yarraklar ağzımdayken kendimden geçiyorum, spermin tadına bayılıyorum. Spermin kıymetini çok iyi biliyorum, damlasını ziyan etmem! Amıma giren boy boy siklerin akıttığı döller içimi eritiyor. Hele götümümün içindeki siklere bıkmadan usanmadan veriyorum, en dibine kadar üstüne oturuyorum!
Güzelliğimi kullanan tüm müşterilerimin sikleri sağolsun. Hepinizin siklerine kuduruyorum!
284 notes · View notes
adulthikayeler · 6 years
Text
Karımı Alanyada Dövmeciye Siktirdim
Merhaba ben Kerem, 36 yaşındayım, karım ise 30 yaşında. Birlikte 10 senelik evlilyiz. Karım, 1.70 boyunda, esmer, harika kalçalara, muhteşem göğüslere sahip, güler yüzlü bir afettir. Karımla mutlu ve fantazi dolu bir sex hayatımız var. Fakat fantaziler içerisinde bazen aklımıza gelen, iki erkekle bir kadının seksi, karımı herzaman çok ateşler ve azdırırdı. Ama aklımızda bunu gerçekleştirme gibi düşünce hiç olmadı.
Temmuz ayında Alanyaya tatile gittik. Karım özel günlerde ve tatillerde rahat giyinmeyi sever, benim de çok hoşuma gider bu durum. Tatile gelirken, karım tek parça miniden oluşan, 5-6 tane elbise ve çok seksi tanga bikiniler almıştı. Anlaşılan beni gerçekten azdırmayı kafasına koymuştu. Sadece beni mi, her gören azardı o kıyafetlerle. Ama önemli değildi, önemli olan birbirimize her daim hayran hayran bakabilmemizdi.
Tatilimiz başladı. Karım deniz ve havuz keyfine başlamış, benim heyecanım çok artmıştı. Çünkü altı tanga olan bikinilerin üstü oldukça küçük ve ıslandıkları zaman karımın göğüsuçları belli olmayı bırak, alenen ortada idi. Plajda ve havuzda tüm erkekler karıma bakıyordu. Onlar karıma bakarken, nasıl da karımı sikmeyi hayal ettiklerini farkediyordum. Tatilin ilk iki gününü karımla yüzerek ve bol seks yaparak geçirdik.
Üçüncü günün akşamı, karımla akşam yemeğini dışarda yedik ve biraz çevreyi tanımak istedik. Karım akşam dışarı çıkarken siyah transparan minisini giymiş, südyen takmamış ve altına beyaz bir ipli tanga giymişti. Zaten kısa olan mini etekleri, topuklu ayakkabı giyince dahada mini oldu ve karımın kalçalarını nerdeyse kapatmıyordu. Arabamıza bindiğimiz anda otururken iç baldırlarından tangası gözükür haldeydi ve ben çok azmıştım. Karıma, “Aşkım arabada bir sikeyim de öyle gidelim!” dedim. Karım, “Acele etme, geceyi bekle!” dedi. Neyse, Alanyanın çarşısına geldik ve mağzaları dolaşıyor, etrafa bakınıyorduk. Benim gözüme bir Dövmeci dükkanı takıldı, ve karıma, “Dövme yaptıralım mı karıcığım?” diye sordum. Karımın da isteğiyle içeri girdik.
Dövmeci bizi çok nazik karşıladı. 40’lı yaşlarda, sağlam vücutlu bir adamdı. Bize katoloğu gösterdi, ben koluma bir Dövme beğendim, karım da bir tane memelerinin yanına, birtane de göbeğine (Amının hemen üstüne) bir yılan figürü seçti. Dövmeci, “Buyrun, arka odaya geçin.” dedi. O an benim aklıma nedense karımla fantazimiz geldi. Karımı arka odaya yollayıp, Dövmeciden karıma iltifat etmesini istedim. Bu kendimi ölçmek içindi, ama Dövmeci uyanık tabi, “Nasıl yani?” dedi. Ben de, “Nasılsa karım içerde soyunacak, karıma ve vücuduna biraz iltifat et!” dedim. Dövmeci, “Benden karına ilgi göstermemi mi istiyorsun? Tamam, ama ya karşılık alırsam? Devam edip karını oracıkta sikmemi de istermisin?” dedi.
Heyecandan boğazımın kuruduğunu hissettim, yutkunarak, “Eğer karımı ayartabilirsen, evet! Hatta ben de yardım ederim!” dedim. Dövmeci bana tuhaf tuhaf baktı ve arka odaya, karımın yanına geçtik. Karım soyunmuş, sadece üstünde tangası vardı, uzanmış bekliyordu. Dövmeci karımın göğüslerini çizerken, bir yandan da hafifçe okşuyor ve iltifat ediyordu. Ben de elimi karımın bacağına koydum, baldırlarını okşuyordum. Baktım karımın rahatı yerinde ve meme uçları dimdik olmuştu. Dövmeci boya almaya kalktığında, karımın kulağına eğilip fantazimizi hatırlattım, “Ne dersin?” dedim. Karım da, “Bilmem ki nasıl olur?” dedi. Ben de, “Olur aşkım, tam sırası!” dedim. Dövmeciye, “Sen rahat takıl, ben bir sigara içip geleyim!” dedim ve çıktım odadan…
Sigaramı bitirip, 10 dakika sonra geri geldiğimde, Dövmeci karımın tangasını çıkarmış, amını yalıyordu. Ben de karımın dudaklarından öpüp, “Benim de kalmamı istermisin karıcığım?” dedim, “Kal!” dedi. Ben de soyunup, sikimi karımın ağzına verdim. Benim sikim de büyüktür, hani Dövmeciye de hava atacaz gibilerinden. Fakat Dövmeci bana, “Çekil, sen amını yala, ağzına ben verecem!” dedi. Karımı domalttım, amını yalayacaktım ki, Dövmeci de sikini çıkardı karımın ağzına vermek için. Karım birden, “Hayır!” dedi. “Ne oldu aşkım?” dedim. Karım, “Şuna baksana!” dedi. Bir baktım ki, Dövmecinin siki 25 santim rahat var ve çok kalın. Benimki de büyüktür yani, ama adamınkini görünce hayran kaldım. Karıma, “İyi ya işte, keyfini çıkar, aynı anda iki büyük yarrak herzaman denk gelmez!” dedim. Karım Dövmecinin sikini öyle bir yalıyordu ki, ama ağzına hepsini alamıyor, sadece mantar gibi yanlara yayılmış kafasını alabiliyordu…
Heyecandan karımın amının suları akmaya başladı ve titreyerek ağzıma boşaldı. Dövmeci karımı sırtüstü yatırdı ve sikini amının etrafında gezdiriyordu. Karımsa kendinden geçmiş bir şekilde, “Hadi artık sikin beni Orospu çocukları!” diye küfür ederek yalvarıyordu. Dövmeci karımın amına sokmaya başladı. Ama daha sikinin kafası girince, karımın attığı çığlıkları yan dükkanlardan duyulmasın diye elimle ağzını kapatmak zorunda kaldım. 5-10 dakika sonra karım adamın sikine alıştı ve adam hızlıca gidip gelmeye başladı. Karım ardı ardına birkaç kez boşaldı. Adam sikini karımın amından çıkarıp, karımı domalttı ve bana da, “Karının altına gir, sırt üstü yat!” dedi.
Karımı altına yattım ve karımı kucağıma alıp alttan amına soktum. Dövmeci de karımın götünü yalamaya başladı. Dövmecinin niyetini anladım, karımın götünü sikmek istiyordu. Ve ben daha hiç karımı götünden sikmemiştim. Karımın amı çok dardı, götünü tahmin edebiliyordum. Tabii karım da ben de Dövmeciye yapma falan dedik, ama o ısrar etti. Korktum, zaten karım çığlık çığlığa sikişiyordu, bir de götüne o yarrak girerse bayılır diye düşünüyordum. Ama adam biraz uğraştıktan sonra karımın götüne sikinin kafasını sokmuştu bile. Karım zevkten ve acıdan çıldırıyordu. Adam bir hamlede yarısına kadar sokup, karımın götünde gidip gelmeye başladı. Ben de alttan amını sikiyordum ki, adam sikini tamamıyla kökledi karımın götüne…
O şekilde karımı 25-30 dakika siktik. Sonunda karım, ikimizin de boşalacağını anlayınca, “Ağzıma boşalın!” dedi. Dövmeci karımın götünden çıktı, ben de amından ve karımın ağzına verdik yarraklarımızı. Karım ikimizinkini de birden ağzına almaya uğraşıyordu. Önce ben boşaldım, karım döllerimi yuttu. Ama Dövmeci daha boşalamamıştı. Ben giyinip sigara içmeye çıktım. Dövmeci karımın ağzını bir 10 dakikka daha rahat sikti, ben tekrar içeri girdiğimde daha yeni boşalıyordu. Karımın ağzı, yüzü ve memeleri döllerle doldu. Karım Dövmecinin sikini temizler gibi yalayıp yutuyordu. Sonra toparlandılar, Dövmecinin arkada duşu vardı, karım bir duş aldı, Dövmeciye teşekkür ederek ordan ayrıldık…
Otelimize giderken karıma, “Nasıldı? Tekrar istermisin?” diye sordum. Karım da, “İstediğimde sana söylerim aşkım!” dedi. Ama fazla sürmedi, tatilden döneceğimiz gün yine Dövmeciye uğradık. Fakat bu sefer ben dışarda bekledim, karım Dövmeciyle bir saat kadar sikişip geldi. Şimdi yine İstanbuldayız. Karım bazen, “Yeniden Alanyaya gitsek mi?” falan diyordu. Ben de, “Bir fırsatını bulursak gideriz aşkım! Ama bence yeni insanlarla olmalı!” diyordum. Ve yeterince yeni insanla tanıştık da. Artık 2 yada 3 ayda bir, sokaktan, internetten veya Bardan olması hiç farketmeksizin, hoşumuza giden erkek veya kadınları kendimize ortak ediyoruz…
165 notes · View notes
adulthikayeler · 6 years
Text
Bayan Müdürümüzün Kocasına Siktirdik
Selamlar. İsmim Selma, 22 yaşında, 1.65 boyunda, kumral, seksi giyinmeyi ve seks yapmayı çok seven birisiyim. 1,5 yıl kadar evli kaldıktan sonra kocamın seks konusunda isteksiz olması nedeniyle boşandım ve 6 aydır da dulum. Memur olmam nedeniyle, Anadoluda bir ilçeye tayinim çıktı. Aynı yerde üç kişi çalışmaktayız, üçümüz de bayanız (Ben, Nalan ve Müdürümüz Leyla hanım). Müdürümüz Leyla hanım evli, kocası Hasan bey, 1.85-1.90 boylarında, iri yapılı, çok sikici bir tip ve sikince de adamı parçalayacak yapıda birisi. Diğer arkadaşımız Nalan ise, o da yeni atanmış ve kendisi de benim gibi yeni boşanmış ve yeni tayin olmuş, benden bir gün önce işe başlamış. Ev bulana kadar iyi bir Otel olup olmadığını sordum. Leyla hanım ev bulana kadar kendilerinde kalmamızda sorun olmadığını, ilçenin muhafazakar ilçe olduğunu ve dikkat etmemizi söyledi. Ve biz de birkaç günlüğüne diye Leyla hanımın evinde misafiri olduk ve kiralık ev aramaya başladık…
Fakat dul olduğumuzu öğrendiklerinde kimse bize ev vermeye yanaşmıyordu. Leyla hanımın kocası Hasan bey konuyu halledeceğini söyledi ve bize ev bakmaya başladı. Hasan bey çok çekici bir erkekti, “Gel altıma yat!” dese, hiç tereddüt etmeden yatardım. Kendimi ona farkettirmek için çeşitli bahanelerle kendisine yaklaşıyor, azan amımı ona siktirmek için sinyaller veriyordum. Hele akşamları evde ise, yemek ve çay bahanesiyle tüm vahşiliğimi ve dişiliğimi sergiliyordum. Arkadaşım Nalan ise benden aşağı değildi. Leyla hanım meseleyi fark etmiş olmalıydı ki, bir gün işten gelirken, “Giyimlerinize dikkat edin, benim herifi baştan çıkarmayın, burası küçük bir yer, adamın başı yanmasın, ceremesini ben çekiyorum!” deyince, ben Hasan beyin daha önce de birileriyle birtakım maceralar yaşadığını anladım ve kendimi Hasan beye siktirme arzum daha da arttı…
Evlerinde kalmaya başlayalı 20 gün kadar olmuş aşırı samimileşmiştik. Bir akşam üstü dışarıda hep birlikte yemek yedikten sonra eve döndük. Geç olmuştu, biz Nalanla oturmaya devam ettiğimiz sırada, Hasan bey ile Leyla hanım yatmak için iyi geceler dileyerek ayrıldılar. Sonra biz kahve yapacağımız sırada Leyla hanım geldi ve “Kızlar giyimize dikkat edin, çevreden sizin hakkınızda dedikodu başlamış, evde ne yaparsanız yapın, ama dışarıda açık giyinmeyin, biraz kapanın!” dedi. Kahve yaptık ve Leyla hanımla birlikte içtik. Nalan yorgun olduğunu ve yatacağını söyleyerek vedalaşıp ayrıldı. Leyla hanım ile baş başa kaldık ve kocası Hasan bey hakkında konuştuk. Kocasının seksi çok sevdiğini, kendisinin ise kocasına ayak uyduramadığını, bu sebeble kocasının dışarıdan kadınlara yattığından şikayet etti. Bir süre daha Leyla hanımla sohbet ettikten sonra, ben de yatacağımı söyleyip ayrıldım. Leyla hanım da bir sigara içip yatacağını söyledi…
Odamıza geçtiğimde Nalanın sütyen ve külotla yattığını ve kendisini ellediğini gördüm. Bana, “Kız çok azdım, artık birini ayarlayamazsam ilk bulduğumla sikişecem!” dedi. Ben de, “Valla benim amım da yarak diye yanıyor kız!” deyince birlikte gülüştük. Az sonra ayak seslerinden Leyla hanımın yatakodalarına geçtiğini duyduk. On dakika sonra onların yatakodasından sesler gelmeye başladı. Ben merak ettim ve “Gidip odalarını gözetleyelim mi?” dedim. Nalan, “Saçmalama, ayıp olur!” dedi. “Ben gözetleyecem!” deyip yatak odalarının kapısına kadar gittim. Anahtar deliğinden baktığımda, Hasan bey Leyla hanımı yatakta siktiğini gördüm. Sonra birden kalktı, yataktan aşağıya indi, kocaman iri bir siki vardı, hiç bu kadar büyüğünü görmemiştim. Leyla hanımı yatağın ayakucuna çekti ve bacaklarını omzuna alarak tekrar sikmeye başladı. Öyle bir sikiyordu ki, ‘Şak Şak Şak…’ sesleri odayı inletiyordu. Çok geçmeden Leyla hanım inlemeye başladı. Hasan bey Leyla hanımın ağzını kapatarak sikmeye devam etti…
Onların sikişmelerini izlerken Leyla hanımın yerinde kendimi hayal ederek, ben de amımı parmaklamaya başladım. Birkaç dakika sonra titreyerek Orgazm oldum boşaldım. Fakat onlar yarım saate yakın sikişmeye devam ettiler. Leyla hanım, “Hadi artık boşal, dayanamıyorum!” diyordu. Hasan bey de, “Ne yapalım, evimizde iki tane azgın karı daha var, onlar da senin yükünü hafifletsinler! Frikik verip, amlarını ve memelerini gösterip beni azdıracaklarına, icraata geçsinler!” dedi. Leyla hanım, “Sakın onlara dokunma, onlar misafir! Hem başına kalırlar! Ne zaman istersen sana veriyorum ya!” dedi. Nihayet Hasan bey inlemeye hırlamaya başladı, galiba boşalacaktı. Leyla hanımın amından kocaman sikini çıkartıp, elleriyle sallayarak Leyla hanımın göbeğine ve göğüslerine boşaldı. Filmlerde bile bile bu kadar çok ve uzun boşalan erkek görmemiştim. Hemen sessizce ordan uzaklaştım.
Bir Cuma günü Leyla hanıma, “Memlekete gidebilirmiyiz?” dedim. O da, “Gidebilirsiniz. Zaten ben de haftasonu ablama gideceğim!” dedi. Nalanla eve gittik hazırlık yapmaya. Hazırlandık, çıkacağımız sırada Leyla hanım da geldi ve hazırlandı. Sonra da kocasına telefon açıp, “Arabayı bana getir, ben ablama gideceğim, iki gün kendi başının çaresine bak!” dedi. Bir müddet sonra Hasan bey geldi. Leyla hanıma arabanın anahtarı ile biraz para verdi ve kendisinin de gelebileceğini, bacanağı ile görülecek Tavla hesabı olduğunu söyledi. Leyla hanım da, “Sen kal gelme, eniştem Antalyada seminerdeymiş, gelirsen orada sürekli içersin, birde seninle uğramaşam, bacanağınla bayramda hesaplaşırsınız!” dedi, bize de, “Haydin, sizi de terminale bırakayım!” dedi. Ben, “Taksi çağırdım, birazdan gelir.” dedim. Nalan ise, “Beni bırakın, benim Otobüsüm erken kalıyor.” dedi. Hasan bey de, “Beni de kahveye bırakın.” dedi. Vedalaştık evden ayrıldılar.
İşte aradığım fırsat ayağıma gelmişti, memlekete gitmekten vazgeçtim. Taksi durağını arayıp Taksi siparişimi iptal ettim. Odaya geçtim çantalarımı boşalttım, elbiselerimi yerine bıraktım. Sonra en seksi elbiselerimi giydim (altıma külot ve sütyen giymedim) ve Hasan beyi cepten aradım, “Hasan bey, Otobüsümü kaçırdım, memlekete gitmekten vaz geçtim, eve gidecem ama anahtarımı bulamıyorum. Nerdesiniz? Gelip anahtarı alayım.” dedim. Hasan bey de, “Ben hemen eve gidiyorum, evde seni beklerim!” dedi. Ben hemen salona perdenin arkasına saklandım. Saklandığım yerden evin her yerini görebiliyordum. Hasan bey (sevinçten ıslık çalarak) dışkapıyı açtı girdi içeriye. Kapıdan salona şöyle bir baktı, sonra mutfağa ve diğer odalara baktıktan sonra da banyoya girdi. Aynanın karşısında (yine ıslık çalarak) saçını başını düzeltip, parfümünü tazeledi. Ardından pantolonunu indirip taşaklarına da parfüm sıktıktan sonra, sikini okşayarak sikiyle konuşmaya başladı. (Hiç sikiyle konuşan adam görmemiştim, saklandığım yerde gülmemek için zor tuttum kendimi!). Sikine, “Bu gece bana lazımsın, keyfimi kaçırma! Senin ve benim bayramım bu gece! Selma zillisini evire çevire sikelim bu gece!” dedi.
Ben saklandığım yerden çıktım ve sessizce banyonun kapısına gittim. Birden banyoya dalıp, “Birisi beni sikmekten mi bahsediyor?” dedim. Hasan bey beni görünce, saşkınlıktan siki elinde öylece kalakaldı, beti benzi atmıştı. Kekeleyerek, “Ben… Anahtar… Sen… Otobüs…” falan diye birşeyler saçmaladı. Ben hemen, “Bu azgın şey mi beni sikecek?” diyerek, elimi sikine alttım ve sıvazladım. Siki kalınlaşmaya başladı, iki elimle zor kavrıyordum. Siki okadar uzundu ki, bileğimle ölçtüm ve dirseğime kadar geliyordu. Hemen önüne diz çöktüm ve emmeye başladım. Sikinin kafası kocaman bir Mantar gibiydi ve ağzıma sığmıyordu. Hasan bey beni kaldırıp kucağına aldı, bacaklarımı beline doladı ve kalçalarımı avuçlayarak yatakodasına götürdü. Beni yatağın üzerine yatırdı, beni tepeden tırnağa süzdükten sonra, ayaklarımdan başlayıp bacaklarımı okşadı. Eli elbisemin etek ucuna gelince, eteğimi hafif kaldırdı ve külotsuz amımı görünce, “Mhhhh zahmetsiz iş!” diyerek elbisemi askılarından sıyırarak çıkardı. Memelerimde de sütyen olmadığını görünce, “Hiç bu kadar hazır ve azgın hatun sikmemiştim!” diyerek memelerimi emmeye, amımı ellemeye başladı…
Memelerimden sonra da amıma inerek yalamaya başladı. Amımı yalayarak beni bir kez Orgazma ulaştırdıktan sonra beni doğrultup sikini tekrar ağzıma verdi. Ben de iştahla yalamaya başladım. Filmlerden başka bu sahneyi yaşamamıştım ve böyle yarak görmemiştim, iyice yaladım. Ben onun sikini yalarken o da memelerimi yoğurmaya devam etti. Sonra beni tekrar yatırdı ve amıma iki üç kez dil atıp, biraz daha yaladıktan sonra, bacaklarımı iyice ayırıp, sikinin kafasını amıma denk getirip üzerime yanaştı. Sonra sikini amıma sokmaya başladı. Siki amıma sığmıyor zorla giriyordu. Sanki ilk kez sikiliyormuşum gibi acıyordu. Sikini zorla, amımın dudaklarını yırtarcasına girdirmek istiyordu. Sonunda başını sokunca biraz rahatlamıştım. Kalanı da yavaş yavaş girdikçe zevk almaya başladım. Biraz bastırmaya başladı, canım çok acıyordu. Derken iyice bastırdı ve ben bu acıyla bir kez daha boşaldım. Amımdan akan suların yardımıyla yarısına kadar sokabilmişti…
Biraz öyle yarısına kadarıyla gidip gelmeye başlayına ben artık iyice kıvama gelmiştim. Fakat amımın içerisi çok acıyor ve yanıyordu. Hiç beklemediğim bir anda birden yüklenip tamamımı sokunca var gücümle bağırdım. Canım çok yanmıştı, ancak bu acının da, büyük yarağın da zevki bir başkaydı. Fazla sikilmemiş olmamın da zevk almamda avantajı vardı. Hasan bey tabii buldu daracık amı, öyle bir sikiyordu ki, adam aldığı zevkten uçuyordu resmen. Bir ara amımın dışında bir sızıntı olduğunu hissettim, elimle amımı yokladığımda kan vardı. Hasan beyi üzerimden itekleyerek amımdan çıkmasını istedim. Amıma baktığımızda çok miktarda koyu kanamanın olduğunu gördük. Hasan bey bana, “Zilli sen hani duldun? Dulum diyerek bekaretini bozdurdun bana, benim başıma mı kalacakasın!” diyerek sinirlendi ve bana bir tokat attı. Ben de kendisine, gerçekten 1,5 yıl evli kaldığımı, kocamın beni sikerek bozamadığını şimdi anladığımı söylesem de Hasan bey yataktan kalktı, bir sigara yaktı…
Çarşaf kan olmuştu. Hasan beyin siniri dinmek bilmiyordu, “Sen kaşındın kızım, bize dulum dedin, bakireyim deseydin elimi sürmezdim! Salak kafam nasıl anlamadım o daracık amın sikilmemiş olduğunu!” diye, kendi kendine kızıyordu. O salak kocamla haftada üç dört kez sikiştiğimizi, gerdekte kanamamın olduğunu, ancak bu kadar yoğun olmadığını söyledim ve “Artık olan oldu, ne olacak bir de sen sikerek bozmuş oldun kızlığımı, am benim değil mi, kim hesap soruyor sana, hadi devam edelim!” diye yalvarmaya başladım. Fakat ne dediysem inandıramadım. Sigarasını içerek düşünceli bir şekilde gezinmeye başladı. Bana inanmayınca kalktım, banyoya gittim…
Duşun altında üzgün bir şekilde bu olanları düşünürken, Hasan bey de geldi banyoya. Küvete girerek, şampuanlı olduğum halde beni kucakladı. Amıma sabun sürerek iyice köpürttü ve köpükleri parmaklarıyla iyice amımın içine soktu. Amımda yanma ve acıma başlamıştı. Götümün deliğini de sabunladıktan sonra beni küvetin içerisinden çıkardı ve ellerimi küvete dayatarak domalttı. Arkama geçip sikini amıma ve götüme sürtmeye başlayınca, ben götümü sikeceğini sandım ve kendisine, “Hasan bey, götümü kimseye siktirmedim, amım tazeyken kimseye götten vermem!” dedim. Hasan bey de, “Ben enayimiyim, daracık am sikmek varken bok yoluna girermiyim!” diyerek, alttan amıma birden dayadı. O kocaman iri yarağı sabunun etkisiyle amıma çabucak girdi ve hızlanmaya başladı. Ben tekrar boşalmıştım. Sonra siki amımdayken beni kucağına alarak küvete oturdu ve suyun içerisinde sikmeye başladı. Bu şekilde beni tahminen 10 dakika kadar sikti ve birkez daha boşaldım…
Küvetten çıktık, beni tekrar kucağına aldı ve amıma sikini yerleştirerek, o halde yatağa götürdü. Bu sefer beni yatakta öyle bir sikmeye başladı ki, artık bayılacaktım. Müdürüm Leyla hanım demek ki boşuna “Artık boşal!” diye yalvarmıyordu. Ben üç kez boşaldım ama Hasan beyde daha tık yoktu, bacağımı omzuna alarak var gücüyle amımı sikmeye devam ediyordu. Ve her soktuğunda o kacaman siki amımda kayboluyordu, alışmıştım artık, alırken zorlanmıyordum, ama bu sefer de Pozisyondan dolayı bacaklarım iyice acımaya başlamıştı. “Hasan bey bacaklarım ayrılmaktan uyuştu!” deyince, pozisyon değiştirdik, beni domalttı ve tahminen 40-45 dakika kadar da ben domalık haldeyken arkadan amımı sikti. Sonra birden hızlanmaya başladı. Boşalmak üzereydi galiba. Korunup korunmadığımı sordu, “Yok korunmuyorum!” dedim. Amımın içerisinide dayanamayacağım şekilde hızlanmıştı, bağırmamak için kendimi zor tutuyordum. Birden amımdan çıktı, ben belime veya kalçalarıma boşalacak diye beklerken, o anki boş bulunmamdan istifade sikini götüme dayayıp köklemesi bir oldu. Canım nasıl yandı ama, “Yırttın götümü! Bıraaaaakkkkkkkkkk!” diye bağırmışım…
Fakat ne gezer, Hasan bey var gücüyle bastırarak bana kenetlendi ve zorlayarak dört beş kez gidip geldikten sonra götümün içine boşalmaya başladı. Boşalması iki dakika kadar sürdü. Götümün içi, bağırsaklarım sıcak sıcak dölleriyle dolmuştu, buna rağmen pompalamaya devam ediyordu. Birkaç kez daha hızlı hızlı gidip geldikten sonra, abanarak sikini taşaklarına kadar götüme kökleyerek üzerime yığıldı ve öylece kaldı. Siki götümde inmeye başlayınca götümden çıktı. Götümün ağzı uyuşmuştu resmen, elimle kontrol ettiğimde götümün deliğinin kocaman olduğunu, içinin dışının döllerle dolduğunu anlayabiliyordum. Yataktan indiğimde götümden döller akmaya başladı. Yere dökülen döller küçük bir kaseyi rahat doldururdu, bir o kadarda götümde kalmıştı. Hasan bey yatağın başucunda duran kutudan birkaçtane kağıt mendil çıkarıp bacaklarımdan süzülen dölleri aşağıdan yukarıya doğru silerek götüme tıkadı mendilleri ve popoma bir tokat atarak, “Hadi doğruca banyoya git temizlen, ben de yerleri temizleyip geliyorum!” dedi.
Götüme tıkadığı mendilleri elimle götüme tutarak banyoya gittim ve duş almaya başladım. Az sonra Hasan bey de geldi ve birbirimizi güzelce yıkadık. Siki sönük haliyle bile kocaman duruyordu. Kurulanıp bornozlara sarınarak salona geçtik. Kucağına oturdum ve öpüşmeye başladık. Boynumu boğazımı ve memelerimi kemirircesine emiyordu. Yine beni azdırmıştı, elimi sikine attım, halen sönüktü. Sikiyle oynamaya başlayınca, bana “Doymadın mı azgın Orospu?” dedi. Ben de, “Doymadım!” deyip sikiyle oynamaya devam edince, bana, “Kızım zaten sabahtan birisini siktim, sonra da seni, iki dar am çok yoruyor, istersen gece devam edelim, sikim acıyor, bu Ahmet Ağanın çeşmesi değil ki sürekli aksın!” dedi. Şaşırarak, “Sabahtan mı, kimi? Sizin kahvede olduğunuzu sanıyordum?” diye sordum. “Ne kahvesi? Sikilecek kız dururken kahveye mi giderim? Kahvenin olduğu sokakta bir manitam var, sen anahtar için aradığında onu sikiyordum!” dedi. Neden bilmiyorum ama biraz bozulmuştum, kıskandım herhalde. Hasan bey tahminimden de çok çapkındı, anlaşılan uçanı kaçanı affetmiyordu.
Biraz daha sohbet ettik. Bu arada saat 16 civarı olmuştu, yemek hazırladım, birlikte yedik. Sonra oturup bilgisayarı açtı ve bana diğer siktiği kızların resimlerini gösterdi. Hepsi de genç ve güzel kızlardı, hatta benden çok çok güzellerdi diyebilirim. Komplekse girmiştim ve öyle kızlar dururken beni sikmesine çok şaşırmıştım. Siktiği kızları nasıl siktiğini ballandıra ballandıra anlatırken, siki de yeniden canlanmaya başlamıştı. Dayanamadım ve elimi sikine attım oynamaya başladım ve “Hasan bey bırakın o kızları, sürekli beni sikin!” dedim. Bana ne dese beğenirsiniz? “O Nalan zillisini de siktir bana, o zaman seni her zaman sikerim!” dedi. Ben de, “Tamam!” dedim, önüne çöküp sikini bir müddet yaladım, hareketlenme olmayınca yalamayı bıraktım. Ben siki ile oynarken birden kapıda anahtar sesi duyduk, hemen toparlandık, ben odama koştum kapıyı kapattım, sonra odamdan geliyormuş gibi yaptım. İti an, çomağı hazırla derler ya, gelen Nalandı. Yüzünden ağlamış olduğu belli oluyordu. Beni görünce şaşırdı ve “Kız sen ne arıyon, memlekete gitmedin mi?” dedi. Ben de, “Hayır gitmedim! Otobüsü kaçırınca gitmekten vazgeçtim! Peki sen niye geri geldin?” dedim. Nalan gitmiş, fakat görüştüğü öğretmen arkadaşını bir bayanla uygunsuz yakalamış ve kızıp geri dönmüş…
Nalan tabii Hasan beyle beni bornozlarla görünce, Hasan beyle sikiştiğimi anlamakta güçlük çekmedi, “Ben sizi rahatsız etmeyim!” diyerek bozulmuş bir şekilde odaya gitti. Hemen arkasından gittim, odada ağlıyordu. Teselli ettim, “Kızım boşver, o sünepe öğretmene üzülmeye değmez! Senin neye ihtiyacın var biliyormusun? Bir güzel duşa ve adam gibi sikişmeye! Eminim bu seni kendine getirir!” dedim. Nalan da sitemkar bir şekilde, “Tamam, duş almak problem değil de, kiminle sikişecem? Hasan beyi sen kapmışsın hanımefendi!” dedi. “Kızım deli deli konuşma, sen geldiğinde biz de o konuyu konuşuyorduk, Hasan bey seni de sikmek istiyor!” dedim. Ben öyle deyince heyecanlandı ve “Ciddimisin kız?” dedi. “Valla ciddiyim! Hadi git duşunu al, gerisini ben ayarlarım!” dedim ve banyoya yolladım…
Hasan beyin yanına vardığımda merakla bekliyordu, “Ne oldu? Derdi ne? Kötü birşey mi olmuş?” dedi. Ben Nalanın görüştüğü öğretmenle aralarında geçenleri falan anlattım ve asıl derdinin yarak olduğunu söyledim. Hasan beyin gözleri birden parladı ve sırıtarak, “Sikeriz ozaman!” dedi. Demin bana (Ahmet Ağanın çeşmesi mi bu?) diyen Hasan beyin siki, sözkonusu sikilecek yeni bir am olunca, canlanmaya başladı hemen. Hasan beyle birbirimize sarılarak birlikte banyoya, Nalanın yanına girdiğimizde, Nalan biraz utanmış ve elleriye memelerini ve amını kapatmıştı. Hasan bey önce kendi bornozu, sonra benimkini çıkardı. Nalan da aynı benim ilk gördüğümdeki gibi, Hasan beyin (bu arada iyice kalkmış) kocaman sikini görünce, hem şaşırmış, hem de sevinmişti. Hasan bey küvete girdi ve Nalanın elleri ile sakladığı amı ile memelerini açarak okşamaya başladı. İki azgın birbirlerine öyle bir sarıldılar ki anlatamam. Hasan bey Nalanı banyoda yarım saate yakın siktikten sonra, üçümüz birlikte yatak odasına gittik.
O gece üçlü grup yaparak sabaha kadar sikiştik. Diyebilirim ki, Pazar günü saat 18 de Leyla Hanımın, “Yola çıkıyorum, iki saat sonra evde olurum!” diye telefon etmesine kadar yataktan hiç çıkmadık. Sadece tuvalete gitmek zorunda olan kısa bir süreliğine yataktan çıkıyordu. Karnımızı bile yatakta doyuruyorduk, birimiz Sandöviç hazırlayıp getiriyordu. Bunun dışında üçlü sekse devam ettik.
Müdürümüz Leyla hanım geldikten sonra artık rahat sikişemiyoruz. Hasan bey şimdi bize kiralık ev bulma işini daha da hızlandırdı, biran önce eve çıkalım da bizi rahat sikebilsin diye. Haa unutmadan, ablama da anlattım, o da Hasan beyin o koca sikinden nasibini almak istiyor…
291 notes · View notes
adulthikayeler · 6 years
Text
Orospu Sikmek İçin Gittim, Karşıma Karım Çıktı
Selamlar, ben Engin. Çocukluğumdan beri İstanbul’da oturuyorum. 13 yıllık evliyim. Karımı severek ve isteyerek evlendim. Birbirimizi çok seviyoruz, çok ta mükemmel bir sex hayatımız var. Karım Banu özel bir şirkette yönetici olarak çalışıyor. Karım her zaman bakımlı ve rahat giyinmeyi sever, ben de kendisine bu konuda hiç karışmam, çünkü işi gereği bakımlı olmak zorunda. Ve işyerinde çalıştığı arkadaşlarına da baktığım zaman, hepsi de karım gibi bakımlı ve rahat giyiniyorlar. Karım sempatik bir kişi olduğu için, işarkadaşları tarafından çok sevilir. Karım işyerinde sürekli bilgisayarın başında olduğundan, bazen işlerini yetiştiremediği durumlarda eve iş getirip, saatlerce evdeki bilgisayarın başında çalışırdı. Ben de, bilgisayar merakım olmadığı için onu rahat bırakır, işlerini bitirmesini beklerdim.
Bir Cuma akşamı gece saat 11’e kadar çalışıp, çok yorulduğunu, duşa girmek istediğini ve sonra da yatmak istediğini söyleyip duşa gitti. Yaklaşık bir saat sonra duştan çıktığında, her zaman bakımlı olan karım, tüm vücudunu elden geçirmiş, tertemiz olmuştu. Üstüne bir şey giymeden çırıl çıplak yattı. Ben de 15 dakika sonra yanına gittim ve yattım. Karıma dokunduğumda, “Hayatım çok yorgunum, yarın erken kalkıp anneme gideceğim, onu Doktora götüreceğim, bu gecenin acısını yarın akşam çıkartırız!” dedi. Ben de sesimi çıkarmadım, karımı öptüm ve uyuduk.
Sabah kalktığımızda, karım her zamanki gibi rahat ve seksi biçimde giyinip, evden çıktık. Karımı annesine bırakıp, ben de işyerime gittim. Karım gün içinde birkaç kez aradı konuştuk, annesi iyiymiş. Daha sonra saat 5 gibi beni tekrar aradı, ablasıyla konuşmuş, ablasının canı sıkılmış, ona gitmek istediğini ve bu gece orda kalmak istediğini söyleyince, “Tamam aşkım, sorun değil.” dedim ve kapadık. O gün bir daha konuşmadık. Akşam saat 8 gibi eve gittim. 2 tane bira içtim ve 11 gibi de yattım. Gece saat 3’te telefonumun çalmasıyla uyandım. Arayan 2 hafta önce tanıştığım bir arkadaşımdı, “Kusura bakma Engin rahatsız ettim. Uyandırdım galiba? Fakat seninle konuşmam lazım, aşağıda arabada bekliyorum, yengeme çaktırmadan bir iki saatliğine dışarı çıkabilirmisin?” dedi. Ben de, karımın evde olmadığını, 2 dakika sonra dışarda olacağımı söyledim. Giyinip dışarı çıktım. Arkadaşın arabasına bindik ve yola koyulduk. “Hayırdır? Nereye gidiyoruz?” diye sorduğumda, kısaca anlattı. Bir şirketin ihalesini almaya çalıştıklarını, evde o şirketten bir kadın olduğunu, arkadaşıyla birlikte kadını yarrağa doyuramadıklarını ve benim de gelip onlara yardım etmemi istiyor, ihaleyi alabilmeleri için bunun çok önemli olduğunu söylüyordu. Ben de, evde karım olmadığı için rahatlıkla bu gece kaçamak yapabileceğimi düşündüm ve eve gittik.
Eve girdik fakat evde kimse yoktu. Evde bakınmaya başladık. Yatakodasında, yatakta uyuyorlardı. Ben arkadaşa, “Uyandır sen kadını!” deyip salona geçtim. 2 dakika sonra arkadaşım geldi, “Uyandırdım, geliyor Orospu!” dedi. Bana bir Bira verdikten sonra, arkadaşı uyanmasın diye salonun ışıklarını kapadı. 5 dakika sonra salona üzerinde erkek gömleği olan bir kadın girdi ve “Neden karanlıkta oturuyorsunuz?” deyip ışıkları yaktı. Ben o esnada küçük dilimi yutacaktım! Bir Orospu beklerken, karım karşımda bir erkek gömleğiyle duruyordu! O da beni görünce ne yapacağını şaşırdı ve dondu kaldı. Bir an şaşkınlığımı üzerimden atıp ayağa kalktım ve ne yapacağımı bilmeden elimi tokalaşmak için uzattım, “Merhaba ben Engin!” dedim. O da bozuntuya vermeden, “Ben Banu, memnun oldum.” dedi ve tekli koltuğa oturdu. Ben hiç bir şey söylemeden Biramı içmeye devam ettim ve bira bitti. Arkadaşım karıma, “Bira almaya gidiyorum, sen de içermisin?” dedi. Karım da, ‘Evet’ anlamında kafasını salladı.
Arkadaş Bira almaya gidince karım bana, “Lütfen birşey söyleme, eve gidince konuşalım!” dedi. Ben de, “Tamam! Sus!” dedim. Biralar geldi, arkadaşım içmiyordu ve “İzniniz olursa yatmak istiyorum, siz keyfinize bakın!” dedi ve yatmaya gitti. Evde derin bir sessizlik oldu, ne ben, ne de karım konuşuyorduk. Karım oturduğu koltuktan kalkıp yanıma geldi, boynuma sarılıp sessizce ağlamaya başladı. “Lütfen affet beni!” diye hem ağlıyor, hemde boynumu öpüyor, dudaklarımdan öpmeye çalışıyordu. Karımın ağlamasına dayanamadım ve ben de ona sarıldım öpüşmeye başladık. Adrenalinimiz yükselmişti ve karım biraz rahatlamıştı. Hiç bir şey olmamış gibi sevişmeye başlamıştık. Karım amının yalanmasına bayılırdı, elleriyle kafamı aşağıya, amına doğru itmeye başlamıştı. Amına indim ve biraz önce başkalarının siktiği amı yalamaya başladım.
Karım almış olduğu zevkten titreyerek ağzıma boşaldı. Beni yere iterek halının üstüne uzattı, üzerime çıkıp yarrağımın üzerine oturdu ve inip kalkmaya başladı. Karımın kaç defa Orgazm olduğunu hatırlamıyorum, ama bende artık dayanacak hal kalmamıştı ve amının derinliklerine patladım. O sırada arkadaşım içeri girdi ve “Banu hanım biz senin içine boşalamadık, fakat Engin boşaldı?” deyince, karım, “Lütfen bizi yalnız bırakırmısın!” dedi. Arkadaşım da, (Banunun benim karım olduğunu bilmiyormuş!), “Kolay gelsin Banu hanım!” dedi ve yatmaya gitti. Biz o gece sabaha kadar uyumadan, her türlü pozisyonda sikiştik. Sabah saat 8:00 gibi karımı orda bırakıp, ben eve gittim…
Karım da saat 11:00 gibi geldi eve. O gün tatildi ve ikimiz de evdeydik. Karımla konuşmak istiyordum, fakat kelimeler boğazımda düğümleniyordu, ne diyeceğimi, nasıl başlayacağımı bilmiyordum. Salonda oturuyorduk, karım yanıma geldi ve anlatmaya başladı. Bu ihalenin kendi çalıştığı şirket için de çok önemli olduğunu, o yüzden karşı şirketin sorumlularını memnun etmesi için, patronun kendisini adamlara gönderdiğini anlattı ve “Ne yapmamı istiyorsun?” diye sordu. Bir anda ayağa kalktım, pantolonumu çıkardım ve “Yala! Anasını siktiğimin Orospusu seni!” deyip sikimi ağzına verdim. Karım büyük bir iştahla sikimi yalamaya başladı. Benim de kelimeler ağzımdan dökülmeye başladı, “Peki bu sabah ben ordan ayrıldıktan sonra neden geç geldin?” diye sordum. Karım da, “Sabah sen gidince ben de çıkmak için hazırlanmaya başladım, fakat uyandılar ve son bir kez sikişmek istediklerini söylediler, ben de mecburen işlerini bitirip öyle geldim!” dedi. Ben de o sırada duymuş olduğum hırs ve hazla karımın suratına boşalıp, “Yatalım artık!” dedim. Karım yüzünü sildi, gittik yattık. Karımı öptüm ve gecenin yorgunluğuyla bütün gün uyuduk. Bu olanlara rağmen karımı çok seviyorum ve hep seveceğim…
250 notes · View notes
adulthikayeler · 6 years
Text
Arkadaşımın Kapalı Karısını Orospuya Çevirdim
Merhabalar. Adım Nahit, 32 yaşındayım. Yıllarca bir fabrikanın müdürlüğünü yaptıktan sonra, 7 yıldır tecil ettirdiğim askerliğimi yapmak için müracatta bulundum. Fabrikada tüm personel tarafından sevilen, sayılan, aynı zamanda çok otoriter biriydim. Fabrikanın yemekhaneden sorumlu aşçısı, Erkan isminde genç biriydi ve iki ay önce 17 yaşında bir kızla evlenmişti. Düğününe beni de davet etmiş, ben şehir dışında olduğum için düğünlerine gidememiş ve evlendiği kızı görememiştim, fakat çokta merak ediyordum. Bu arada erkan benden çok korkar, aynı zamanda çokta saygı gösterir, her zaman günlük menü dışında bana özel yemekler yapar, bazen de, “Müdürüm bir gün seninle kafaları çekelim, mezeler benden!” derdi. Ama bir türlü işlerimizin yoğunluğu nedeniyle fırsat bulamamıştık. Neyse günüm geldi işimden ayrıldım ve askere gittim.
Askerden geldikten sonra oturduğum apartmanın altında boş olan bir dükkanı kiraladım ve inşaat malzemeleri üzerine bir işyeri açtım. Aradan 6 ay kadar geçmişti, bir gün fabrikaya eski patronumu ziyaret için gittim. Fabrikada benim dönemimden çalışan hiç kimse kalmamış, bütün personel yenilenmiş, patron işleri baya bir küçültmüştü. Çalışanlara yemekhane sorumlusu Erkanı sordum, onun da işten ayrıldığını ve yemeklerin tabildottan geldiğini söylediler. 15 gün kadar sonra bir gün sabah dükkanın önüne bir sandalye atıp güneşlenirken, motorlu birisi önümden geçti ve Erkana çok benziyordu. Ama güneş gözlüğü taktığı için tam emin olamadım. Aynı kişi akşam üzeri tam ters istikamete doğru geçince, ben sabahları ve akşamları yola bakmaya başladım ve her gün geçiyordu. Birkaç gün sonra akşam geçerken ben bunu durdurdum, evet Erkandı. Beni görünce baya bir şaşırdı, “Oooo müdürüm!” deyip elime sarıldı. Dükkana davet ettim. Hoş beşten sonra, “Birkaç gündür görüyorum ama emin olamadım, her gün bu caddeden nereye gidiyorsun?” diye sordum. Yeni taşınmışlar, evi caddenin sonundaki varoş mahallesinde imiş ve başka bir fabrikada aşçı olarak çalışıyormuş…
Baya bir hasret giderdikten sonra, motoruna bindi, giderken de, “Müdürüm, ailecek te görüşelim, buralarda hiç çevremiz yok, herkes kendi halinde, bari sizinle gidip gelelim, hanımın ve çocuğun çok canı sıkılıyor!” dedi. Okeyleştik ve “İstediğiniz zaman buyurun gelin!” dedim. Akşam durumdan eşime de bahsettim. Bu arada ben 8 yıllık evliyim ve 4 yaşında bir çocuğum var. Erkanın da hemen bir çocuğu olmuş ve bir buçuk yaşına girmiş. Eşim, “Olabilir, eğer hanımı kafadengi birisi ise, benim de canım sıkılıyor aslında, benim içinde iyi olur.” dedi. Erkan birkaç gün sonra dükkanın önünden motorla geçtiğinde bu sefer arkasında başörtülü, pardesülü kapalı bir bir bayan ve kucağında bir çocuk vardı. Ofisimde olduğum için onlar beni görmedi, ama ben çok şaşırmıştım, karısının kapalı biri olabileceğini hiç düşünmemiştim ve ilk defa görüyordum, fakat çok hızlı geçtikleri için doğru dürüst görememiştim.
Cumartesi akşam üzeri Erkan dükkana uğradı ve “Müdürüm, müsaitseniz Pazar günü size gelmek istiyoruz?” dedi. Karıma telefon açıp müsait olup olmadığımızı sorduğumda, karım da, “Müsaitiz müsaitiz, buyursunlar gelsinler, hatta biraz erken gelsinler kahvaltıyı da birlikte yapalım!” dedi. Pazar günleri işyerini açmıyordum, Pazar sabah erkenden kalkıp unlu mamül fırınına giderek Simit, Poaça ve Börek aldım ve beklemeye başladık. Saat 10:00 gibi geldiler, kapıda karşıladık. İçeri geçtiler, “Hoşgeldin!” diyerek eşine elimi uzattım ve tokalaştık. Ama ne tokalaşma! Elleri ateş gibi yanıyordu! Samimi bir şekilde, “Ben Hayriye!” dedi. “Ben de Nahit!” dedim ve ekledim, “Bu arada siz hasta olacaksınız galiba, ateşiniz var!” dedim. Hayriye hafif gülümseyerek, “Yok, benim doğal halim bu!” dedi. Erkan da, “Müdürüm ben kışın soba kullanmıyorum, Hayriyenin teni çok sıcaktır!” dedi, gülüştük. Hayriye minyon tipli, hafif çukur gözlü, beyaz tenli, yüzü ve vücut yapısı süper güzel bir kadındı. Ona bakmaktan kendimi alamıyor, fakat göz göze gelmeye de korkuyordum.
Kahvaltı masasına geçtik. Hayriye çocuğu uyutmak için yan odaya geçti. Bu arada biz masaya oturunca, ona benim karşımdaki sandalye kaldı. 5-10 dakika sonra geldi ve karşıma oturdu. Derin bir kahvaltı sohbeti, yaz olduğu için balkon kapısı açık, güzel bir ortam, kakara kikiri 2 saat kadar masada kaldık. Hayriye kapalı olmasına rağmen çok hoş sohbet, biraz utangaç ama konuşkan birisiydi. Kahvaltıdan sonra biz balkonda koyu sohbete dalmışken, hanımlar bulaşık falan derken öğlen oldu ve hanımlar yanımıza gelerek pikniğe gitme teklifinde bulundular. Hazırlıklar yapıldı pikniğe gittik. Vaktimiz çok güzel ve eğlenceli geçiyor, bu arada samimiyetimiz artıyordu. Piknikte çay içerken Hayriye bana, “Nahit abi, Erkan 3 yıldır seni öyle anlatıyordu ki, merakımdan çatlamıştım!” dedi. Erkan da lafa girdi, “Ee o benim biricik müdürüm, bana çok babalık yaptı, ondan gördüğüm iyiliği babamdan görmedim ben, gerçi fabrikada yardım etmediği tek işçi yoktu, o fabrikadaki bütün işçilerin babasıydı!” dedi. Hayriye de, “Abi ne zaman bir durum olsa Erkan, şimdi Nahit müdürüm olacaktı ben bu hale düşmezdim diyor, seni anlata anlata bitiremiyor!” dedi. Bu arada eşim bir bana, bir Hayriyeye bakıyor, bir şeyler çözmeye çalışıyordu. Ben ise kötü duygulara girmemek için kendimi zorluyor, fakat Hayriyeden de gözümü alamıyordum. 19 – 20 yaşında, süper güzel bir hatun karşımda ve göz göze gelmemek için resmen kendimle savaşıyorum.
Akşam üzeri piknikten döndük, akşam yemeği falan derken saat 22:30 oldu. Herkes pikniğin de etkisiyle baya yorulmuştu. Bunlar, “Artık kalkalım…” dediler. Sabah gelirken minibüsle geldikleri için yine minibüsle gitmeleri gerekiyordu ben, “Olmaz, minibüsle göndermem, sizi ben bırakırım!” dedim. “Ya zahmet etme.” falan dediler. Ben de, “Hem evi de öğrenmiş olurum.” deyince itiraz etmediler. Eşime, “İstersen sen de gel.” dedim. Eşim, “Ben yorgunum, sen bırak gel.” dedi. Neyse ben bunları evlerine bıraktım. Arabadan inerlerken çocuk Erkanın kucağında idi. Vedalaşırken yine tokalaştık, ama Hayriyenin elleri yine ateş topu gibi yanıyor ve içimi fena yapıyordu. Elimi bırakmadan, “Nahit abi her şey için çok teşekkürler, çok güzel bir gündü, en kısa zamanda biz de sizi bekliyoruz!” dedi. Bu arada gözlerimin içine bakıyordu, durduğum yerde yarağım kazık gibi olmuş, yüzüm kızarmıştı. “Abi sen bana diyorsun ama sen hasta olacaksın, yüzün kıpkırmızı ve terliyorsun!” dedi. Ben de güneş çarpmış olabileceğini söyledim. Vedalaştık ve ben eve döndüm.
Eşim geceliğini giymiş yatmış, yatakta beni bekliyordu. Soyundum ve yatağa girdim. Biraz sohbet ettik, onları nasıl bulduğunu sordum. Çok beğendiğini, iyi insanlar olduğunu ve görüşebileceğimizi söyledikten sonra bana manalı manalı bakarak, “Umarım bu düşüncelerim yüzünden beni pişman etmezsin!” dedi. (Eşim çok kıskanç bir yapıya sahiptir). “Ne demek istiyorsun?” dedim. “Kız çok güzel ve sana da çok hayran kaldı!” dedi. “Ne alaka? Kocası anlatmış, o da merak etmiş, ne var bunda?” dedim. “Daha çok toy, sen yine de dikkat et!” dedi. “Abartıyorsun! Duymadın mı, bana Abi diyor, ayrıca kapalı birisi!” dedim. “Orası öyle, ama ne bileyim, o kadar güzel ki kıskanmamak elde değil!” dedi. Ben de, “Sen ondan güzelsin karıcığım!” diyerek dudaklarından öptüm ve amını avuçladım ve okşamaya başladım. Sonra karımın külodunu çıkardım, amını yalayıp, az önceki elin sıcaklığının ve konuşmalarında etkisinde kalarak kazık gibi olmuş yarağımı karımın amına geçirdim. Karım, “Offfffff, işte bu huyuna bayılıyorum senin, ne zaman aklımdan geçse yarağını amımda buluyorum!” diyor ve dudaklarını ısırıyordu…
Ben ise Hayriyeyi siktiğimi hayal ediyor, karıma köklüyordum. Karım zevke gelmiş çılgınlar gibi inliyor, “Ben bu yarağı kimseyle paylaşamam! Bu yarak bana ait! Sakın o karıyı sikeyim deme!” diyor, kendi kuşkularını dillendiriyordu. “Karıcığım merak etme, Hayriye karşımda soyunup bacaklarını ayırsa bile dönüp bakmam!” diyerek karımın amına pompalıyordum. Karım, “Ben seni bilmezmiyim? On senedir yediğim bu yarağı tanımazmıyım? Öyle bir fırsatı kaçırırmısın sen, bulduğun ilk fırsatta koyarsın kızın amına!” diyor, beni daha da azdırıyordu. 20 dakikadır karımı sikiyordum ve artık son noktaya yaklaşmıştım, hızla pompalıyor, “Merak etme aşkım, siksem bile bana senin kadar zevk veremez!” diyerek karımı rahatlatmaya çalışıyordum. Karım ise ikinci defa boşalıyor olmanın zevkiyle, “Sik kocacığım sik, bu yarağa helal olsun, bu yarak ne Hayriyeler hak ediyor! Offfff çıldırıyorum, pompala kocacığım, kökle amıma!” derken, korunmadığı için, yarağımı son bir hamleyle karımın amından çektim ve göbeğine boşaldım. Nefes nefese kalmış bir vaziyette üzerinde 2-3 dakika hareketsiz kaldım, sonra yanına uzandım. Karım dudağıma bir öpücük kondurarak, “Az önce söylediklerimi sakın ciddiye alıp ta kıza birşey yapayım deme haa! Sana belli olmaz, izin verdiğimi falan düşünürsün!” diyerek gülümsedi.
Aradan 3-4 gün geçmişti ama Hayriye bir türlü aklımdan çıkmıyor, resmen bütün gün düşüncemi işgal ediyordu. Ellerinin sıcaklığı aklıma geldikçe yarağım kalkıyor, elleri böyleyse acaba amı nasıldır bunun diye düşünmeden edemiyor, bir yandanda arkadaşımın karısı hakkında böyle düşünceler taşıdığım için kendime kızıyor, müthiş bir suçluluk duygusu yaşıyordum. Tam bir ikilem içindeydim. Bir akşam vakti tam dükkanı kapatmayı düşünüyordum ki, Hayriye caddenin karşı kaldırımından kucağında çocuk ile yavaş yavaş yürüyerek evlerinin ters istikametine doğru gidiyor ve sık sık arkasına dönüp bakıyordu. Hemen koşarak yanına gittim ve arkasından, “Hayriye?” dedim. Galiba sesimi tanıyamadığı için birden irkildi, beni görünce de biraz rahatladı. “Bu saatte böyle yaya nereye gidiyorsun? Hayır mı?” dedim. “Abi sorma ya, Erkan gece vardiyasında çalışıyor, işe gitti, ben de annemlere gidiyorum. Minibüsü beklemeyeyim, yavaş yavaş yürüyeyim dedim, ama hep dolu geçiyorlar, almadılar, buraya kadar geldim.” dedi. Ben de, “Yorulmuşsun, gel biraz dinlen, böyle olur mu, o kadar yol kucağında çocukla yürünür mü, gel hadi!” diyerek çocuğu kucağından alarak, biraz da emrivaki bir tavırla işyerime götürdüm…
Hayriye yorulmuş, kan ter içinde kalmıştı. Soğuk bir kola ikram ettim. “Abi ben almasaydım, geç oluyor, şimdi minibüsler nöbete düşerse çok geç kalırım!” dedi. Ben de, “Merak etme, seni bu saate minibüsle gödermem, ben bırakırım, rahat ol, al şunu iç, serinle biraz!” dedim. “Nahit abi zahmet etme, ben minibüsle giderim!” dedi. Ben kaşlarımı çatarak, “Seni bu saatte böyle göndermem, sonra Erkan duyarsa bana kırılmaz mı?” dedim. Hayriye de çaresiz, “Peki abi!” dedi ve kolayı aldı. Çocuk uyuyordu, koltuğa yatırmıştım. Sohbete başladık, tam karşımda oturuyor ve havadan sudan konuşuyorduk. Ben ise yine gözümü dikmiş öyle derinlere dalmıştım. Birkaç defa göz göze geldik. Ben hep gözümü kaçırıyordum ve sonuncuda kaçıramadım, bir an sessizlik oldu, 10-15 saniye gözgöze bakıştık. Bu defa o gözünü kaçırdı, ben hemen toparlanmaya çalıştım, ama bu arada masa altında benim yarak yine kazık gibi olmuştu. “Abi ne zaman kapatıyorsun?” dedi. Ben de, “5-10 dakikaya kadar kapatırım, gideriz!” dedim. Bu arada yukarıyı evi aradım ve bir işim olduğunu, bir yere kadar gidip geleceğimi ve merak etmemelerini söyledim.
Masanın altından yarağımı düzelttim, eğer anlarsa rezil olacağımı düşündüm ve sakinleşmek için birkaç dakika dikkatimi dağıttım, masadaki evrakları dosyaları falan toparladım. Sakinleşince de, “Hadi kalkalım!” deyip çocuğu kucakladım ve arabaya kadar ben götürdüm. Arabaya varınca çocuğu almasını, kapıları açacağımı söyledim. Çocuğu alırken ben biraz çekingen davrandım, ama o çok rahattı ve yanaştı, çocuğu sıkı tutabilmek için sarılarak alırken, benim kolumun birisi çocukla onun arasında kaldı ve pardüsünün üzerinden taş gibi göğüslerini ilk defa hissederken neredeyse kalp krizi geçirecektim. Kapıları açtım, arkaya binmek istedi. “Aşk olsun, bu da ne demek oluyor? Hakaret sayarım bunu!” deyince, “Ay abi özür dilerim, böyle düşüneceğini bilemedim!” dedi ve ön tarafa geçti. Neyse yola çıktık, bu arada hava iyice kararmıştı. Ben acele etmiyor, yolu uzattıkça uzatmaya çalışıyorum. Gideceğimiz yer normal trafikte yarım saatlik yoldu, ama akşam trafiği de işin içine girince baya bir uzadı. Trafik durunca, ben kucağındaki çocuğun yanağını okşamak bahanesiyle ona yanaşıyor, zaman zaman kazara olmuş gibi göğüslerine elimi sürtüyordum…
Çaktırmadan kalkmış yarağımı düzelttim ve konu açılsın diye, “Demek Erkan benden çok behsetti ha, öyle mi?” diye sordum. “Sorma Nahit abi, seni yere göğe sığdıramıyor, ben de merakımdan çatlıyordum.” dedi. “Eee merakın geçti mi? Nasıl, merak ettiğin kadar varmıymışım bari?” dediğimde, bir iki saniye sustu ve “Evet, çok iyi bir insansınız!” dedi. “Teşekkür ederim, sizde iyisiniz, Erkanı severim, çok saygılı çok efendi bir çocuk. Onla evli olğun için çok şanslısın! Eminim iyi bir kocadır!” diye zarf attım. Hayriye yine bir iki saniye sustuktan sonra, “Eh işte, öyledir…” dedi. “Ne demek şimdi bu? Nasıl eh işte? Evliliğinizde sorun mu yaşıyorsunuz?” diye sordum. “Abi evlilik olur da sorun olmaz mı?” dedi. “Hayırdır, büyük bir sorun mu? Bak üzüldüm şimdi, oysa ben sizi çok mutlu görmüştüm.” dedim. “Yok, tabi ki mutluyuz, ama bizim de kendimize göre sorunlarımız var tabi, biraz özel sorunlar Nahit abi.” dedi.
“Bana güvenebilirsin, eğer paylaşmak istersen seni dinlerim ve elimden geldiğince de çözümü konusunda yardımcı olurum, ayrıca bende sır olarak kalır, bu konuda bana güvenebilirsin!” dedim. “Nahit abi sana güvenmesem bu kadarını da söylemezdim zaten, ama güvensem de daha fazlasını anlatmam doğru olmaz.” dedi. “Peki sen bilirsin!” deyip, torpidodan bir kartvizitimi çıkardım ve uzattım, “Eğer çok daralır da konuşmaya ihtiyaç duyarsan çağrı bırak, ben seni ararım!” dedim. Kartı aldı, “Tamam abi, ararım!” dedi. Bu arada yüzü değişmiş, hüzün, utanma, çekinme ve korku karışımı tuhaf bir ifade almış, gözlerini karşıya dikmiş anlamsızca yola bakıyordu. Bir kart daha çıkardım ve bir kalemle birlikte uzattım, “Buna da sizin numarayı yaz, bende de sizin numaranız bulunsun.” dedim. Numarasını yazdı ve uzattı. Baktım ev numarasını yazmış sadece, “Cep numaranı da yazsaydın.” dedim. “Ben cep telefonu kullanmıyorum, hep evde olduğum için ihtiyacım olmuyor.” dedi. “Peki tamam!” dedim.
Bu arada gideceğimiz yere varmıştık. Hayriyeye arabadan inmeden ona, “Sen kötü görünüyorsun, büyük bir sorununuz var galiba?” diye sordum. “Yok bir şey abi, sonra anlatırım!” dedi. “Tamam o zaman, yarın mutlaka telefonunu bekliyorum, anlatacaksın bana!” dedim. “Tamam! Erkan öğleden sonra saat 2:30 gibi evden çıkıyor, ozaman ararım.” dedi. “Tamam o zaman saat 2:30 dan sonra telefonunu bekliyorum, mutlaka ara bak! Bu arada sen geri nasıl döneceksin, saatte epeyce oldu?” diye sordum. “Ben bu gece burada kalacağım abi, kardeşimin düğün hazırlıkları var, yarın alışverişe çıkacağız, alışverişten sonra oradan direkt minibüsle dönerim eve. Abi çok teşekkür ederim, sana zahmet oldu bu geç saatte.” dedi. “Ne zahmeti canım, ne olacak ki, ne zaman arabalık bir durum olursa, gece gündüz farketmez, aramazsan gücenirim!” dedim ve tokalaşmak için elimi uzattım. Çocuğun başını dizine koydu ve tokalaştık. Eli elimde, “Yok bu sıcaklık normal bir şey değil!” diyerek gülümsedim. “Abi benim elim hep böyledir, pek tokalaşmam ama kimle tokalaşsam çocukluğumdan beri hep bunu söylüyorlar, demek ki sıcak kanlı birisiyim!” diyerek o da gülümsedi ve arabadan indi.
Hemen geri döndüm, ama içim içime sığmıyordu, eve nasıl vardım bilmiyorum. Gözümün önünden gitmiyordu, ertesi gün öğlene kadar bana bir yıl kadar uzun geldi. Saat 14:30 gibi çıktım dışarıya ve Erkanın geçmesini bekliyorum, ama geçmedi. Saat 15:30 oldu, ne Erkan geçti ne Hayriyeden telefon geldi, kafayı yiyordum. Masama geçip koltuğuma oturup gözlerimi saate diktim, kulağım telefonda. Saat 16:15 oldu halen telefon yok. Ne olursa olsun ben arayacaktım, eğer Erkan açarsa (Haftasonu müsaitseniz, ya siz gelin, yada biz gelelim) deyip bir şekilde olayı kapatacaktım. Kaldırdım telefonu, çevirdim numarayı, daha ilk çalışının ilk saniyesinde telefon açıldı…
“Alo.” dedim. Hayriyeden titrek ve kısık bir sesle cevap geldi, “Alo?” dedi. “Ben Nahit, Erkan evde mi?” diye sordum. “Yok Nahit abi, 14:30’da gitti o.” dedi. “Buradan geçmedi, kapıda bekledim ama göremedim?” dedim. “Abi motorla gitmedi, servisle gitti, normalde servis alıyor onu, ara sıra motorla gidiyor.” dedi. “Anladım. Hani arayacaktın, neden aramadın?” diye sordum. “Aramadım işte…” dedi. “Neden? Hani konuşacaktık?” diye sordum. Kısa bir sessizlik oldu, “Boşver Nahit abi, konuşmayalım!” dedi. “Hmmm. Pardon, sanırım aramakla ben yanlış yaptım. Ben konuşacağımızı, bana sıkıntılarını anlatacağını düşünmüştüm.” dedim. Yine kısa bir sessizlikten sonra, “Abi hangi sıfatla dinleyeceksin benim sorunlarımı, yani sana neden anlatayım, seninle neden konuşayım bunları?” dedi. “Dost olduğumuzu düşünüyordum ben.” dedim. “Tamam abi dostuz, ama aile dostuyuz, sorunlarımızla seni meşgul etmek istemem.” dedi.
“Sen bilirsin, ama akşam da dediğim gibi, eğer anlatmak, boşalmak istersen dinlerim ve anlattıklarını da bir sır olarak saklarım (burada boşalmak kelimesini özellikle kullanmıştım), her şeyi içine atmak sağlığına zarar verebilir, insanda bazen dışa vurma ihtiyacı doğar.” dedim. “Ya elbette konuşmaya ihtiyacım var, elbette birilerine anlatsam rahatlarım, ama bu neden siz olasınız? İşte benim kafamı karıştıran bu, yoksa birileriyle sıkıntımı paylaşmayı ben de isterim.” dedi. “Sen bilirsin, kime güveniyorsan onunla paylaşırsın, güvendiğin birisi varsa ona anlat, ama içinde tutma. Akşam bir ara çok kötü oldun, o halin aklımda kaldı, üzüldüğüm için aradım, onun için anlatmanı istedim, bana güvenebileceğini düşündüm.” dedim. “Güveniyorum…” dedi. “Güveniyorsan anlatırsın.” dedim. “Şimdi değil, ama belki daha sonra anlatırım.” dedi. “Peki ne zaman istersen anlatabilirsin, bilesin ki ben dinlemeye hazırım!” dedim. “Tamam abi bunu bilmek içimi rahatlattı.” dedi.
“Seni tutmayayım, eğer işin varsa kapatabiliriz.” dedim. “Yoo işim yok, çocuk uyuyor zaten.” dedi. “İyi, benim de canım sıkılıyordu, sakıncası yoksa öylesine sohbet edelim.” dedim. “Sakıncası yok…” dedi. “Alışverişi yaptınız mı?” diye sordum. “Evet yaptık, çok güzel şeyler aldık.” dedi. “Senin güzel şeylere ihtiyacın yok ki.” dedim. “Bana değil, kardeşime aldık… (Biraz sessizlik oldu) Hem benim neden güzel şeylere ihtiyacım olmasın ki?” diye sordu. Sustum, terledim ve titremeye başladım. Titrek bir sesle, “Sen zaten çok güzelsin, extra güzel bir şeye ihtiyacın yok!” dedim. Yine kısa bir sessizlik ten sonra, “Ciddi ben güzelmiyim?” diye sordu. “Hemde çok!” dedim. “İltifatın için teşekkür ederim, bunu duymak çok güzel!” dedi. Hayriyenin bu sözleri bana cesaret vermişti, artık balık oltaya geliyordu, “İltifat değil, gerçekten çok güzelsin, hatta hayatımda gördüğüm en güzel kadınsın!” dedim. “Yok artık, o kadar da abartmayın lütfen!” dedi. “Abartmıyorum!” dedim. “Nerem güzel ki?” diye sordu. “Yüzünden başka nereni gördüm ki?” deyince gülüştük…
“Beni güzel bulmana sevindim Nahit abi!” dedi. “Sorununuz bu mu yoksa, Erkan seni güzel bulmuyor mu?” diye sordum. “Yok, o da güzel olduğumu söyler ara sıra.” dedi. “Hmmm, tutturamadım!” dedim. “Abi sonunda konuşturacaksın beni, bizim sorunumuz sağlık sorunu!” dedi. “Nasıl yani, sağlık derken? Yoksa hastamısın? Demiştim sana bu sıcaklık normal değil diye.” dedim. “Yok abi, sorun Erkanda, bende değil!” dedi. “Öylemiiii? Peki nesi var? Hemen tedavi ettirelim, ağır bir hastalığı falan mı var? Doktora gittiniz mi?” diye sordum. “Hayır gitmedik! Zaten sorun da bu! Doktora gitmemesi!” dedi. “Nasıl yani? Niye gitmiyor ki?” dedim. “Gitmiyor işte!” dedi. “Ben götürürüm onu, sen hastalığını söyle bana!” dedim. “Gitmez abi! Utanıyor!” dedi. “Yahu sağlığın utanması mı olur, bu nasıl bir zihniyet, doktora gidilmez mi, nesi var bunun? Verem mi? Kanser mi?” diye sordum. “Yok abi, öyle bir şey değil, erkekliği ile ilgili…” dedi.
İşte tuzağıma düşmüştü. Biraz sessizlik oldu. “Hmmm, sanırım anlıyorum, ama sağlık sağlıktır, ben öyle düşünürüm, eğer tedavisi olan bir rahatsızlıksa gitmeli doktora!” dedim. “Abi özür dilerim, ama bir şey soracağım, tamam ben sana güveniyorum, ama aynı zamanda da senden utanıyorum, biraz açık konuşsam ayıp olur mu?” dedi. “Ne ayıbı yaa! Sen ne saçmalıyorsun, ayıp falan olmaz, istediğin gibi konuş! Anlat şimdi, nedir sorun?” dedim. “Abi Erkanın erken boşalma sorunu var!” dedi. “Öylemi? Hmmm, anladıımm, peki ne kadar erken?” diye sordum. “Çok erken! Dakika bile sürmeden! Bir defasında içine bile giremeden 3 kere boşaldı, dördüncüde de içine girer girmez boşaldı ve o günde çocuk kaldı. Aslında gerdeği de o gün yapmış olduk, yani düğünden 2 ay sonra! Ara sıra söylüyorum doktora gidelim diye, doktora gideceğimize beni öldür diyor.” dedi.
“Hmmm, durum baya vahimmiş, senin adına nekadar üzüldüğümü bilemezsin!” dedim. “Nahit abi bana bunları anlattırıyorsun da, peki yengemle sizin sevişmeniz nekadar sürüyor? Ne sıklıkta yapıyorsunuz?” diye sorduğunda bir üst Level’e geçtiğimizin göstergesiydi bu soru. Zafer kazanma yolunda ilerliyordum. Konuşmanın bundan sonrasını iyi yönlendirebilirsem, Hayriyeyi kesin sikebilecektim. “Yengenle hemen hemen hergün sevişiriz ve 20-25 dakikadan tut da 1 saati geçer bazen!” dedim. Hayriyenin şaşkınlığını telefondan bile hissedebiliyordum, “Yok yaa? Okadar sürüyor mu abi? Okadar süre yengemle ne yapıyorsunuz?” diye sordu. “Vaktimiz kısıtlıysa hemen yengene girerim ve 20-25 dakika yaparım yengeni, fakat vaktimiz bol olduğunda, yarım saate yakın birbirimize Oral yaparız, 69 yaparız, Rus işi, Fransız işi yaparız, Amerikan işi yaparız, değişik Fantaziler yaparız, Dirty Talking yaparız, birbirimizi birer ikişer kez Orgazm ettikten sonra Finali Doggy veya Jokeyle yaparız!” dedim. (Bilerek bu kelimeleri seçmiştim!).
Hayriye, “Oral? 69? Dörti Tolkink? Jokey? Dogi? Rus işi…? Abi anlatacaksan Türkçe anlat da anlayayım!” dedi. “Oooo, pardon canım! Haklısın! Örneklelerle anlatsam daha iyi olur aslında, fakat biraz açık saçık olur, sakıncası var mı?” dedim. “Yoo, sakıncası yok, istediğin gibi anlat abi!” dedi. “Bak şimdi, sevişmeden önce, yani sikişmeden önce, ön sevişme denilen birşey var, 69 bunlara en güzel örnek. 69’u sana şöyle açıklayım: Mesela ben yatakta sırtüstü yatıyorum, sen de benim üzerime ters yatıyorsun, ben seninkini yalarken, sen de benimkini yalıyorsun. Bunları yaparken de Dirty Talking yapıyoruz, mesela, Yarrağımı iyi yala Orosopu! Taşaklarımı em amına koduğumun Kaltağı! Birazdan senin bu daracık amcığını sikip parçalayacam! Domaltıp, osurta osurta sikecem seni Fahişe! Yarak hastası azgın Orospu seni! diyorum. Sen de, Sik parçala amcığımı koca yaraklı sikicim, erkeğim, kökle amıma, geçir yarrağını! falan diyorsun!” dedim…
Hayriye belliki bu kadar da açık beklemiyordu, sesi kesilmiş, telefonda hızlı hızlı nefes alışını duyabiliyordum. Muhtemelen eli amına gitmişti. Gerçi benim de elim sikimdeydi. Birkaç saniye suskunluktan sonra Hayriye heycanla ve titrek bir sesle, “Eee, sonra…?” diye sorunca, bir üst Level’e daha geçmiş olduk ve anlatmaya devam ettim. Artık resmen telefonda sekse dökmüştüm işi, “Bak mesela, amın kıllı mı?” diye sordum. Hayriye burnundan soluyarak, heyecanla, “Yok değil, devam et lütfen!” dedi. “Ohhh, yani amın kaymak gibi, kaymak gibi amlara bayılırım! Amının dudaklarını ağzıma alıp sündürüyorum, emiyorum, amcığına dilini sokuyorum, götünün deliğini parmaklıyorum! Sen de yarağımı hızlı hızlı emiyor, aynı zamanda amını yüzüme bastıra bastıra sürtüyorsun. İkimiz de birbirimizin ağzına boşalıyoruz, ben senin amının sularını yalarken, sen de benim döllerimi yalayıp yutuyorsun!” deyince, Hayriye köpek gibi soluyarak, telefonda inlemeye başladı. Çok geçmeden, Hayriyeden “Ağıhhhh Ihhhhh…” diye bir inleme çıktı ve hiç birşey söylemeden telefonu kapatıverdi. Kesin Orgazm olmuştu ve utancından kapatmıştı telefonu. Bu arada ben de küloduma boşalmıştım!
Ertesi gün yine aynı vakitte aradım. Hemen açtı yine telefonu, “Alo?” dedi. “Alo benim, Nahit! Dün hata ettim galiba, özür dilemek ve vedalaşmak için arıyorum, söz birdaha aramayacam! Kendine iyi bak, bye!” dedim. Hayriye hemen, “Dur kapatma!” dedi. “Efendim canım?” dedim. “Eğer dünkü bir hataysa, bu sadece senin hatan değil, bunu ben de istedim! Bana kızma, dün çok tuhaf oldum, ondan kapattım telefonu! İlk defa kendimi gerçek bir kadın gibi hissettim, ne olur konuş benimle. Beni birdaha aramazsan, ot gibi yaşamaya mahkum olurum, hayatımda hiç heyecan kalmaz!” dedi. Hayriye tam istediğim kıvama gelmişti, biraz daha üstüne gitmeye karar verdim ve “Bak canım, bu yaptığımızın yanlış olduğunu ve de sonunun nereye varacağını sen de biliyorsun, en iyisi burda bitirelim bu işi!” dedim. Hayriye ağlamaklı bir ses tonuyla, “Bunu bana yapma! Eğer yalvarmamı istiyorsan yalvarırım! Ne yapmamı istersen yaparım, nasıl olmamı istiyorsan öyle olurum! Altına yatmaya bile hazırım! Orospun olurum! Kaltağın olurum! Yarağını yalarım, döllerini yutarım! Erkeğim benim, sikicim benim! Domalt sik beni! Geçir yarağını amıma! Götümü sik, parçala!” deyince, dünkü kaldığımız yerden telefon seksine devam ettik…
Yaklaşık bir hafta boyunca hergün telefonda seks yaptıktan sonra, arkadaşımın o kapalı ve utangaç karısı Hayriye, artık tam bir Orospu gibi olmuştu ve artık gerçekten sikilmek istiyordu. Ben de dayanamıyordum artık ve nezamandır yüzünü görmemiştim, “Yarın sabah işyerime uğrasana aşkım, seni çok özledim!” dedim. “Kocam evde, çıkamam!” dedi. “Karımdan yemek tarifi almaya gideceğini söylersin, 5 dakika görsem yeter!” dedim. “Tamam bakarız!” dedi. Ertesi sabah saat 08:45 gibi işyerime geldiğinde içim içime sığmıyor, çıldırıyorum. Hemen kapıyı kilitledim, pancurları indirdim ve yanına geçtim. Aman tanrım o ne güzellik! Hafif bir makyaj yapmış, başında desenli saten bir başörtüsü vardı. Pardesüsünü çıkardığında, üzerinde beyaz sıfır yaka bir badi, altında topuklarına kadar inen, tüm hatlarını belli eden, kırmızı dar bir etek. Direk yanına vardım, ellerimi uzattım, ellerimden tuttu. Koltukta oturuyordu, kendime doğru çekerek kaldırdım ve direk dudaklarına yapıştım…
Çılgınlar gibi öpüşüyoruz. “Aşkım gel arka odaya geçelim!” dedim, elinden tuttum, arkadaki küçük odada Çekyat vardı, hemen oraya girdik. “Dur yapma, yakalanırsak rezil oluruz!” dedi. “Aşkım ben o riski alacak kadar istiyorum seni! Ya sen?” dediğimde, eteğini kaldırdı külodunu sıyırdı, Çekyata yattı ve “Ben de kocamı ve çocuğumu evde bırakıp sabahın köründe karından yemek tarifi almak gibi sudan bahaneyle buraya gelecek kadar istiyorum! Hadi sik beni!” dedi. Hemen amına yumuldum, bir iki dil darbesi atmak için, fakat sanki hiç am yok, orada incecik bir çizgi varmış gibi duruyordu amcığı. Hayatımda siktiğim karının haddi hesabı yoktur, ama böylesini hiç görmemiştim, 3-4 cm uzunluğunda ince bir çizgi! Aşkım bu ne böyle?” dedim. “Ne var, ne oldu?” dedi. “Aşkım bence Erkanda sorun yok, bu amcığa giremeden boşalmak hastalık değil, kimse dayanamaz buna!” dedim…
Hayriye saçlarımdan tutup beni kendine doğru çekti, “Çok konuşma şimdi karın falan gelir, hadi aç şu amcığımı!” dedi. Benim yarak zaten akşamdan beri kazık vaziyette, o amcığı da görünce damarlar patlayacak hale geldi. Hemen kafasını bolca tükürükledim ve Hayriyenin amına aşağı yukarı sürtmeye başladım. Yarağımın kafasını amının dudaklarında hissedince, Hayriyenin gözleri kaydı, “Aşkım, ilk erkeğim sen olacaksın, çok özledim bu anı, hadi sevgilim, geçir artık bana!” dedi. “Aşkım sen doğum yapmadın mı? Bu amcık sanki hiç açılmamış gibi!” dedim. “Sezeryanla doğurdum! Zaten Erkan içine girdi bir defa bile git gel yapmadan patladı, amımın gördüğü yarak bu kadar! Şimdi sen patlat, hadi göster marifetini, Zifaf yaptır bana, acıt canımı!” diyerek habire üstüne çekiyordu. “Hazırmısın aşkım?” dedim. “Hazırım erkeğim! Hemde nasıl hazırım! Anladın mı şimdi elimdeki ateşin sebebini?” dedi.
Yüklendim! Sanki yarağımla çarşaf yırtıyorum, o kadar dar amcık! Zar zor yarısına kadar soktum, Hayriye kolunu ısırıyor, gözleri sım sıkı kapalı, sanki nefes almıyordu. Biraz bekledim, kollarını açtım, parmaklarımı parmaklarına geçirdim, “Gözlerini aç sevgilim!” dedim, açtı. Göz gözeyiz, nefeslerimiz birbirine karışıyor, “Hadi kökle erkeğim!” diye inliyor. Bir daha yüklendim ve artık dibindeydim. Gözü gözümde, dişlerini sıkıyor ve öyle bir bakışı vardı ki, gözlerinden birer damla yaş başörtüsüne doğru süzüldü. Sikimi yavaşça geri çektim, tekrar yüklendim. Birdaha, bir daha derken titremeye başladı. O tapılası güzellik altımdaydı ve ben onu sikiyordum, hemde göz göze, inanamıyordum. Saatlerce öyle kalabilirdim, fakat acele etmeliydim, vaktimiz çok dardı, başladım pompalamaya ve gözlerinin içine bakarak, “Aşkımsın! Sevgilimsin! Kadınımsın! Orospumsun! Fahişemsin!” diyordum…
Hayriye de, “Erkeğimsin! Sikicimsin! Vurucumsun! Hadi sik beni! Hadi kökle! Vur dibime! Ohhhh yedir yarrağını bana, hadi sik Erkanın karısını, hadi vur koçum, vur erkeğim, çatır çatır sik, doyur amımı! Ohhhh, ilk erkeğimsin! Kökle Orospuna! Kökle Fahişene! Hadi hadi sik beni! Sik arkadaşının karısını! Senin Orospunum hadi!” diyordu. Bir süre pompaladım ve Hayriye sara hastası gibi titreyerek Orgazm oldu ve “Ben bittim, hadi sen de boşal erkeğim!” dedi. “Korunuyormusun?” dedim. “Hayır, fakat patla amıma, fışkırt, dibimi dölle erkeğim!” deyince ben de öyle bir patladım ki, 15 yıldır böyle boşalmamıştım. 3-4 dk. içinden çıkmadan üzerinde yattım dudak dudağa. Sonra hemen kalktık toparlandık. Pancurları ve kapıyı açtım hem caddeye bakıyoruz hem konuşuyoruz. “Harikaydın aşkım, bana kadınlığımı tattırdın!” dedi. “Sen de öyle aşkım, o nasıl amcık öyle, neredeyse hiç olmayacakmış, resmen yarağımı acıttın!” dedim. “Bendeki amcık amcık da, siken yarak olmayınca amcık ne yapsın? Aşkım ben gideyim artık, kimseyi şüphelendirmeyelim!” dedi. “Tamam aşkım, yalnız bu sikişi ben saymıyorum! Bu akşam geleceğim, seni evinde doya doya sikeceğim, olur mu canım?” diye sordum. “Aşkım çok korkuyorum gören olur diye!” dedi. “Yok ben kimseye görünmeden gelirim aşkım. Saat tam 20:30 da sendeyim, tamam mı Hayriye?” dedim, “Tamam Nahit!” dedi, gitti.
Heyecanla akşamı beklemeye başladım. Akşam saat 20:30 da evinin önünden geçerken sokak kapısının açık olduğunu gördüm ve hemen içeri daldım. Kapıdan içeri girer girmez kapı arkamdan kapandı. Baktım kapıya sırtını dayamıs öyle bekliyordu. Evin ışıkları tamamen sönüktü, ancak sokak lambasının ışıkları pencereden sızıyor ve evin içini loş bir aydınlık kaplamıştı. Hemen kucağıma aldım ve odaya götürdüm hiç konuşmuyorduk. Öpmeye başladım. Yavaşça çömeldi ve gözlerimin içine bakarak fermuarımı açtı, yarağımı ağzına alarak öyle bir emmeye başladı ki, daha bir dakika olmamıştı, benim yarak beton gibi olmuştu bile. Ben de onu yalamak istiyordum, yarağımı iki eliyle kavradı, “Hayır ben bunu istiyorum hemen, sen sonra yalarsın, vaktimiz çok nasıl olsa!” dedi.
Hemen birbirimizi soyduk, yere uzandı, “Hadi koçum! Hadi benim hovardam! Göster şu erkekliğini! Yarağa doyur şu amcığımı!” dedi. Hiç beklemedim, hemen bacaklarının arasında yerimi aldım, yarağımı amının dudaklarında aşağı yukarı gezindirmeye başladım. Hayriye çıldırmıştı, kıvaranıyor, “Geçir kökle artık, ne olur dayanamıyorum, sok koca yaraklım, sok orospun olayım, sok artık!” diye yalvarıyordu. Öyle bir kökledim ki yarağımı, sanki kızgın bir taşın deliğine sokmuşum gibi acı duydum. Onun ise çığlıkları evin içini doldurdu. Gözleri hafif kaydı, bayılacak sandım. Derin derin nefes alıyordu. Ben yarağımı amından yavaşça geri çekip, çok sert bir şekilde tekrar yüklendim. Kısık bir sesle inliyor, boynumu ve kulaklarımı yalıyor, küçük ısırıklar konduruyordu. Ben hızlanmıştım, kısık kısık nefes alıyordu, “Vur erkeğim, dibime vur! Vur koçum! Sik, becer beni! Sen benim ilk erkeğimsin, yırt şu amımın yarak görmeyen yerlerini, yırt aşkım, kocacığım, koca yaraklı hovardam, sik parçala amımı koca yaraklım, sikemeyenin amını böyle sikerler, off dayanamıyorum, içimi yakıyorsun, pompala canım, hadiiiiii geçirrrrr aslanım!” dedikçe hayvanlaşmıştım…
Hayriye amının kaslarını sıkarak adeta yarağımı bırakmamacasına eziyordu. Amcığı gevşeyeceğine sanki dahada sıkılıyor, daralıyordu. Susmak bilmiyor, haykırıyordu, “Açım koca yaraklım, açım yarağa, açım sikilmeye! Of ne güzel sikiyorsun! Seni ilk gördüğümde amımdan akan suyu görseydin oracıkta Erkanın yanında tecavüz ederdin bana, Erkana da başımı tuttururdun!” dedi. “Tutarmıydı?” diye sordum. “Böyle siktiğini görse eminim beni kendisi siktirir sana, zaten tapıyor sana!” dedi. Bunları duyunca anladım ki, o hanım hanımcık, çıtı pıtı, kapalı kadının fantazi dünyası sınırsızmış, sikişirken konuşmak ve özellikle kocasını aşağılamaktan müthiş zevk alıyordu. Hemen ben de buna yardım etmeye başladım, “Senin o boynuzlu kocanın amına koyayım ben! Karısını siktiğimin pezevengi!” dedim.
“Oooohhh, eveeet, sik Erkanın karısını! Pezevenk kocamın sikemediği amına koyyy errkeğimmm. Sik, boynuzlat arkadaşını, Erkana boynuz taktır bana, sikicim sen ol, boynuzlu pezevengim o olsun, yırt amımı, yırt götümü, sana kendimi o pezevengin kucağında siktirmezsem bu yarrak bana haram olsun sikicim!” diye haykırıyordu. “Sen tam bir Orospuymuşsun, amına koyduğumun Kahpesi, amının ateşi vücuduna, eline vurmuş, anlasaydım ilk fırsatta zorla sikerdim seni, adi Fahişe!” dedim. “Evet tecavüz etmeliydin bana, zorla, bağırta bağırta, ağlata ağlata sikmeliydin, o gün arabanla dağa kaldırmalıydın beni!” dedi. “Sende bu Orospuluk varken seni daha öyle sikerim ki, o pezevenk kocanın boynuzları caddelere sığmaz, merak etme!” dedim. “Ooohhh sik erkeğim Erkanın karısının tazecik amcığını! Daha bu orospu kocasının taptığı bu arkadaşına neler verecek!” dedi. “Neler vereceksin?” dedim. “Amcığımı verecem!” dedi. “Onu zaten verdin amcık karı, dalga mı geçiyorsun, amına koyduğumun Orospusu seni!” dedim.
“Götümü de verecem, bakire el değmemiş götümün de sahibi sen olacaksın erkeğim!” dedi. “İşte bu güzel!” dedim. “Götümü de siktirecem sana, fakat önce şu doymamış amcığımı doyurmalısın, sik Nahitim! Sik erkeğim, hovardam benim! Oohhh! Kocam olacak o pezevengin boynuzları uzasın, arkadaşının altında amımı siktiriyorum, ohhhh! Hadi vur! Sakın durma! Oooof, aaaah dayanamıyorum, bana birşeyler oluyor, içim gidiyor, sakın durma, kökle birtanem, kökle! Ahhhh…” dedi ve titremeye başladı. Boşalmak üzereydi, zevk alması için yarağımı geri çektim, başının yarısına kadar çıkardım ve tekrar kökledim ve öyle bir bastırdım ki, dibinde bekledim ve boşaldığını hissettim. Ben ise hızımı daha alamamıştım, kendimi sıkıyor boşalmamak için direniyordum…
Yaklaşık 45 dakika sonra Hayriye dördüncü kez boşalırken, ben de patlamak üzereydim ve makina gibi hızlandım, “Geliyorum Orospu, nerene boşalayım?” dedim. Hemen bacaklarını sımsıkı belime, kollarını da boynuma doladı, gözlerimin içine bakıyor, sıktığı dişlerinin arasından, “İçime boşal koçum, içime boşal aslanım! Her yerim senin, istediğin yerime boşalabilirsin, ama önce şu Orospunun döle susamış taze amını döllerinle bir sula, arkadaşının sikemediği karısını dölle, bu am senin döllerine kurban olsun, hadi sikicim, hadi fışkırt amıma, fışkırt döllerini!” dedi. “Ya hamile kalırsan?” deyince, “Offff, hadiii, fışkıırrrrt aşkımm, bırak kendini, hadiii ak içimeee, ak amımaa, ohhh hadi sikicim, yolla döllerini hadiii, kalırsam sana hamile kalayım, senin çocuğunu doğurayım, hadiiii!” diye bağırdı. Öyle tahrik olmuştum ki, artık bu sözler üzerine o anda patladım! Ama ne patlayış, amının içi, en ücra köşesine kadar dolmuştu. Adeta kısa bir baygınlık geçirdi…
O gece Hayriyeyi defalarca siktim (Götten de siktim!) ve ilişkimiz 3 yıldır sürüyor. Her fırsatta amdan, götten, ağzından, neresi denk gelirse orasından çılgınca siktim. Şimdi benden hamile kalınca kocasına her şeyi anlatmış, kocası önce kızmış, ama sonra çaresiz olduğu için kabullenmiş…
446 notes · View notes